İspanya, Avrupa’nın en çok ziyaret edilen ülkelerinden biridir. İster sanatsal ister tarihi açıdan olsun birçok gezilecek yeri barındırır ve tartışılmaz bir kültürel mirasa sahiptir. Bu kadar çok harika gezi noktasına sahip bir yere gidince, hangi şehirlerini seyahat etmeye değer olduğuna karar vermeniz bazen zor olabilir. Bu yüzden kesinlikle görülmesi gereken yerleri not almalısınız. İşte İspanya tatilinde mutlaka görmeniz gereken muhteşem yerler listesi… Keyifli okumalar!
1. Sagrada Familia
İlk durak Sagrada Familia! Barselona, İspanya’nın en popüler turistik yerlerinden biri Sagrada Familia’ya ev sahipliği yapmaktadır. Sagrada Familia, Katalan Modernizmi veya Modernizm olarak bilinen mimari stili savunmasıyla ünlü Katalan mimar Antoni Gaudí tarafından tasarlanan Katolik bir bazilikadır. Antoni Gaudí, bu bazilikayı neogotik bir kilise olarak tasarlamak için 1883’te görevlendirildi. Ancak planları takip etmek yerine, ünlü gerçeküstü Art Nouveau mimarisinin imza örneğini yarattı. Aklında kesin fikirleri yoktu, iş ilerledikçe planları değiştirmeyi ve eklemeyi tercih ediyordu. Gaudí başlangıçta on ila on beş yıl arasında bir öngörüde bulunmasına rağmen, kilise hiçbir zaman tamamlanmadı. Sonuç olarak, modern zamanların en önemli Katalan mimarının ana işinin kimse ne zaman tamamlanacağını bilmiyor. UNESCO’nun “Dünya Mirası” listesindeki Sagrada Famila 100 yılı aşkın süredir yapım aşamasındadır ve 2026 yılına kadar tamamlanması beklenmemektedir, ancak tasarımının özgünlüğü ve ihtişamı her yıl 3 milyondan fazla ziyaretçiyi çekmektedir.
2. Casa Milà
UNESCO listesinde yerini almış, turistler tarafından çok fazla ziyaret edilen başka bir bina, Casa Milà’dır. Casa Mila, Barselona’da mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri olarak geçer. Casa Mila, aynı zamanda, bina açık bir taş ocağına benzediği için “Taş Ocağı” anlamına gelen “La Pedrera” olarak da bilinir. 1906-1912 yılları arasında yapımı biten Casa Mila, en başta dairelerden oluşan kocaman bir rezidans olarak planlanmıştır. Fakat binanın yapımının uzun sürmesi ve yapı kanunlarına uyum sağlamaması yapımı sıklıkla engellenmiştir. Casa Mila, yıl boyunca etkinlikler düzenleyen Fundació Catalunya kültür merkezine ev sahipliği yapmaktadır. Anıt, ziyaretler için her gün halka açıktır ve sesli rehberler mevcuttur. Turistler için bir karşılama durağı olan Cafè La Pedrera, atıştırmalıklar için rahatlatıcı bir yer sunmaktadır.
3. El Escorial Sarayı
Turistler, Madrid metropol bölgesinin sadece 50 kilometre dışında, Sierra de Guadarrama’nın güney yamaçlarındaki bu pastoral inziva karşısında şaşırabilir. Küçük San Lorenzo del Escorial kasabasında (El Escorial) yer alan UNESCO listesindeki Kraliyet Manastırı ve El Escorial Sarayı, 16. yüzyılda II. Philip için inşa edilmiştir. Mistik kral, 10 Ağustos 1557’de İspanyol birliklerinin Saint-Quentin Savaşı’nda Fransızları yendikten sonra anıtı Saint Lawrence’a adadı. El Escorial, İspanyol İmparatorluğu döneminde bir siyasi güç merkeziydi. Muazzam manastır ve saray kompleksi, paha biçilmez sanat hazineleri ile İspanya’nın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biridir. El Escorial dışarıdan bir manastırdan çok bir kale gibi görünüyor. Grilerle kaplanmış granit kompleksi Juan de Herrera tarafından tasarlandı. Herrerian olarak bilinen mimari tarz, 16. yüzyıl İtalyan klasisizmini İspanyol Barok detaylarıyla birleştirir.
4. Barri Gòtic (Gotik Bölge)
2.000 yıldır Gotik Mahalle, şehrin ruhani ve laik merkezi olmuştur. Antik Roma binalarının kalıntıları hala burada bulunur, ancak Orta Çağ en iyi şekilde bu mahalleye yerleştirilmiş tarihi anıtlarla temsil edilir. Gotik mimarinin bir başyapıtı olan orta çağ katedrali, şehir merkezindeki en yüksek nokta olan Monte Tabor’da yer almaktadır. Gotik Mahalle, Kristof Kolomb’un Yeni Dünya’ya ilk yolculuğunun ardından Katolik Hükümdarlar tarafından kabul edildiği yerdir ve 14. ve 15. yüzyıllardan beri şehir yönetimleri burada oturmaktadır. Bu büyülü trafiksiz orta çağ dünyasını keşfetmek için Arnavut kaldırımlı dar sokaklardan ve atmosferik geçitlerden oluşan bu keyifli labirentte dolaşmak gerekir. Küçük butikleri ve restoranlarının yanı sıra, Picasso Müzesi ve bazen açık hava konserlerinin düzenlendiği Plaça del Rei için Gotik Mahalle mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
5. Alhambra
UNESCO listesinde yer alan bu Dünya Mirası Alanı, Granada’yı ziyaret etmenin ana nedenidir ve mutlaka görülmesi gereken bir cazibe merkezidir. Elhamra, Nasrid Hanedanı’nın Mağribi hükümdarlarının 13. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar 250 muhteşem yıl boyunca ikametgahıydı. Eski duvarlarla çevrili olan Alhambra, uzaktan geçilemez bir kale gibi görünüyor. Alhambra kompleksi, özenle düzenlenmiş arazilerde dört grup binadan oluşmaktadır. Alcazaba, Elhamra’nın en eski kısmı olan 13. yüzyıldan kalma orijinal Mağribi kalesidir. Alcazaba’dan geriye kalan tek şey surlar ve kulelerdir. Nasrid Sarayları, muhteşem konaklama yerleri ve Nasrid Hanedanlığı’nın Sultanlarının kullandığı kamusal alanlarla kompleksin en görkemli yapılarındandır. Laik Mağribi binalarının tipik bir örneği olan Nasrid Sarayları, dekoratif karo işçiliği ve huzurlu avluları ile dıştan sade ancak içten görkemlidir. V. Charles Sarayı, Moors’un fethinden sonra 16. yüzyılda inşa edilmiş ve İspanyol imparatoru tarafından yazlık saray olarak kullanılmıştır.
6. La Rambla
İspanya tatilinde mutlaka görmeniz gereken muhteşem yerler arasına, Barselona’nın sosyal yaşamının kalbi olan La Rambla vardır. Eski Kent’i ikiye bölen geniş, ağaç gölgeli bir cadde olan La Rambla, 12. yüzyıldan kalma Romanesk Santa Anna Manastırı’nın bulunduğu Plaça de Catalunya’dan limana kadar uzanır. Geniş yaya kaldırımlarına sahip bu cadde, mağazalar, restoranlar ve açık hava kafeleri ile kaplı olup, burayı şehrin en popüler mekanlarından biri yapmaktadır. Gün boyunca, burada günlük alışverişlerini yapan birçok yerli bulunur ve geceleri, arkadaş grupları ve aileler, temiz havanın ve canlı ortamın tadını çıkarmak için toplanır.
7. Granada Katedrali
“Catedral Santa María de la Encarnación” olarak bilinen Granada Katedrali epey ünlüdür. Kraliçe Isabella tarafından inşa edilen bu katedral, şimdi eski bir caminin yerinde duruyor. 1523’te Gotik tarzda başlayan ve 1525’ten itibaren Plateresque tarzında devam eden katedral, 1561’de hala bitmemişken kutsandı. 16. yüzyıl batı cephesi, ana kapı üzerinde José Risueño’nun büyük bir kabartmasına sahiptir. Kutsal alanda büyük sütunlar ve çift koridor vardır ve birçok heykel ve resim ile süslenmiş çeşitli şapellerle çevrilidir. Şapellerin her birinin kendine özgü ve kendini belli edenfarklı bir sanatsal tarzı vardır. Bunlardan en ilginç olanı ise “Nuestra Senora de la Antigua” Şapeli’dir. Katedral müzesi ise bir dini sanat koleksiyonu sergiliyor.
8. Toledo
Orta çağ Toledo’da üç kültürün bir arada uyum içinde yaşadığı görülebilirdi: İslami, Yahudi ve Hristiyan kültürü. O günden bugüne Tolerado daha da gelişse de, üçünün de sanatsal ve kültürel mirasını hala görebilirsiniz. UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak adlandırılan Toledo’nun orta çağ duvarları, kiliseleri, manastırları, sinagogları, camileri ve dar taş döşeli sokakların labirenti sizi o günlere götürüyor. Toledo, Madrid’den çok uzak değildir. Sadece kısa bir tren yolculuğu mesafesindedir, fakat şehri görmenin daha kolay bir yolu vardır. Bu da Toledo’yu yerel bir rehberle gezerek tarihini ve kültürünü öğrenmektir. Bunun için Toledo yarım gün veya tam gün gezisi yapabilirsiniz. Toledo, İspanya’ya gidince mutlaka uğramanız gereken bir durak olmalıdır.
9. Aranjuez Sarayı
Tarihi şehir Aranjuez, olağanüstü kültürel mirası nedeniyle UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. Aranjuez, 16. yüzyılda, VI. Ferdinand döneminde yaratılan kraliyet yazlık konutuydu. Kasabanın Barok ve Rokoko sarayları, geometrik olarak düzenlenmiş caddeleri, merkezi meydanları ve Tagus Nehri boyunca uzanan bahçeler, aydınlanmanın düzenli fikirlerini somutlaştırıyor. Zengin bir şekilde dekore edilmiş iç mekan, değerli duvar halılarını, kaliteli porselenleri, olağanüstü tabloları ve zarif sanat eserlerini sergiliyor. Çin sahnelerini tasvir eden Buen Retiro porselen plakalarıyla süslenmiş Porselen Odası ve pirinç kâğıdı üzerine zarif resimlerle süslenmiş Sala de Papeles Chinos’u mutlaka görmelisiniz. Mağribi Odası, Granada’daki Elhamra’daki Sala de Dos Hermanas’a göre modellenmiştir. Güzel mimariyi tamamlayan, sevimli bahçelerdir. Madrid’in yaklaşık olarak 47 kilometre güneyinde olan Aranjuez’e tren veya araba ile kolaylıkla ulaşılabilir. Ulaşmanın en büyüleyici yolu Çilek Trenine (Tren de la Fresa) binmektir.
10. Puerta del Sol
Adını, eskiden burada bulunan eski şehir kapısındaki güneş ambleminden alan Puerta del Sol, İspanya tatilinde mutlaka görmeniz gereken muhteşem yerler arasındadır. Bu geniş kasaba meydanı, yükselen güneşle aynı hizadadır. Puerta del Sol, toplu taşımanın merkezi olmasının yanı sıra (birkaç otobüs durağı ve Metro girişleri ile), aynı zamanda İspanyol ulusal karayolu ağındaki tüm mesafelerin ölçüldüğü “Kilometre Sıfır” noktasıdır. Bunu belirtmek için meydanın zemin kısmında, km. 0 noktasını işaretleyen bir levha ile sıfır noktası olduğu gösterilir. Yıllarca süren yaya trafiğinin ardından oldukça eskimiş bu plak 2009 yılında değiştirildi ve yerine başka bir plak getirildi. Meydan hala insan yoğunluğuyla dikkat çekip, turistlerin odak noktalarından biri olmayı başarmıştır.
