1. Anasayfa
  2. Kültür

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri


0

Sanat dünyası çeşitli akımlarla, birbirinden yetenekli sanatçılarla ve her biri özel olan çalışmalar ile ucu bucağı olmayan bir deryadır. Çeşitli duyguların, çeşitli düşüncelerin bir araya geldiği bir dünya halindedir. Her kim olursa olsun bir tabloya baktığında o tablonun o kişiye bir şeyler düşündürtmesi veya hissettirmesi kaçınılmazdır. Her bir fırça darbesi, her bir renk bunun olması için kullanılır. Bu durum sanatçının bilinçli hareketinden kaynaklanabileceği gibi tablonun arkasındaki hikâyeden de kaynaklanabilir. Ünlü tabloların her zaman şaşırtan hikâyeleri olmayabilir ama sanat dünyasına damga vuran hikâye sahibi bazı tabloları içeriğimizde bulabilirsiniz. Keyifli okumalar!

1. Dr. Gachet’in Portresi (Portrait of Dr. Gachet)

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Vincent Van Gogh, dünyaca ünlü pek çok tablonun ressamı. Ölmeden önce yaptığı son tablolardan “Dr. Gachet’in Portresi” de bunlardan biri. Van Gogh, akıl hastanesinde geçirdiği zamandan sonra gözetim altında tutulmak için aynı zamanda sanatçının bir hayranı olan Dr. Gachet’e gönderilmiş. Elbette bir sanatçı olarak Van Gogh, doktoru da gözlemlemiş. İlk düşüncelerinde doktorun kendisinden daha hasta olduğunu söylemiş. Daha sonra “Dr. Gachet’de gerçek bir arkadaş buldum, fiziksel ve zihinsel olarak birbirimizi çok anımsatıyoruz.” diyerek düşüncelerini değiştirmiş. Zamanla doktorundan etkilenen Van Gogh’un portreyi bitirdiğinde “M. Gachet’in portesini görenlere yüz buruşturma gibi gözükecek melankolik bir ifadeyle yaptım.” sözleri de mektuplarda yer alıyor.

2. Çığlık (The Scream)

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Tarihin en pahalı tablolarından biri olan “Çığlık”, Edvard Munch’ın en bilinen eseri. Eserin, sanatçının hayal dünyasında nasıl ortaya çıktığı günlüğünde anlatılmış. Munch, bir akşam vakti şehirde dolaşırken bir an durmuş ve gökyüzüne bakmış. Gördükleri ise kan kırmızısı renkte batan güneş ve bulutlarmış. Yazdıklarına göre bulunduğu durum, ona “Doğanın içinden geçen sonsuz bir çığlık” hissettirmiş. Bu da onu o akşam deneyimlediği kan kırmızı bulutları kullanarak Çığlık’ı resmetmeye itmiş. Bazı kişilerce zihinsel sorunları da betimlediği söylenen tablonun ününün tek sebebi bu değil. Tablo daha önce iki kere çalındı. Neyse ki orijinalleri tekrar bulundu.

3. Son Akşam Yemeği (Last Supper)

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Son Akşam Yemeği, Milan’da bulunan Santa Maria della Grazie Manastırı’nın duvarlarında yer almaktadır. 1498 yılında tamamlandığı düşünülen fresk, bir restorasyon çalışmasının parçasıdır. Tabloyu resmeden ise Leonardo Da Vinci’den başkası değildir. Sanatçı, İsa’nın çarmıha gerilmeden önce havarileriyle yediği son yemeği anlatmaktadır. İsa’nın onlardan birinin ihanetine uğrayacağını söylediğinde havarilerin verdiği değişik tepkileri ve ifadeleri betimlemektedir. Söylenenlere göre Da Vinci, her bir havarinin görünüşü için gerçek modellerle çalışmıştır. Hatta İsa’nın suratına en uygun kişiyi bulmak için Milan hapishanelerini ziyaret etmiştir.

4. Guernica

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Sanat dünyasına geçtiğimiz yüzyılda damga vuran ünlü isimlerden Pablo Picasso da sizi şaşırtan hikâyeleri olan tabloların sahiplerinden biri. Kübizm akımının temellerini atan sanatçının listedeki eseri ise “Guernica”. Picasso’nun en iyi işlerinden biri olarak görülen tablo, Nazi Almanyası’nın savaş uçaklarının bombaladığı Guernica’daki dehşeti anlatır. İspanyol hükümetinin isteği üzerine hazırlanan parça, Dünya Sanat Fuarı’nda ve çeşitli ülkelerde sergilenmiştir. Böylelikle İspanya’da yaşanan trajediye ve trajedinin yaşattıklarına dikkat çekilmiştir. Bu anlamda siyasi bir tarafı da olan Guernica, zaman içinde savaşın yıkımlarını hatırlatan, savaş karşıtlığını simgeleyen bir eser haline gelmiştir.

5. Whistler’ın Annesi (Whistler’s Mother)

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Amerika doğumlu James Abbott McNeill Whistler’ın tablosu, 1871’de tamamlandı. Whistler’ın kendi annesi Anna McNeill Whistler’ı resmettiği eserin çerçevesi de sanatçı tarafından tasarlandı. Paris’te Orsay Müzesi’nde sergilenen parça hakkında pek çok hikâye var. En bilineniyse aslında farklı bir model kullanılacağı ama modelin gelmemiş olması. Bunun üzerine James’in annesi tablo için poz vermiş. James, ayakta duran bir modeli çizmeyi planlarken annesi model olunca ona rahatlatıcı bir poz vermeyi tercih etmiş. Bu değişim, şanslı bir değişim olmuş çünkü tablo Amerikalı sanatçılar tarafından yapılmış en ünlü tablolardan biri. Hatta “Victorian Mona Lisa” olarak da anılıyor.

6. Çıplak Maya (Nude Maja)

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Bir başka İspanyol sanatçı olan Francisco Goya’nın “Nude Maja” adlı çalışması 18. yüzyılın sonlarına doğru tamamlandı. Madrid’de sergilenen tablo, İspanya’da kadınların çıplak resmedilmesinin yasaklandığı bir dönemde İspanya başbakanının isteği üzerine yapıldı. Tablodaki kafa ve vücudun tam olarak bağlı gözükmemesi, modelin kimliğini gizlemek adına kafanın sonradan çizildiği şekline yorumlanıyor. İddialar bu kadının başbakanın evlilik dışı ilişki yaşadığı Pepita Tudo veya Goya’nın sevgilisi olduğu düşünülen Maria Del Pilar olduğu yönünde yoğunlaşıyor. Resmedilen Mayalar, toplumun alt tabakalarından gelmelerine rağmen tarz sahibi olan insanlar olarak biliniyor.

7. Üç Kız (Three Girls)

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Üç Kız tablosu, Hindistan’ın Frida Kahlo’su olarak anılan Amrita Sher-Gil’in bir eseri. 1935 yılında resmedilen parça, Sher-Gil’in Avrupa’dan dönüşünden sonra yaptığı ilk parça. Eserin odağı olan üç kız, sanatçı tatil için ailesini ziyarete geldiğinde onunla buluşmak için oraya gelen aile üyeleri. Sher-Gil kızların masumiyetlerinin yaydığı cazibeden çok etkilenmiş. Bu kadınların geleceklerinde söz haklarının olmamalarının yarattığı hissi, onların yüz ifadeleriyle ve beden dilleriyle anlatmış. Onları resmetmeye karar verişini ise şöyle anlatıyor: “Gerçek sanatsal görevimin sonsuz teslimiyetin ve sabrın sessiz imajlarını resmetmek, hüzünlü gözlerinin yarattığı izlenimi yansıtmak olduğunun farkına vardım.”

8. Belleğin Azmi (The Persistence of Memory)

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Sanat dünyasına yenilikçi yaklaşımıyla damga vuran ünlü ressam Dali, tabloların şaşırtan hikâyeleri dendiğinde akla gelen ilk isimlerden olabilir. Sürrealizmin en tanınan işlerinden biri olan “The Persistence of Memory” de onun en bilinen çalışması. Çalışmada yer alan eriyen saatler bazılarınca Einstein’ın Görelilik Teorisi’nden kaynaklanıyor ama Dali bunu reddetti. Merkezi motifin ilhamının güneşte eriyen bir peynir parçası olduğunu söyledi. Ön plandaki nötr formsa sanatçının Freud’dan etkilenerek çizdiği kendisinin rüya halindeki bir temsili. Cep saatleri üzerinde görülen karıncalarsa çürümenin bir sembolü olarak yer alıyor. Eser, bu ögelerle zamanın anlamını yitirmesini betimliyor.

9. Adamın Oğlu (The Son of Man)

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Belçika asıllı sanatçı René Magritte’in sürrealist otoportresi, sanatçıyı tanımayanların dahi bildiği bir çalışma. Zeki ve kaprisli biri olarak bilinen Magritte’in kullanmayı sevdiği elma ve melon şapka figürleri bu çalışmada da karşımıza çıkıyor. İlk bakışta modern bir adamın resmedildiğini görüyorsunuz. Bazı kişiler tablonun ismiyle bir bağ kurarak bu resmin Hz. İsa’nın başkalaşımının sürrealist bir tasviri olarak görüyorlar. Magritte ise “Bu sürekli olan bir şey. Gördüğümüz her şey başka bir şeyi saklıyor, her zaman bizden saklananı görmek istiyoruz. Saklananda olup da gözükende olmayan bir ilgi var.” diyerek tablosunu yorumluyor.

10. Yıldızlı Geceler (Starry Night)

Sanat Dünyasına Damga Vuran Ünlü Tabloların Şaşırtan Hikâyeleri

Listenin sonunda popüler kültürle tekrar tanınan, Van Gogh’un bir diğer ünlü çalışması Yıldızlı Geceler yer alıyor. Vincent bu renkli ve parlak çalışmayı akıl hastanesindeki pencereden gördüğü gece görüntüsünden esinlenerek yaratmış. Zorlu zihinsel zorlukların ardından bu çalışmayı ortaya çıkaran Van Gogh’un bu çalışmasını pek beğenmediği biliniyor. Mektuplarında bundan bahsederken ne yazık ki sebebini söylemiyor. Eserde gördüğünüz parlak yıldızınsa aslında Venüs olduğu sonradan anlaşılmış. Gördüğünüz servi ağaçları ise ölüm imgesiyle kullanılan imgeler. Bu ağaçlarla sadece ölümün bizi yıldızlara götürebileceği mesajı verilmeye çalışılıyor.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    destekledim
    Destekledim