Yaşamımız boyunca karşımıza çıkan fırsatları tahmin bile edemeyiz. Ne zaman ne olacağı, bizim için her zaman belirsizdir. Kimine göre aşktır kimine göre dostluktur kimine göre ise iş fırsatıdır. Ancak ne olursa olsun tüm bu fırsatların gerçekleşme durumu, bizim gözümüzde çok düşük bir olasılık olarak görülür. İşte bu olasılığın gerçekleşme ihtimali okyanus etkisidir. Tamamen şans eseri gerçekleşen bu karşılaşmalar kişilerin hayatlarında önemli değişiklikler meydana getirir. Biz de dergiCE ailesi olarak yaşamın tesadüflerine inandıran okyanus etkisinin ince detayları konulu içeriğimizi sizlere sunuyoruz. Keyifli okumalar!
1. Okyanus Etkisi
Hepimizin hayatında bolca tesadüf bulunur. Bazıları o kadar hoştur ki gerçekleştikten sonra belli bir süre o tesadüfün nasıl gerçekleştiğini düşünür dururuz. Özellikle iki insanın şans eseri tanışıp birbiriyle samimi oldukları bu durumlara okyanus etkisi denilmektedir. Ancak bununla kalmıyor tabii ki. Tanıştığınız kişi hayatınızın aşkı da olabilir çok uzun yıllar sürecek bir dostluğun başlangıcı da olabilir. Bu karşılaşmalardan sonra iki tarafın da hayatlarında büyük değişiklikler meydana geliyorsa işte bu olay okyanus etkisidir. Toplum içerisinde oldukça sık gerçekleşen bir olaydır.
2. Bitmeyen Dostluklar
Bazen yeni tanıştığımız kişilerle sohbet ederken sanki onları uzun yıllar boyu tanıyormuşuz gibi hissederiz. Belki de yeni tanışmamıza rağmen neyi beğenip neyi beğenmediğini tahmin bile ederiz. Bu tahminler de çoğu zaman doğru çıkar. Öyle durumlar sağlam dostlukların başladığının sinyallerini verir bize. Üstelik bunlar oldukça ilginç bir tesadüf eseri oluşmuştur. Tesadüf eseri tanışan kişiler birbirlerine daha bağlı olurlar. Çünkü bu durum karşılıksız bir şekilde başlamış ve nadir bir şansla oluşmuştur. Dolayısıyla da bunun değerini iyi bilirler. Bu durum da paylaşılmaya, yardım etmeye ve edilmeye izin verilen ve başkalarının ruhlarında güzel izler bırakan bir olgunlaşmanın başlangıcıdır. Bu da bizi yaşamın tesadüflerine inandıran okyanus etkisinin detayları arasındadır.
3. Sonsuz Aşk
Film sahnelerinde bir kadın ve bir erkek bir köşede çarpışır ve kadın dosyaları düşürür. Erkek de kadına yardım etmek için eğilir ve göz göze gelirler. Bu kurgu size tanıdık geldi mi? İşte bu kabaca bir okyanus etkisidir. Bu karşılaşmadan sonra iki kişi de tanışır ve muhtemelen âşık olur. İlk buluşmada zaman ve mekân kavramını yitirir. Özel bağların, sevginin, şefkatin ve karşılıklı ilgilerin buluştuğu bir ortam meydana gelir. Aynı atomlar gibi kenetlenir iki taraf. Şans eseri gerçekleşen bu olay iki kalbin eşleşmesine fırsat tanır. İşte daha önce söylediğimiz gibi kimi zaman bu durum sonsuz bir aşkın başlangıcıdır.
4. Bilinen Örnekler
Sara ve Elena birbirlerinden habersiz üniversitede aynı dersteydi. Bir gün profesör dersi eğlenceli bir hale getirmek için bir video açtı. Tabii ki sınıf kahkahaya boğuldu. Ancak belli bir süre sonra herkes tekrar sessizliğe bürünüp derslerine ve notlarına odaklanmaya başladı. Fakat Sara kendini daha fazla tutamadı ve tekrar kahkaha patlatmaya başladı. Bu kahkahadan sonra Elena da kendini tutamadı ve o da gülmeye başladı. İşte bu onların bitmeyecek olan dostluklarının başlangıcıydı tam olarak. Sonuç olarak aynı şeye gülmeleri aynı şeyi komik bulmaları ve Elena’nın Sara’yı komik bulması onların nasıl eşleştiklerinin göstergesiydi.
5. Bağlanmak Bir İhtiyaçtır
Özel gördüğümüz kişilere bağlanmak beynimizin ihtiyacı olan bir durumdur. Çoğu kişi bu durumu altıncı his olarak değerlendirir. Okyanus etkisi sonucunda tanıştığımız kimseyle oturup kahve eşliğinde sohbet etmek, beynimizin sohbetin gidişatına göre anında o kişinin doğru kişi olduğunu ayırt edebilecek kapasitededir. Çünkü acılarımız dinleniyorsa, teselli ediliyorsak, yeterli duygusal desteği alıyorsak bu durum beynimizde aynı “serotonin patlaması” gibi bir etki uyandırır. Bu etki sonucunda o doğru bulduğumuz kişiyle güçlü bir bağ kurarız. Sonuç olarak bu durum çoğu ilaçtan ve tedavi yönteminden daha etkilidir. Bu sebeple bağlanma ihtiyacı yaşamın tesadüflerine inandıran okyanus etkisinin getirdiği detaylar arasında bulunur.
6. Psikolojik Etkisi
Kişiler kendileriyle uyuşan ve samimi olan kişilerle tesadüf eseri buluştuklarında en samimi dostlukların ilk adımları gerçekleşir. Tabii ki bu adımların gerçekleşmesi için kişilerin kendilerini birbirlerine açması gerekir. Sosyal psikoloji uzmanlarına göre bu durum uzun sürecek dostlukları büyük oranda etkiler. Yardım alabilmek ve güvende olabilmek için endişelerimizi, korkularımızı ve güvensizliklerimizi karşı tarafa söylememiz gerekiyor. Bundan sonra karşı taraf da verdiğimiz sırrımızı tutup, bize destek veriyorsa iki arkadaş arasında arkadaşlık sihri başlıyor. Aynı şekilde karşıdaki kişi de bizden bunları bekleyip yaptığımız takdirde karşılıklı güven oluşuyor.
7. Ayna Kuralı
Yaşamın tesadüflerine bizi inandıran okyanus etkisinin detayları arasında bulunan ayna kuralı, karşılıklı güven alışverişini temsil eder. Nadir durumlarda karşılaştığımız bir kişiye güvenebilecek seviyeye geldiğimiz zaman olaylar tabii ki burada bitmiyor. Çünkü karşılıklı ilgi alışverişlerinde duygusal hediyeler vermek iki tarafın birbirleriyle olan ilişkisini güçlendirir. Sadakat, takdir, samimiyet ve koşulsuz destek gibi duygusal hediyeler ciddi anlamda çok güçlü bir bağ oluşturur arkadaş ya da eşler arasında. İşte bu destekler tıpkı bir ayna gibi karşılıklı gerçekleşirse “Ayna Kuralı” gerçekleşir. Ya da dostluk ayna kanunudur.
8. Akışına Bırakmak
Bazı zamanlarda ne kadar istersek isteyelim dileklerimiz ve hedeflerimiz gerçekleşmez. Düşünürüz, dua ederiz, olması için çaba harcarız ya da hesaplar yaparız. Sonrasında işler yolunda gitmez ve emekler boşa gider. O hesaplayarak yaptığımız adımlar sonucunda hayatımıza aldığımız kişiler bir bir çeker gider. Tam da o sırada suya karşı direnmek yerine olanları kabul etmek ve yeni bir yol çizmek çok önemlidir. Akıntıya karşı kürek çekmek boşa yorar ve hayal kırıklığını arttırır. Kendimizi suyun akışına bırakmak ise eninde sonunda bizi doğru yola çıkarır. Çünkü bilinir ki suda en çok çırpınan en kolay boğulur.
9. Ters Etki
Şans eseri karşılaştığımız insanlarla hayat boyunca bağlantıda olmak tabii ki harika bir duygudur. Ancak kimi zaman hayatımıza giren kişiler ne yazık ki düşündüğümüz gibi uzun süre ilişki şeklinde sonuçlanamayabiliyor. Daha önce okyanus etkisiyle gerçekleşmiş ilişkiler “Keşke olmasaydı.” gibi bir cümle kullanmamıza neden olabiliyor. Ancak doğru kişilerle beraber olmak için kimi durumlarda yanlış kişileri tanımak gerekebilir. Çünkü daha önce yaşanılan deneyimler yolumuzu daha da aydınlatabilir. Zamanı geldiğinde ise yeni tanıştığınız kişiler size geçmiş deneyimleri unutturuverir ve keşke cümlesi “İyi ki.” cümlesine dönüşür. Yaşamın tesadüflerine inandıran okyanus etkisinin detayları içerinde ters etki de bulunur.
10. Fırtınayı Göze Almak
Sakin bir limana yerleşmek için fırtınayı göze almak gerekebilir. Cesaret edip adım atmak bizleri umut dolu yollara sokmak için gereklidir kimi zaman. Uzun zamandan beri yapılan planlar ve hesaplamalar başarısızlıkla sonuçlanınca bizleri hayal kırıklığına uğratabilir. Pes etmemek gerekir. Planlarınızdan vazgeçmek bazen bize yeni kapılar açar. Sonuç itibariyle okyanusun ucu bucağı yoktur. Rüzgârın estiği yere gitmek ve rotayı kalbimizin sesini dinleyerek o yöne ayarlamak, eninde sonunda bizi doğru limana ulaştıracaktır. Sonuç olarak doğru zamanda doğru yerde elbet bir gün olacağız. Yeter ki buna inanalım!