Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Deyimler gerçek anlamından uzaklaşmış birden fazla sözcükten oluşan ve kalıplaşmış sözcük gruplarıdır. Duygu ve düşüncelerimizi anlatırken bize yardımcı olur. Günlük hayatımızda ki ifade biçimimize yerleşmiş deyimlerin nasıl ortaya çıktığı her zaman merak konusudur. Kaynağını bilmediğimiz ancak tarihteki olaylara şahitlik ederek ortaya çıkan deyimler için birçok hikâye anlatılır. Kullandığımız bazı deyimler, anlamı bozulmadan ve bazıları ise değişerek günümüze kadar ulaşmıştır. Köklü dilimiz Türkçede kendine yer edinmiş ve en çok kullanılan deyimlerin ilginç anlamları sizlerle, keyifli okumalar!

1. Yelkenleri Suya İndirmek

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Yelkenli gemiler, rüzgârlı havalarda ya da kürek gücüyle yüz­dürülür. O dönemde ki bir gemi yabancı sulara girdiği zaman saygı ifadesi olarak yelkenlerini indirir. Fatih Sultan Mehmet, Rumeli Hisarı’nı yaptırdıktan sonra orada gezinirken, Karadeniz’den gelen bir Ceneviz gemisinin hisara yaklaşmasına rağmen yelkenlerini indirmediğini fark eder. Geminin kaptanına yelkenlerini indirmesi gerektiği hatırlattırır. Buna rağmen saygısızlık eden gemiyi sonunda topa tutar. Gemi yelkenleriyle birlikte denizin dibini boylar ve o günden sonra bu deyim hayata geçer. Türkçede ilginç anlamlarıyla kullanılan deyimler listesinde günümüzde en çok, direnmekten vazgeçip karşısındakinin dediğini kabul etmek gibi anlamlarda kullanılır.

2. Dolap Çevirmek

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Eskiden yaşayan zengin insanların konaklarında kadınlar için haremlik erkekler içinse selamlık kısımları vardı. Kadın ve erkek kısımları arasındaki duvarda tam ekseni etrafında dönen, silindir bir biçiminde kapaksız bir dolap bulunurdu. Kadınlar kısmında hazırlanan yiyecek ve içecekler bu dolap sayesinde erkekler tarafına servis edilirdi. Dönen dolap bir zaman sonra gençler tarafından gönül işleri için kullanılmaya başlanıldı. Bir gün zamanın büyükleri genç kızın bir delikanlıya mektup yazıp gönderdiğini gördüler. Kızı mahcup etmemek için ona gördüklerini belli etmediler. Sonra genç kız toplulukta bir şey söylerken büyükler ona sen sus biz senin ne dolaplar çevirdiğini biliyoruz diyerek bu deyimin konuşma dilimize yer almasını sağladırlar.

3. Eşref Saati

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Eşref saati, Mezopotamya’dan, Sümerlere oradan Osmanlı dönemine dayanan ve o dönemin astrolojisine göre “uğurlu saat” olduğuna inanılan bir vakittir. Osmanlı zamanında, önemli bir olay müjdeleneceği vakit eşref saatine denk getirilmesine dikkat edilirdi. O zamanın müneccimlerinin en önemli işlerinden biri eşref saatlerini tespit etmek ve bu vakitleri listeler halinde Sultanlara iletmekti. Bir olayın veya işin açıklanacağı vakit bu müneccimlere danışılırdı. Dönemin saray halkından sokaktaki halkına kadar bütün insanlar buna özen gösterirdi. Günümüzde ise iş görecek kimsenin uysal davranacağı veya aksilik çıkarmayacağı zaman anlamında kullanılır.

4. Eşek Sudan Gelinceye Kadar Dövmek

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Balkan Harbi sıralarında, cephedeki asker birliklerinin su ihtiyacını, her bölüğün saka neferleri temin eder. Tembel olan bir saka neferi uyuya kalır ve bu sırada eşeği yanından uzaklaşır. Akşama doğru uyanan nefer, eşeği arar ama bulamaz. Nefer bölüğe ulaştığında ise susuzluktan kıvranan çavuş tarafından direkt komutanın yanına götürülür. Çok sert olan komutan yapılan hata karşında neferi çadırın direğine bağlayarak dayak atmaya başlar. Can havli ile bağıran nefere; eşek sudan gelinceye kadar dayak yiyeceksin, bir daha eşeğine sahip çıkıp, vazife başında uyumayasın uyarılarında bulunur. Bu deyim hikâyesinden de anlaşıldığı gibi günümüzde de “Adamakıllı dövmek” manasında kullanılır.

5. Dağdan Gelip Bağdakini Kovmak

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Zamanında köylünün biri kendine ekip biçeceği bir mekân açmak için temizlik yapar, ayrık otu ve onun gibi çabuk üreyip etrafı kaplayan otları da söküp atar. Sonra arazinin sahip olduğu eğimden ötürü, bu ayrık otlarından biri çok bakımlı bir bağın dibine düşer. Bağ sahibi en başta bunu önemsemez. Fakat günler geçtikten sonra bakar ki bağın her tarafı bu otlarla dolmuş. Masrafa girerek bir sürü işçi tutar ve bağını kurtarmaya koyulur. Toprağın derinliklerin de salkım saçak kök salan bu ayrık otlarını temizletirken, kendi kendine “Dağdan geldiniz, bağdaki asmalarımı kovmaya kalktınız. Öyle yağma yok!”der. Türkçede ilginç anlamları ile en çok kullanılan deyimlerin arasında bulunan bu deyim günümüzde de aynı anlamda kullanılır.

6. Zıvanadan Çıkmak

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Kökeni Farsça olan zıvana kelimesi, iki ucu açık küçük boru veya içine bir şey geçirilmek için açılmış delik ve bu deliğe geçirilen mil anlamına gelir. İlk olarak, kapıların üzerinde çivili biçimde duran ve kapıların açılıp kapanmasını sağlayan menteşeye verilen isimdir. İkinci bir anlamı ise 1960′lı yıllarda İstanbul’da trafik polislerinin içine girdiği, metalden yapılmış olan korumanın adıdır. Üçüncü anlamı da, değirmen taşlarını bir arada tutan yerinden çıkması bir hayli zor olan zıvananın adıdır. Bu deyim Türkçede en çok kullanılan ilginç deyimlerin arasında çok sinirlendiğimizi ya da öfkelendiğimizi açıklamak gibi anlamları ile kullanılır.

7. Saman Altından Su Yürütmek

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Zamanında bir ova köyünde köylüler tarlalarını sulamak için, ırmağın suyunu nöbetleşe kullanmak üzere anlaşırlar. Irmak boyunda bulunan tarlalar, açılan bu kanallar sayesinde sıra ile sulanırken herkes ziraatıyla meşgul olur. Köyün açıkgözlülerinden birisi, daha fazla su alabilmek için tarlasında derin ama ince bir kanal kazarak ırmaktan su çalmayı aklına koyar. Kanalı gizleme amacıyla üzerini saman ve taşlarla örtüp araziye uyumunu sağlar. Hileyle her gün tarlasını sulayan açıkgözlü köylünün elde ettiği verim diğerlerinin dikkatini çeker. Bir gün onu takibe alırlar ve ne yaptığını fark ederler. “Biz seni dürüst biri zannederdik meğer sen saman altından su yürütüyormuşsun” diyerek sitemlerini dile getirirler. Bu deyim günümüzde de aynı anlamda kullanılmaya devam eder.

8. Onun İpiyle Kuyuya İnilmez

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Ali Usta, zamanında halat yaparak geçimini sağlayan ve olmadık yerde kopup kazalara sebep olan çürük ipleriyle ünlenmiş bir ip ustasıdır. Günlerden bir gün kuyuya bir koyun düşer. Bu derin kuyudan koyunu çıkarmak için sağlam bir ip gerekir. Birisi kuyuya inip koyunu çıkarmaya hazırlanırken beline bağlaması için ip getirilir. Adam ipe bakarak, “Bu Ali ustanın ipine benziyor onunla kuyuya inilmez” der. Bunun üzerine orada bulunan başka biri “ayıp ediyorsun, inilir ama aynı iple çıkılır mı bilinmez” diyerek cevap verir. Bu deyim Türkçede en çok kullanılan ve günümüze ilginç anlamları ile ulaşan deyimlerin arasında bulunur.

9. Atı Alan Üsküdar’ı Geçti

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Bolu Bey’ine başkaldıran ve genellikle ünlü halk şairi ile karıştırılan eşkıya Köroğlu’nun bir gün atı çalınır. Köroğlu, değerli ve akıllı bir hayvan olan atını aramak için diyar diyar dolaşır. Sonra İstanbul’da satılık hayvanlar arasında atını bulur. Onu tanımayan satıcıya müşteri gibi görünerek önce şöyle bir binip deneyeceğini daha sonra satın alacağını söyleyerek ata atlar. Hayvan sahibini tanır ve Köroğlu atını mahmuzlayarak şimşek gibi fırlayarak kaybolur. Kıyıya vardığında bineceği sala fazla para vererek Üsküdar’a geçer. Öfkesinden küplere binen satıcıya, kalabalıktan biri seslenerek Beyhude bekleme, O adam atın gerçek sahibi Köroğlu’nun kendisiydi, atı alan Üsküdar’ı geçti der. İlginç anlamları olan deyimlerin içinde Türkçede en çok kullanılan ve yapılacak bir şey kalmadı manasında kullanılır.

10. Ateş Pahası

Türkçede En Çok Kullanılan Deyimlerin İlginç Anlamları

Kanuni Sultan Süleyman adamlarıyla bir gün ava çıkar. Hava aniden bozar ve sağanak yağış başlar. Padişah ve adamları karşılarına çıkan ilk eve sığınırlar. Ev sahibi odunculuk yapan bir garibandır. Ocakta güzel bir ateş yakarak misafirlerini ısıtır. Padişah, bu durum karşısında yanındakilere yönelerek “Şu ateş bin altın eder” der. Havanın iyice bozması sonucunda padişah ve adamları geceyi orada geçirir. Misafirlerinin zengin kişiler olduğunu düşünen ev sahibi sabah evden ayrılırken borcunu soran hükümdara “Bin bir altın” cevabını verir. Ateşin değerini padişahın belirlediğini ve konaklamanın ise bir altın değerinde olduğunu belirtir. ‘Ateş pahası’ deyiminin bu olay sonrasında ortaya çıktığı söylenir. Günümüzde de değerinin üstünde fiyat biçilen eşyalar için bu deyim kullanılır.

Mobil sürümden çık