1. Anasayfa
  2. Bilim

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler


0

Uzayda keşfedilmemiş çok fazla gezegen, yıldız, uydu ve galaksi vardır. Bu üst düzey keşifler için Dünya teknolojisi şu an yeterli değildir. Henüz daha kendi Güneş sistemimizi tanımaya çalışırken her geçen gün gök cisimlerinin ne kadar da olağanüstü özelliklere sahip olduğunu öğreniyoruz. Gaz devi diye adlandırılan ve akılalmaz özelliklere sahip olan Jüpiter gezegeni, ilk defa Galileo Galilei tarafından ilkel teleskopla 1610 yılında fark edilmiştir. Bu esrarengiz gezegenin yapısı ve sırları yaklaşık 400 yıldır hala tam anlamıyla çözülmüş değil. Bu içeriğimizde sizlere Güneş sistemindeki akılalmaz gezegen Jüpiter’e dair keşfedilen esrarengiz bilgiler derledik. Keyifli okumalar!

1. Gaz Devi

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

Çoğunluğu gazdan oluşan gezegenlere gaz devi denir. Bunlar, Satürn, Uranüs, Neptün ve Jüpiter’dir. Hepsinin ortak özelliği Güneş’e en uzak konumda bulunmalarıdır. Jüpiter’in oluşumunda çoğunlukla hidrojen ve helyum gazı bulunmakta. Jüpiter’in kütlesi, Dünya’nın kütlesinden yaklaşık 318 kat daha büyüktür ayrıca yoğunluğu da Dünya’nın yaklaşık beşte biri kadardır. Jüpiter, hidrojen, helyum, amonyak ve metandan oluşan kalın bir atmosfere sahiptir. Gezegenin iç kısmına gidildikçe basınç ve sıcaklığın artması nedeni ile belirtmiş olduğum maddeler sıvıya dönüşür. Yani Jüpiter katı bir yüzeye sahip değildir. Kesin olmamakla birlikte bilim insanları Jüpiter’in çekirdeğinin katı olduğunu düşünmektedirler.

2. Zamanın Hızı

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

Jüpiter’i eşsiz yapan bir diğer özelliği ise kendi etrafında en hızlı dönen gezegen olmasıdır. Dünya’nın yaklaşık 24 saatte yaptığı bir turu o, ortalama 10 saatte tamamlamaktadır. Jüpiter’in 1 yılı Dünya’daki 12 yıla denk gelmektedir. Ayrıca gezegenin ekvatoru kutuplardan farklı bir hızda döner. Ekvatordaki bir gün yaklaşık 9 saat 50 dakika, kutuplarda ise bu süre 9 saat 56 dakikadır. Jüpiter, Güneş etrafında dönüşünü 12 yılda tamamlar. 13 ay süren kavuşum devri yaşar. Jüpiter belirli zamanlarda Dünya’dan çıplak gözle görülebilir. Yeryüzünde 100 kilo ağırlığında olan bir astronot Jüpiter’de 240 kilo ağırlığındadır.

3. Güneş ile Etkileşimi

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

Jüpiter diğer gezegenlere oranla devasa bir büyüklüğe sahip. O kadar büyük ki bu yüzden Güneş’in tam yörüngesinde dönüşünü gerçekleştirdiğini söyleyemeyiz. Jüpiter büyüklüğü ile Güneş ile arasında olan kütle çekim merkezini Güneş’in dışına taşır. Bu taşıma Güneş yüzeyinin biraz dışına doğru olur. Bilinenin aksine uzayda küçük bir obje büyük objenin etrafında yörüngesel hareket etmez. Gezegenler kütle çekimsel merkez etrafında hareket ederler. Dünya’nın kütle çekim enerjisi Güneş’in enerjisinden çok daha az olduğu için güneş kendi yörüngesinde dönebilir. Fakat Jüpiter gibi büyük kütle çekim enerjisine sahip olan bir gezegen Güneş’in enerjisiyle birleşince ortada çok büyük bir çekim oluşur ve Güneş kendi yörüngesinin biraz dışına çıkabilir.

4. Dünyayı Koruyor

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

Jüpiter sahip olduğu kütle çekim enerjisinin büyüklüğünden dolayı Dünya’ya çarpabilecek kuyruklu yıldızların yönünü saptırırken aynı zamanda gök taşlarının yönünü Dünya’ya da yöneltebiliyor. 1770 yılında Jüpiter’in kütle çekim enerjisi ile saptırdığı Lexell kuyruklu yıldızı Dünya’ya yönelmiştir. Neyse ki sıyırıp geçmiştir ve bir çarpışma yaşanmamıştır. Sonuç olarak Jüpiter’in Dünya’yı koruyor mu sorusuna hem evet hem de hayır cevabı verilebilir. Bazı gökbilimciler Dünya’nın yaşanabilir bir gezegen olmasının sebebini Jüpiter’e bağlar. Güneş Sistemi’nin en uzağından gelen kuyruklu yıldızları kütle çekim enerjisi ile savurur bu şekilde bu yıldızların Dünya’ya çarpma olasılığı milyonlarca yılda bir gerçekleşir.

5. Büyük Kırmızı Leke

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

İlk olarak Robert Hooke tarafından görülen kırmızı leke, Jüpiter’de yer alan antisiklonik bir fırtınadır. Dünya’dan daha büyük olduğu gözlemlenen lekenin en az 340 yıldır var olduğu düşünülüyor. Dünya’da oluşan fırtınalar karasal yüzeye sürtünmeden dolayı enerji kaybeder ve bir süre sonra biter. Jüpiter için durum farklıdır. Jüpiter’in herhangi bir gerçek yüzeyi yok. Yani oluşan fırtınaların sürtünerek enerji kaybedecekleri bir cisim yoktur. Bundan dolayı fırtınalar sürekli devam etmektedir. Kırmızı leke tamamen sabit değildir, zaman içinde renginin ve boyutunun değiştiği gözlemlenmiştir. Bu devasa fırtınanın nasıl oluştuğuna dair şu an için net bir bulgu yok.

6. Halkalı Gezegen

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

Yakın tarihe kadar sadece Satürn Güneş Sistemi’nde halkalı gezegen olarak bilinirdi. 1979 yılında yapılan araştırmalar ve çekilen fotoğraflar sayesinde Jüpiter’in de halkalı bir gezegen olduğu ortaya çıktı. Verilere göre gezegeni çevreleyen bu halkalar, Jüpiter’in uydularına çarpan meteorların çıkarttıkları toz parçacıkları tarafından oluşmaktadır. Oluşan bu toz parçacıkları kendileri arasında bir bulut oluştururcasına bağımsız hareket ederler. Her biri kendi yörüngelerini belirleyerek gezegen etrafında dönerler. Jüpiter halkalarının Satürn’e göre daha silik olmasının nedenlerinden biri, Güneş’ten aldığı ışığı yansıtmak yerine soğutmasıdır.

7. Yaşam İhtimali

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

Jüpiter’in gerçek bir yüzey alanının olmaması ile birlikte gezegenin sıcaklık, basınç değeri gibi yaşamı etkileyici faktörlerin olumsuz olması gelecekte yaşam alanı beklentisini düşürüyor. Ancak gezegenin uydusu olan Europa’da durum daha farklı. Hubble Uzay Teleskopu’nun görüntüleri incelendi. Bilim adamları Europa’nın buzla kaplı olan yüzeyinin su sızdırdığını düşünüyor. Ayrıca bu görüntülerde sızan suyun hidrojen ve oksijen olarak ayrıştığına dair bazı bulgulara da rastlandı. Büyük buz tabakası altında bulunan okyanusun canlı yaşamı için uygun mineral ve maddelere sahip olduğu birçok bilim adamı tarafından öngörülüyor. Planlamalara göre Jüpiter’e bir sonraki uzay aracı 2022’den önce gönderilecek.

8. Güçlü Manyetik Alan

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

Ortamda manyetik alanın oluşabilmesi için demir ve nikele ihtiyaç vardır. Güçlü bir manyetik alan oluşturmak için demir ve nikelin oranı arttırılır. Jüpiter’e bakıldığında ise çok güçlü manyetik alana sahip olmasına rağmen kütlesinin içinde çok az miktarda demir ve nikel olduğu gözlemlenmiştir. Gezegenin çekirdeğinin tek başına bu denli güçlü bir manyetik alan yaratması mümkün değildir. Bu yüzden gezegenin güçlü manyetizmasından metalik sıvı hidrojen tabakası sorumlu tutulmaktadır. Bu tabakada elektrik üretkenliği çok güçlüdür. Jüpiter’in de kendi eksenindeki hızlı dönüşüyle ürettiği enerji ile birlikte bu alanda çok güçlü bir manyetik alan oluşur.

9. Atmosfer Yapısı

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

Jüpiter’in ve diğer gaz devlerinin atmosferini incelerken karşılaştığımız en büyük problem yükseklik için başlangıç olarak alınacak bir sıfır noktasının bulunmamasıdır. Bundan dolayı troposferi sıfır olarak alırız. Atmosferin katman geçişleri arasında keskin sınırlar bulunmaz. Atmosferin üst sınırı gibi, ideal gaz ortamından uzaklaşarak sıvı yapıya doğru geçildiği alt sınırı da belirsizdir. Güneş sistemindeki  akılalmaz gezegen Jüpiter’e dair bilgiler içinde en temel bileşeninin moleküler hidrojen ve helyum olması da bulunmaktadır. Katı bir yüzeye sahip olmayan Jüpiter’e uzay aracı iniş yapamaz.

10. Özel Uyduları

Güneş Sistemindeki Akılalmaz Gezegen Jüpiter’e Dair Bilgiler

Jüpiter’in 75’i aşkın doğal uydusu tespit edilmiştir. Son güncellemelerle bu sayı 79’u bulmuştur. En göze çarpan uyduları 1610 yılında Galileo Galilei tarafından keşfedilmiştir. İç uydular diye adlandırılan bu uydular Ganymede, Io, Europa ve Callisto’dur. Bu dört ana uydu aydın ve büyüktür. Geri kalan 75 uydu soluk ve küçüktür. Ganymede Güneş sistemindeki en büyük uydudur hatta Merkür gezegeninden bile daha büyüktür. Io ise volkanik açıdan en aktif olan gök cismidir. Europa’nın yüzeyi buz tabakasıyla kaplıdır ve yaşam ihtimalinin çok yüksek görüldüğü bir yerdir. Callisto, popüler 4 uydu arasından en sönük olanıdır, yapısının koyu renkli kayalardan oluştuğu öngörülmektedir.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    destekledim
    Destekledim