Sinema, yarattığı görsel şölenle izleyenlerin gözleri önünde hayal gücünü gerçekleştirme sanatıdır. İzleyicisine içinde yaşadığı dünyadan daha önce fark etmediği bir detayı gösterebilir. Bunun aksine izleyicisini yaşadığı dünyadan bambaşka bir dünyaya da götürebilir. Fantastik filmler, yaşadığımız dünyadan uzaklaşmak istiyorsanız en iyi seçeneklerinizden biridir. Sizi hiç var olmayan alemlere götürebilir, büyülü varlıklara ya da eşsiz olaylara tanık edebilir. Bizler de kurmacanın sınırlarını zorlayan en yaratıcı fantastik filmler hakkında sizlere bir liste hazırladık. Şimdiden iyi seyirler dileriz!
1. Düşüş
Pepsinin ünlü reklam filmlerinin de yönetmeni olan Tarsem Singh tarafından yönetilen Düşüş, oldukça sıra dışı bir filmdir. Bir dublör olan Roy’un hastanede karşılaştığı küçük bir kız çocuğu olan Alexandria’ya anlattığı beş farklı öyküden oluşmaktadır. Roy’un öykülerinin kahramanları ve olayları seyirciye Alexandria’nın hayal gücündeki canlandırdığı haliyle anlatılmaktadır. Film boyunca Alexandria’nın masalsı hayal gücüyle Roy’un içindeki karanlık adeta bir çekişme içindedir. Oldukça estetik görselleri ve kurgusuyla Düşüş, izleme listenize eklemeniz gereken bir filmdir.
2. Makas Eller
Batman markası bile Tim Burton’ın ellerinde masalsı bir havaya bürünmüştü. Makas Eller; dokunduğu her şeyi kesen ellere sahip olan bir baş kahramanı içeren bir Tim Burton masalıdır diyebiliriz. Johnny Deep’in oynadığı baş kahraman, akıl ve kalp sahibi bir makinedir. Ama mucidi makinenin ellerini tamamlayamadığı için yerine makaslar ikame edilmiştir. Bu makinenin etrafına olan yabancılığına sürreal bir biçimde odaklanan film, kurmacanın sınırlarını zorlayan en fantastik filmler listemizin kült filmlerinden biridir.
3. Alice Harikalar Diyarında
Lewis Carroll’a ait meşhur roman, sinemaya farklı şekillerde pek çok kez uyarlanmıştır. Fantastik kurmaca denildiğinde akla gelen kült eserlerden biri Alice olduğu için de bu oldukça doğaldır. 2010 yılında Tim Burton tarafından uyarlanan hali hem barındırdığı oyuncularla hem de Tim Burton’ın kendine has dokunuşlarıyla sinema severlerin ilgisini çekmiştir. Başrollerinde Johnny Deep, Helena Bonham Carter, Anne Hathaway gibi önemli isimlerin bulunduğu uyarlama film, bilhassa serinin ikinci filminde yaptığı kapitalizm göndermesiyle eleştirilse de izlemeye değerdir.
4. Indiana Jones
George Lucas tarafından yaratılan Dr. Henry Walton Indiana Jones karakteri bir arkeoloji profesörüdür. Steven Spielberg tarafından yönetilen filmlerin ilki Kutsal Hazine Avcıları’dır. Harrison Ford’un can verdiği Indiana Jones karakteri bu filmde, Nazilerin sonsuz bir güce ulaşmak için aradıkları sandığı onlardan önce bulmaya çalışmaktadır. Seri, tarihi ve arkeolojik bulguların yanı sıra; mitolojik ve efsanevi kaynaklardan da oldukça faydalanmıştır. Birçok insana tarihi sevdiren Indiana Jones serisini kurmacanın sınırlarını zorlayan klasik ve en yaratıcı fantastik filmler listemizde görememek şaşırtıcı olurdu.
5. Johnny Mnemonic
William Gibson tarafından yazılan ve Robert Longo tarafından yönetilen filmin başrolünde Matrix’in ünlü seçilmiş kişisi Keanu Reeves vardır. Belki de Keanu Reeves’in Matrix’te de başrolü kapmasını, benzer bir temanın ürünü olan Johnny Mnemonic’te gösterdiği performans sağlamıştır. Film konusu itibariyle bilgi kuryeliği yapan Johnny adlı karakterin üzerine odaklanmıştır. Johnny, gb’larca veriyi kendi beyninde saklamakta ve ulaştırılması gereken yerlere taşımaktadır. Günümüze dair yaptığı tahminlerin neredeyse hiçbirini tutturamayan film, bu açıdan da yüzlere tebessüm bırakmaktadır.
6. Göl Evi
Kurmacanın sınırlarını zorlayan en fantastik filmler listemizin diğer filmlerinden odaklandığı konu itibarıyla ayrılan fantastik kurmacası Göl Evi’dir. Başrollerini yine Keanu Reeves ile Sandra Bullock’un paylaştığı filmin türü için fantastik drama diyebiliriz. Film, aynı evde ama farklı zaman dilimlerinde yaşayan iki insanın birbirleriyle iletişim kurmak için mektuplaşmalarını konu almaktadır. Zamanla birbirlerine aşık olan bu iki insan bir şekilde zaman çizgilerini birleştirmeye çalışmaktadır. 2006 çıkışlı filmin yönetmenliğini Alejandro Agresti yapmıştır.
7. Constantine
Kurmacanın sınırlarını zorlayan en yaratıcı fantastik filmler gibi bir listede, bütün kariyerini bu tarza adayan Keanu Reeves’in isminin sürekli karşımıza çıkması şaşırtıcı olmasa gerekir. Keanu Reeves bu defa , şeytan avlayan bir özel detektif rolünde sahneye çıkıyor. Vaktiyle intihar edip cehenneme gitmiş ve iyi şeyler yapmak için geri dönmüş olan John Constantine, Isabel’in intiharını araştırmaya başlar. Bu araştırma sırasında şeytanların dünyamıza girmeye çalıştıklarını fark eden dedektifin mücadelesi farklı bir boyuta evrilir.
8. Pan’ın Labirenti
İspanya’da faşist iktidar döneminde yaşayan bir ailenin küçük kız çocuğuna odaklanan film, Guillermo del Toro tarafından yönetilmiştir. Ophelia adlı küçük kız çocuğu, sadist babasının şiddetinden ibaret olan gerçek dünyadan kendi hayal dünyasına kaçmıştır. Film, Ophelia’nın hayal gücüyle inşa ettiği dünya ile İspanya iç savaşının dünyası arasındaki çatışmaya sahne olmaktadır. Cannes Film Festival’inde, izleyicinin 22 dakika boyunca alkışladığı Pan’ın Labirenti listemizin en çarpıcı fantastik kurmaca filmleri arasındadır.
9. Oz Büyücüsü
1900 yılında Lyman Frank Baum imzasıyla kitap olarak yayınlanan Oz Büyücüsü 1939’da sinemaya uyarlanmıştır. Sinema tarihinin en önemli klasiklerinden biri olan film, Doroty adındaki bir kızın eve dönme çabasını konu almaktadır. Alice’in modern ve Amerikan bir versiyonunu andıran Dorothy, bir hortum yüzünden geldiği fantastik alemden evine dönebilmek için Oz Büyücüsünden yardım istemeye karar verir. Oz Büyücüsüne giden yol boyunca oldukça sıra dışı karakterlerle karşılaşır. Sonu hakkında 80 yıl sonra bir spoiler yemek istemiyorsanız Leyla ile Mecnun’un finalinden uzak durmalısınız.
10. Kahire’nin Mor Gülü
Woody Allen’ın yazıp yönettiği Kahire’nin Mor Gülü, her ne kadar romantik komedi kategorisine dahil edilse de aynı zamanda fantastik bir öyküdür. Her mesaiden sonra sinemaya giden garson bir kızın hikayesi anlatılmaktadır. Ama Mia Farrow’un öyküsü, yeni vizyona giren Kahire’nin Mor Gülü adlı filmi izlemeye gittiğinde işler ilginçleşmeye başlar. Mia, filmdeki Baxter isimli karaktere aşık olur. İşinden de olunca sürekli filmi izlemek için sinemaya gelir. Nihayetinde bir gün Baxter, sinema perdesinden çıkarak Mia Farrow’un aşkına karşılık verir.
