Filozofların Daha Önce Hiç Duymadığınız Çılgınlıkları

Bilimden politikaya pek çok alanda yetenekli filozoflar dünya görüşümüzü etkileyerek bize bambaşka bir çerçeveden bakmamızı sağlarlar. Böylelikle oluşturdukları felsefi akımlarla dünyayı şekillendirdiler. Bu yazımızda sizlere bu olağanüstü ve birbirinden ünlü filozofların daha önce hiç duymadığınız çılgınlıkları sizinle paylaşacağız. Kemerlerinizi bağlayın ve şaşırmaya hazır olun!

1. Diogenes (Diyojen)

Karşınızda hazırcevap ve asi filozof Diogenes. Büyük İskender döneminde yaşadığı için düşünme, çalışma gibi pek çok özgürlüklerden sonuna kadar yararlanmıştır. Babası kalpazandı. Kendisi de babasına yardım ederken yakalanacağını anlayınca Atina’ya kaçtı. Bir fıçının içinde yaşıyordu. Neredeyse her söze bir cevabı vardı. Bir gün zengin döşenmiş bir eve girer ve evde ona bir adam yere kesinlikle tükürmemesi gerektiğini söyler. Diogenes de adama okkalı bir tükürük atar ve kusura bakma bulduğum tek pis yer orasıydı der. Platon’la da zaman zaman kapıştıkları oluyordu. Platon insanların iki ayaklı tüysüz canlılar olduğunu dile getirince, Diogenes kıvrak zekasını durduramayarak tavuğun tüylerini yolar ve insanlara elindeki tüysüz tavuğu göstererek size insan getirdim der.

2. René Descartes

Fransız asıllı Descartes hayatı boyunca matematik, felsefe, sanat gibi pek çok alanla ilgilenmiş ve dünyamıza harika eserler bırakıp gitmiştir. Peki bu adamın çılgınlıkları nelerdi? Gelin hep birlikte bakalım. Descartes kesinlikle sabah insanı değildi. Genellikle geceleri çalışıp gündüzleri uyurdu. İşi gereği uyku düzenini normale çevirmeye çalıştığı zamanlarda uykusuzluk, bağışık sistemini güçsüzleştirerek ölmesine neden olduğuna inanılıyordu. “Düşünüyorum, öyleyse varım” Descartes tarafından belki de en çok duyduğumuz söz. Peki o sözü nerede yazdı? Bir sobanın içinde. Evet, yanlış duymadınız Descartes sobada uyumayı, orada hayaller kurmayı çok severdi. Descartes’ın yaşadığı zamanlarda sobalar şimdiki zamandan biraz farklıydı ama yine de o sobalar insanlar için tasarlanmamıştı. Bu durum tabi ki de Descartesi’ın içine girip uyumasına engel olmadı.

3. Kurt Gödel

Buluşlarıyla matematiğe katlı sağlayan 20. yüzyılın parlak matematikçilerinden olan Kurt Gödel, “Eksiklik Teorimi” ile bilinir. Aynı zamanda hayatı boyunca gösterdiği paranoyak davranışlarıyla da listemizde yer almasına neden oldu. Sık sık hararetli tartışmalar yürüttüğü ve yakın arkadaşı olan Albert Einstein’ın ölümü, Gödel üzerinde çok yıkıcı bir darbe etkisi yaratmıştır. Paranoyaklaşmaya başlayan Gödel, evindeki buzdolabının kendisini zehirlediğini düşünüyordu. Bu düşünce onun sıklıkla ev taşımasına neden olduğu gibi paranoyaklık seviyesi de giderek artmıştı. Gödel, yediği yemeklerde de zehir olabileceğini düşündüğü için sadece karısının yemeklerini yiyordu. Karısı çok ciddi bir hastalığa yakalanıp hastane yataklarından kalkamaz hale gelince, Gödel yemek yemeği bırakarak açlıktan ölmüştür. Öldüğü zaman kilosu sadece 29,5’tur.

4. Voltaire

Asıl adı François Marie Arouet olan Voltaire, Fransız asıllı yazar ve filozoftu. Kendi döneminde Fransız Devrimi ve aydınlanma hareketlerine olan katkısı oldukça büyüktü. Voltaire’in iğneleyici üslubu ve çenesini tutamamasından dolayı pek çok kez hapse atıldı. Fransa hükumeti tarafından en ünlü eserleri yasaklandı. O yüzden eserlerini genelde yurt dışında bastırdı ve bazı eserlerinde takma isim kullandı. Bu başarılarla dolu hayatında Voltaire’in kahveye olan bağımlılığı o kadar fazlaydı ki, günde yaklaşık 50 bardak kahve içerdi. Bir rivayete göre kahvesinin bittiği bir günde kendisine kahve getiren hizmetçisine çift maaş ödemiş ve o gün hizmetçisine kendisini ölümden kurtardığını söylemiştir. Doktorların, kahvenin zararları konusunda Voltaire’ı uyarmasına rağmen, Voltaire öldüğü güne kadar kahvesini içmeye devam etmiştir.

5. Demonax

Kıbrıs’ta doğan Demonax, halk arasındaki pek çok anlaşmazlıkları çözme becerisi sayesinde halkın beğenisini kazandı. Kanun koyucu olarak bilinirdi ve sayısız reformlara imza attı. Bir nevi dönemin iyilik meleği olan Demonax, bir gün aynaya baktığında ne kadar yaşlandığını fark etti. Daha sonra yaptıkları ise çorap söküğü gibi geldi. Yaşlandığı için artık insanlara katkı sağlayamayacağını düşünüyordu. Dahası bakıma muhtaç olma hissi onu kahrediyordu. Kimseye yük olmak istemiyordu ve o an geri dönülemez bir karar verdi. Yemek yemeği ve içmeyi bırakarak kendi ölümünü hazırladı. Ölene kadar ağzına tek lokma koymadı. 100 yaşında vefat etti.

6. Jean-Jacques Rousseau

Filozofların daha önce hiç duymadığınız çılgınlıkları listemizde belki de en çok tepki çekebilecek olan Jean-Jacques Rousseau olabilir. Yaşadığı dönemlerde siyasi düşünceleriyle Fransız Devrimini etkilemiştir. Toplumun sosyal yapısında ve eğitim sistemi üzerinde etkileri oldukça büyüktür. Jean-Jacques Rousseau, eğitim üzerine ve özellikle çocuk yetiştirme üzerine pek çok teori ve yazıya sahiptir. Fakat filozofumuzun kendisiyle tamamen çelişen bir davranışı vardır. Jean-Jacques Rousseau 5 çocuğunu doğar doğmaz terk edip, çocuklarına hiçbir zaman bakmamıştır. Rousseau’nun yaşadığı bu ikilem rakip filozofların gözünden kaçmamış, sert eleştirilerin odağında olarak ikiyüzlülükle suçlanmış. Başarılarıyla kendini tarihin en derin sayfalarına adını kazısa da, bir baba olarak tam bir başarısızlık örneğidir. Belki de filozofumuz kendi söküğünü dikememiştir.

7. Arthur Schopenhauer

19. yüzyılın Alman filozofu olan Schopenhauer, bugün bile çıkardığı başyapıtlarla hatırlanmayı hak ediyor. Budizm’e oldukça ilgi duyan ilk batılı filozof olarak da kayıtlara geçmiştir. Nietzsche’nin bir süre akıl hocalığını yapmıştır. Keşke hikayemizi burada sonlandırsak ama, hemen hemen her filozof gibi Alman filozofumuzun da bazı sıkıntıları vardı. Kafasını ütüleyen bir kadını merdivenlerden iterek, kadına ölünceye dek tazminat ödemeye mahkum edildi. Aynı zamanda Schopenhauer boğazının kesilip ölmesinden çok korkardı. Bu paranoyak düşüncesi yüzünden asla berbere gidip tıraş olmadı. İnsan ilişkileri konusunda pek çok yazı yazsa da özünde insanlardan nefret ederdi ve evinde her zaman tabanca bulundururdu.

8. Pisagor

Sayıların babası, bilgeliğin dostu İyonyalı filozof Pisagor hakkında vereceğimiz bilgiler sadece varsayımlar üzerine çünkü Pisagor, düşüncelerini yazıya dökmek yerine yalnızca öğrencilerine anlatmıştır. Pisagor vejetaryendi. Pisagor’un et yememek dışında fasulyeyi de asla yemeğini biliyor muydunuz? Pisagor’a göre fasulyeler yasaklı yiyeceklerdi. Bunun nedenine dair birkaç teoriyi sizinle paylaşmak isteriz. Pisagor’a göre fasulyeler göçebelerin ruhlarını taşıyordu. Göçebe hayat süren insanların bulundukları yeri talan ettiğine inanıyordu. Bir diğer teori ise; Yunanistan’da oy sisteminde fasulyeler kullanılıyordu. Beyaz fasulye “evet” oyunu, siyah is “hayır” oyunu temsil ediyordu. Fasulyelerden uzak durun, yemeyin derken aslında siyasete katılmayın da demiş olabilir.

9. Friedrich Nietzsche

Nietzsche yazımıza adının telaffuzuyla başlamak isteriz. Nietzsche diye yazılır ancak okunuşu gayet kolaydır “Ni-çe” şeklinde okunur. Din, kültür, felsefe gibi pek çok alanda metafor ve ironileri çokça kullanarak eleştiriler yazmıştır. Friedrich Nietzsche, 1844 yılında Almanya’nın küçük bir kasabasında doğmuştur. Okul hayatı gayet başarılı geçmesine rağmen, psikolojik sorunları dolayısıyla bu başarı pek devam etmemiştir. O zamanlarda ailesiyle de iyi geçinemiyordu. Yazdığı kitaplar da aynı şekilde halkın ilgisini çekmediği için satış konusunda sıkıntılar yaşıyordu. Bir gün yolda yürürken bir adamın atı kırbaçladığını gördü bunu üzerine ata doğru koşup sarılarak “seni anlıyorum” diyerek bağırmaya başladı ve o günden sonra bir daha asla düzelemedi. 11 acılı yıldan sonra da hayata gözlerini yumdu.

10. Francis Bacon

Filozofların daha önce hiç duymadığınız çılgınlıkları listesinin sonunda Bacon var. İngiliz asıllı filozof, devlet adamı, yazar, avukat, bilim insanı gibi pek çok vasfa sahiptir. Bilimin ışığında yolunu bulmaya çalıştı ve felsefesinin odağı sadece bilimdi. Tümevarım yöntemini ve deneyci bilgi öğretisini şiddetle savunmuştur. Ötenazi kavramını kullanarak tarihe geçmiştir. Ölümü de maalesef bilim uğruna yaptığı bir deney sonunda olmuştur. Francis Bacon, soğuk havanın yiyeceklerin çürümesini önleyip önlemeyeceği ile ilgili bir deney yapmak istedi ve ölü bir tavuğu alarak dışarı çıktı. Dışarıdaki soğuk hava şartlarıyla ve yerdeki karla elindeki tavuğu dondurmaya çalıştı. Bu deneyde filozofumuz rahatsızlandı ve hastalığı zatürreye çevirerek 1626 yılında gözlerini yumdu.