Yaşanılan iklim krizleri, kuraklık oluşumu ve küresel ısınmanın hızla artması; bizleri doğa dostu ürünlerle bir arada bulunmaya teşvik ediyor. Yakıt kirliliği ve masrafından oldukça uzak bir istikamette bulunan bisikletler, yönümüzü sağlıklı bir yaşama doğru çeviriyor. Özellikle Avrupa’da en çok tercih edilen ulaşım araçlarından biri olan bisiklet, doğa ile birlikte kendimizi korumamıza da yardımcı oluyor. İçeriği okurken insanın canı, bisikletini alıp kendini özgürce hayatın akışına bırakmayı istiyor. Bisikletin ilginç tarihinde yer alan önemli dönüm noktaları listesi, sizi keyifli anlara götürmek için sevinçle bekliyor. İçerikte kullanılan her bir resim karesi, filmlerden alınan sahneler ışığında içinizi ısıtmayı amaçlıyor.
1. Bisikletin Kısa Tarihçesi
Günümüzden neredeyse yaklaşık iki yüzyıl önce icat edilmiş olan bisiklet, şimdilerde çevre dostu bir ulaşım aracı olması sebebiyle sıklıkla tercih ediliyor. Baron Karl von Drais, bisiklete ulaşmadan önce iki tekerleği olan bir materyal oluşturuyor. 1817 yılında üretilen bu iki tekerlekli araç, “drezin” adını alıyor ve Drais, pedalları önce kendisi iterek hareket ettirirken sonradan pedallar bisikleti ilerletmeye başlıyor. Üretilen ilk bisiklet yirmi kilogramın üzerinde bir ağırlığa sahipken aynı zamanda insanın yorulmasını engelleyeceği yerde daha fazla zorluyor. Dengeyi kurmak amacıyla çeşitli dönemlerde farklı tekerlekler ekleniyor ve ağırlığı azaltılan aracın gelişim süreci hızlıca tamamlanıyor. Şu anda kullandığımız bisikletlerin son hali ise 1880’li yılların sonunda modern halini almış oluyor.
2. Bisikletin İnsan Gücü İle Çalışması
Bisiklet kelimesi yerine eskiden “velespit” sözcüğü kullanılıyor ve fabrikalardaki makinelere alışık olan insanlara motorsuz çalışan bu ilginç icat oldukça enteresan geliyor. Son yıllarda özellikle masrafsız oluşu, herhangi bir yakıt ihtiyacı ve vergisinin bulunmayışı bisikleti öne çıkaran bir nitelik oluyor. İngiliz bilim insanı Denis Johnson, bisikleti üreten Drais’ten ürünü satın alıyor ve patentine sahip olduktan sonra piyasaya bu aracı sürüyor. “Hobi atı” olarak ünlenen bu ulaşım aracı, ilk zamanlar çok fazla talep görmüyor. Ancak Fransız bir baba ve oğlu, bisikleti alıp ona pedal ekledikten sonra, bisiklet satışlarındaki artışlar tavan yapıyor. Avrupa’da bu ilgi çekici ulaşım aracı kullanılmaya başlıyor ve hızla yayılıyor. İnsanın kendi fiziksel kuvvetini gerektiren bisiklet, havayı kirletmiyor ve cüzdanları yakmıyor.
3. Birbirinden Farklı Bisiklet Modelleri
İcat edildiği günden beri çeşitli türlerde ve modellerde üretilen bisikletler, kullanıcısına göre özel olarak hazırlanıyor. Her bisiklet çeşitli her türlü mekânda sürülemiyor. Güvenliliği ve işe yaraması açısından konumuna uygun hazırlanan ulaşım araçları, zahmetli bir yapım aşamasından geçiyor. Boyutları, yaş gruplarına göre yapımının uygulanması ve ölçüleri tek tek araştırılıyor. Genellikle günlük hayatta bisiklet kullanmayı seçenler, “yol bisikletlerini” tercih ediyor. Asfalt, beton ve döşeli yollar bu bisiklet türü için ideal ortamı oluşturuyor. “Dağ bisikletleri” ise yol bisikletlerinden kütlece daha ağır olmakla birlikte, dağda, bayırda ve arazide rahatça kullanılabiliyor. Görmeye alışkın olduğumuz “hibrit bisikletler” ise daha çok seyahat etmek ve şehirde konforlu hareket edebilmek için seçiliyor.
4. Bisiklet Sürme Alışkanlığı
Bisiklet sürmek, son zamanların vazgeçilmez popüler bir aktivitesi olarak doğa faaliyetleri arasında yerini alıyor. Yürüdüğümüz caddelerin kaldırımlarında yavaş yavaş özel bisiklet yolları oluşmaya başlıyor. Uzmanlar sağlıklı bir yaşam için bisiklet süremin önemini vurgularken aynı zamanda yürüyüş gibi, bisiklet sürmenin de mutluluk hormonu salgıladığını anlatıyor. Stresten uzak ve huzurlu bir gün geçirebilmek için bisikletle yapılan uzun molalar size motivasyon kazandırırken aynı zamanda keyifli vakit geçirmenizi sağlıyor. Bisiklet sürme hobisini benimseyen insanlar, artık onu bir alışkanlık haline getiriyor ve haftanın belirli günlerinde kısa seyahatlere çıkıyor. Zinde bir vücut ve sağlıklı bir düşünce sistemine sahip olmak isteyenler için bisiklet sürme alışkanlığı, tercih edilecekler listesinin başında yer alıyor.
5. Bisiklet Kullanmanın Faydaları
Bisiklet kullanmanın en önemli getirisi vücudumuza ve bedenimize sağladığı sağlığın yanı sıra, psikolojimizi de olumlu etkileyerek ruhumuza iyi gelmesi oluyor. Bizi stresten uzaklaştırıyor ve kendimizle baş başa kalmamıza yarıyor. Spor yapmaktan hoşlananlar için daha az zorlayıcı ve eğlenceli bir aktivite konumundaki bisiklet, kaslarımızı bir hayli çalıştırıyor. Bisiklet sürmenin en güzel yanını bir kez öğrenilince asla unutulmuyor oluşu kapsıyor. Bisiklet kullanmak her sürüşünüzde size keyifli anlar yaşatıyor. Dayanıklılık gücümüzü arttıran bisiklet, kalabalık trafiklerde de yardımımıza yetişiyor. Sıkışık ve yoğun bir araç kuyruğunun içinden sıyrılıp gitmemize imkân veriyor. Aerobik bir aktivite olan bisiklete binme eylemi, derin nefes almamızı ve vücut ısımızı dengelememize olanak yaratıyor. Fiziksel ve ruhsal sağlığımızın pozitif yönde ilerlemesini beraberinde getiriyor.
6. Her Sene Yapılan Bisiklet Yarışları
Çeşitli türdeki ve modeldeki bisikletlerin ön ayak olduğu bisiklet yarışları, dünyada düzenli olarak yapılıyor. Olimpik bir spor olarak baş gösteren bu yarış türü, Avrupa’da ulusal bir önemi beraberinde taşıyor. Bisiklet yarışları Avrupa ülkeleri arasında gözde bir gurur kaynağı olarak yerini alıyor. Özellikle Fransa, Almanya, İtalya ve Hollanda gibi ülkelerde popülerliğini kaybetmeden istikrarlı bir biçimde koruyor. Düzenlenen ilk bisiklet yarışı 1868 yılının mayıs ayında Fransa’da gerçekleşiyor. Paris’te düzenlenen ilk yarışın ilk kazananı ise, James Moore adındaki bir gurbetçi oluyor. 1900’lü yıllarda ise bisiklet sporunun yetkinliğini kaydetmek ve kanıtlamak amacıyla “UCI yani Uluslararası Bisiklet Birliği” kuruluyor. Yarışların yapıldığı alanlarda iklimsel şartlara ve fiziksel koşullara epey dikkat ediliyor.
7. Günümüzde Bisikletin Rolü
Yararlı bir alışkanlık olan bisikletin karışık tarihinde yer alan önemli dönüm noktaları içeriğimizin yedinci sırasında, günümüzde bisikletin hangi rollerde yer aldığı vurgulanıyor. Bisiklet kullanmak yirmi birinci yüzyılın vazgeçilemeyen aktiviteleri arasında yerini alıyor. Özellikle şehirde yaşayanlar bisikleti bir kurtuluş aracı olarak görüyor. Toplu taşımalara yahut kendi kişisel araçlarına ödenen masraflar, bisiklet ile sıfıra iniyor. Yalnızca sizin beden gücünüzü isteyen bu ulaşım aracı, araba trafiğini yararak istediğiniz yere kısa sürede varmanızı sağlıyor. Faydalar başlıklı beşinci maddede de bahsettiğimiz üzere bisiklet sürme faaliyeti, yaşlanmayı yavaşlatırken kilo vermemize de yardımcı oluyor. Stresi azaltırken, gittiğimiz yere pozitif bir hava katmamızı destekliyor. Hoşça vakit geçirmek isteyenler bisikletlerden asla ayrılamıyor.
8. Bisikletin Tercih Edildiği Ülkeler
Doğa dostu bir ulaşım aracı olan bisikletler, Avrupa ülkelerinde inanılmaz miktarda kullanılıyor ve yoğun bir talep görüyor. Bisiklet ile özdeşleşen ilk ülke Hollanda oluyor. Politikada yer alan önemli bürokratlar dahi şehirlerde bisiklet sürmekten vazgeçemiyor. Danimarka’da ise, trafik düzeni bisikletlere göre şekilleniyor. İşe gidiş ve işten çıkışlar hep bisikletle sağlanırken, binaların içine bisiklet sokulabiliyor ve büyük boyutta bisiklet için yapılan asansörler inşa ediliyor. Fransa yine en yaygın bisiklet kullanılan ülkeler arasında konumlanıyor. Özellikle Strazburg şehrinin her köşesinde park edilmiş bir bisiklet duruyor. İspanya ise, son zamanlarda bisiklet kullanımına ayrı bir önem vererek şehir yollarını bisiklet ağları ile donatıyor.
9. Öğrenilmesi Gereken Bisiklet Bakımı
Küresel ısınmaya karşı verilen savaşta en önemli destekçilerimizden biri olan çevre dostu ulaşım araçlarını bisikletler oluşturuyor. Öyle ki artık bisiklet, çoğu birey için yaşamının odak noktasında bulunuyor. Alışkanlık haline getirilen bisiklet kullanımının devamının sağlanabilmesi için düzenli bir bakım şart oluyor. Yoğun olarak kullanılan bisikletlerin güvenliği için en az iki üç ayda bir bakıma alınması gerekiyor. Profesyonel hizmet yaptırma imkânı varken, aynı zamanda kişi kendi bisikletinin bakımını kendi de üstlenebiliyor. Görünüşüne bakılarak kontrol edilen bisikletler eğer hasarlıysa kadrosundan kendini belli ediyor. Paslanma, zincir ve vites gibi sorunlar kısa süre içerisinde halledilebiliyor. Eğer vitesinizden ses geliyorsa bu onun eskidiğini gösteriyor.
10. Ünlü Bisiklet Rekorları
Kullanılmaktan vazgeçilemeyen bisikletin uzun tarihinde yer alan en önemli dönüm noktaları içeriğimizin son maddesini, kırılması güç rekorlar oluşturuyor. Üretilen her icadın kullanımı yaygınlaştıkça tarih farklı olaylara da imza atma şansını buluyor. Arabalar üretiliyor araba yarışları ortaya çıkıyor, motorlar üretiliyor ve pistlerin tozu dumana katılıyor. Bisikletler için de durum diğerlerinden farksız gibi görünüyor. 1995 yılında Hollandalı bisikletçi “Fred Rompelberg” bir yarış arabasının havasıyla beraber büyük bir hız sınırına imzasını atıyor. Serbest düşüş çeşitlerinden biri olan “tanrıların düşüşü” tekniği ile şiddetten bisikleti parçalanan 29 yaşındaki “Bender”, yine kırılması güç bir rekora sahip oluyor. Bisikleti yukarı kaldırma manevrasını başarılı bir şekilde kullanan “Bobby Root” ise, 2001 senesinde 138km hıza ulaşarak rekor kırma zevkini başka rakiplere bırakmıyor.
