Lisede sınıfın en başarılarının gönlünü çelen mesleklerden biridir mimarlık. Hem başarılı hem sosyal bir üniversite hayali kuran, mimarlık eğitimini havalı ya da prestijli bulan ve mimar olmayı gönlüne kazımış pek çok öğrenci vardır. Fakat mimarlık okumak gerçekten lisede öngörüldüğü gibi midir yoksa mimarlık öğrencilerinin kendi alanlarına has yaşadığı zorluklar da var mıdır? Bu tür sorularınızın cevabını bulacağınız ve sadece mimarlık okuyanların anlayabileceği sinir bozucu durumlar listemiz sizlere yardımcı olacaktır. Dileriz mimar olmak isteyenlere yol gösterici, hali hazırda okuyanlara da “bizi de anlayanlar var” dedirtecek bir liste olur. Keyifli okumalar!
1. Maket Malzemeleri
Mimarlık eğitiminde özellikle bilgisayar programlarına geçilmeden önce ödevlerin ve projelerin elde, emek vererek yapılması beklenir. Öğrenciler küçük ölçekli evler, ağaçlar ve çeşitli yapıları tek tek elleriyle dokuyarak yaparlar. Tabi ki tüm maket yapımları için gereken malzemelerin alımı ve masrafları öğrencilere aittir. Bu bakımdan mimarlık diğer bölümlere göre biraz da külfetlidir denilebilir. Ayrıca maket malzemelerini ordan oraya taşıması, yapıştırıcıların ellerde ve kıyafetlerde kalması mimarlık öğrencileri için oldukça sinir bozucudur.
2. Yaratıcılık Ve Gerçekler
Yeni okumaya başlayan bir mimarlık öğrencisinin hayalleri vardır. Tüm hayal gücünü, yaratıcılığını ortaya dökecek, fikirleriyle muhteşem yapılar meydana getirecek ve bunları görenlerin hayranlığını kazanacaktır. Arkadaşları ona imrenecek ve öğretmenleri kendisini takdir edecektir değil mi? Fakat ne yazık ki çoğu öğrenci mimarlık eğitimi sırasında tüm bu hayallere yavaş yavaş veda etmek durumunda kalır. İnşaat piyasasındaki malzeme fiyatları, en çok tercih edilen yapı çeşitleri ve öğretmenlerin geleneksel tutumu, yine o öğretmenlerce her fırsatta mimar adayının yüzüne çarpılacaktır.
3. Antisosyal Yaşam
Lisede henüz ebeveynlerinin kanatları altında olan ve zamanlarının genelini sınava hazırlanmakla geçiren öğrenciler, üniversitede etkinliklere, gezilere gitmeyi bol bol arkadaş edinmeyi, çeşitli hobiler edinmeyi hayal eder. Ne yazık ki mimarlık öğrencileri için bu hayalleri gerçekleştirmek çok zordur. Derslerinin yoğunluğundan bırakın arkadaşlarıyla birer kahve içmeyi, okula eşofmanlarla gitmeye başlarlar. Hayatları ders olmuştur, eski bir arkadaşla karşılaştıklarında tek bahsedebildikleri proje ve çizimlerdir. Doya doya öğrencilik, mimarlık okuyanlara pek nasip olmaz.
4. Maketlerin Güvenliği
Mimarlık öğrencileri için maketlerin yapımı kadar onların sağlam kalabilmesi de büyük sorundur. Bir projeyi makete dökmek ve öğretmenlerin her zaman sorun bulması yetmiyormuş gibi o maketi her zaman sağ salim okula götürüp getirmek gerekmektedir. Metrolarda, otobüslerde, yolda yürürken biricik maketi öğrencinin ellerine teslim ve her an tetikte olarak korunmaya çalışılır. Maketini korumayı başar öğrenciler için gurur kaynağıdır. Zaten zor bir üniversite hayatına sahip mimarlık öğrencileri için bu gurur alacakları diploma dışında sahip oldukları en büyük gururdur.
5. Proje Zamanı
Hazırlanması gereken yapı projeleri mimarlık öğrencilerine her zaman günlerce soğuk terler döktürür. Kağıtlara tekten renklerle ya da şekillerle yapının farklı bölümlerini çizer, daha doğrusu çizmeye çalışır. Özellikle düz bir zemin üzerine olmayan, gerçeğe yakın beklenti içerken eğimli arazi maketleri mimarlık öğrencilerini düşündürür durur. Sonuç; uykusuz geceler, kritiklerde hocanın projenin gidişatından hoşnut olmaması, en zor bölümün mimarlık olduğu fikri ya da bu bölümü bıraksam mı acaba planları… Bir yandan proje için canını dişine takarken bir yandan bu tür düşünceler uzar gider.
6. Jüri
Sadece mimarlık okuyanların anlayabileceği sinir bozucu durumlar arasında jüri kısmı beş yıldızı haketmektedir. Jüri Gecelerce uykusuz ve doğru dürüst yemek bile yiyemeden hazırlanan projelerin okul içi ve dışı akademisyenlere sunulduğu ve geçer not umduğu andır. Proje evrilip, çevrilip incelenir. O incelendikçe mimarlık öğrencilerinin anlık psikolojileri defalarca değişir. Tüm emeklerinin boşa gitmesi bir hocanın bulduğu küçük bir hataya ya da beğenmediği bir ayrıntıya bağlıdır yalnızca. Hocaların sorduğu sorular da ayrı bir ter dökme sebebidir.
7. Ozalitçiler
Ozalitçiler de mimarlık öğrencilerinin bakış açılarından nasibini almaktadırlar. Her mimarlık okuyan öğrencinin sık sık yolunun düştüğü yerdir ozalitçiler. Proje çıktıları, dökümler ve malzemeler için ozalitçiler mimarlık fakültelerinin yanlarında sıra sıra bulunmaktadırlar. Aynı boyuttaki çıktıları farklı fiyatlandırma, öğrencinin isteğine müdahale etme huylarının dışında mimarlık öğrencilerinine asıl dokunan neredeyse bi mimar kadar para kazanıyor olmalarıdır. Bu durum kimi mimarlık öğrencilerine meslek değiştirmeyi bile düşündürmüştür.
8. Diyaloglar
Mimarlık öğrencileri okuduğu bölümle övünmek ister. Çünkü onlar belki de en zor bölümlerden birini okumaktadır fakat bu her yiğidin harcı değildir onlara göre. Fakat mimarlık öğrencisinin kendini övmesine kalmaz genellikle girilen diyaloglar. Karşı tarafa göre okunan bölüm çok yaratıcı kabul edilir. Ortaya harika şeyler çıkardıklarına imrenilir. Bu durumlarda mimarlık öğrencileri kendi yaşadıklarını düşünüp derinden iç çeker. Aile, akraba çevrelerinde durum mimarlık öğrencileri için biraz daha ironiktir. Öğrencinin halinden bihaber akrabaları kendisinden onlara ev yapmasını bile bekleyebilirler.
9. Dayanıklılık
Sadece mimarlık okuyanların anlayabileceği sinir bozucu durumlar listesinde yer alanları yaşayan mimarlık öğrencileri bu durumların üstesinden gelmek için dayanıklı olmaları gerektiklerini fark ederler. Dayanıklı ve sabırlı olmak hangi koşullarda olurlarsa olsunlar mimarlık bölümünü bitirmek için gereklidir. Eğlenceli gençliğe henüz deneyimleyecek fırsat bulamadan veda etmeleri, hocaların söyledikleri her şeyi sineye çekmeleri, proje ne olursa olsun jüriden kaçamayacaklarını kabul etmeleri gerekmektedir.
10. İş Hayatına Atılmak
Diploması elinde, okuldan yeni mezun olmuş bir mimar iş bulmak için oldukça heveslidir. İnsanların yaşamına kendinden bir şeyler katacak onlar için güzel yapılar tasarlayacak ve oldukça iyi bir kazancı olacaktır. Fakat bunlar hiç de söylendiği kadar kolay değildir. Mimarlık şirketleri genel olarak farklı projelerinden haberdar olduğu tecrübeli mimarları işe almayı tercih ettiklerinden yeni mezun bir mimar mesleğinin ilk yıllarında iş bulmakta zorlanmakta ya da çok düşük maaşlara çalışmak mecburiyetinde kalmaktadır.
