1. Anasayfa
  2. Bilim

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek


0

Ülkesi İngiltere İkinci Dünya Savaşı’nda ağır kayıplar verirken, Nazi üretimi şifreleme makinesi Enigma’yı alt etmeyi başaran ilk bilgisayarın mucidi Alan Turing’in beyni, baskıya nasıl cevap veriyordu? Fizik ve kimyayı her iki dalda da Nobel Ödülü alacak kadar iyi kavrayabilen, radyolojinin kurucusu Marie Curie’nin çalışma prensipleri bizimkilerden ne kadar farklıydı? Yıllarca süren bir özgürlük savaşını yönetmesinin ardından, onlarca farklı alanda inkılabın gerçekleşmesine öncülük eden Atatürk’ün çok yönlü zekasının sırrı neydi? İnsan zihninin ulaşabileceği sınırlar hala keşfedilmeye açık. Ancak yalnızca bizden çok daha farklı varlıklar olan dâhilerin bunu başarabileceğine inanarak aklımızla aramıza mesafe koyuyoruz. Gelin size aklınızın bugünkü düşüncelerinizle sınırlı olmadığını ve gerçek potansiyelinizin çok daha fazlası olduğunu ispatlayan 10 özellikten bahsedelim.

1. Toplam Kapasite

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

Beyniniz düşüncelerinizin yanında duygularınızın, takıntılarınızın, rüyalarınızın ve bazı durumlarda hastalıklarınızın üretildiği yer. Beyin içinde gerçekleşen her olay birbiriyle iletişim halinde olan milyarca küçük sinir hücresinin yani nöronların etkileşiminin sonucudur. Bu nöronların yaklaşık sayısı 100 milyar adet ve her saniye 1 milyar kere 1 milyar adet işlem üretebiliyorlar. Bu da beynimiz bilinen en gelişmiş bilgisayarın 100 katı kadar işlem hacmine sahip demek. Toplam veri saklama kapasitesinin ise 1 petabayt olduğu hesaplanmış. Yani 1,000,000,000,000,000 bayt! 1 petabayt ile 13,3 yıl HD film kaydedebilirsiniz. Potansiyelinin tamamını öğrendiğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü beyninizin sınırları sandığınızdan çok daha geniş ve düşünce ötesi bazı kavramları barındırabilecek kadar karmaşık.

2. Bilinç Dışı

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

10 madde arasında aklınızın düşüncelerinizle veya bildiklerinizle sınırlı olmadığını psikanalizle ispatlayan ve gerçek algınızı sarsacak bir madde bilinç dışı. Bilinç dışı zihni uzun bir belleğe benzetebiliriz. Bu bellek, doğduğunuz andan itibaren bütün duyularınızda deneyimlediğiniz her şeyi kaydeder. Psikolojideki “çocuklar anlamasa bile duydukları şeylerden etkilenirler.” öğretisinin kaynadığı da budur. Bilinç dışı kaydettiği her şeyi bilinçten farklı olarak işler, düzenler ve verilere anlam kazandırır. Yani bilinç dışı aklınızın düşüncelerinizden ibaret olmadığının tıbbi bir kanıtı. Aynı zamanda düşüncelerinizin ve zihninizin sonsuzluğunu müjdeleyen bir özellik. Siz algılamayı ve öğrenmeyi bıraktığınızda bile gelişmeye devam eden ve sizinle rüyalarınız aracılığıyla iletişim kurabilen neredeyse büyülü denebilecek bir beceri.

3. Dil

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

Hiçbir dil, dolayısıyla hiçbir kelime bilmediğinizi düşünün. İç sesinizde düşüncelerinizi nasıl duyardınız veya cümle formunda var olamayan düşünceleriniz nasıl ortaya çıkarlardı? Sapir-Whorf hipotezi ya da dilsel görecelik hipotezine göre, insan beyni düşünme ve hayal etme kapasitesini bildiği dillerin azlığı veya çokluğuna göre arttırıp azaltabiliyor. Bu hipoteze göre insanın beyni öğrendiği ilk ve yerel olan dil düzeyinde gelişmiştir ve diğer dillerdeki düşünce yapılarını hiçbir zaman tam olarak anlayamaz. Ancak öğrendiği her yeni dil kişinin kendi ana dili üzerindeki yorumunu baştan düzenler. Yani her yeni kelimede, zihnimizin sınırları baştan yazılır. Einstein’ın görelilik teorisine benzediği için bu hipoteze dilsel görelilik hipotezi de denir. Üstelik bu hipotez, 2. maddeye anlattığımız bilinç dışı düzeyde de etkisini sürdürmeye devam eder. Yani henüz öğrenmediğiniz bir dile dair duyduğunuz kelimeler bile zihin kapasitenizi genişletir.

4. Konfor Alanı

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

Tam tanımı “İnsanın kendini halihazırda aşina hissettiği bir ortamda, her şeyi kontrol edebildiği yanılgısına düştüğü ve kendini rahat hissettiği psikolojik evre.” olan konfor alanı, size aklınızın şu anki düşüncelerinizle sınırlı olduğunu söyleyen bir parazit gibi. Bütün dehaların içinden çıkmayı başardığı bir çürüme bölgesi. Bir dış etken gibi görünse de psikoloji konfor alanının da bir zihinsel eğitim süreci olduğunu söylüyor. Çünkü alanın dışındaki potansiyel ne kadar fazlaysa, zihninizin içindeki konfor alanı da o kadar çok direnç üretecek yaratıcılığa sahip oluyor. Tamamıyla negatif bir görünümü olması bu yüzden bir yanılgı. Çünkü etki-tepki sistemiyle çalışan konfor alanı sistemi, ancak zihnimiz şu anki düşüncelerimizden fazlasını vadetmeseydi hiç var olmazdı. “Konfor alanı içinde kalınca hayat rahat; dışarı çıktığın zaman belirsizlik başlayacak ve bu tehlikeli… Cesaret ister. Ama için biliyor ki heyecan da orada. İşte bu heyecan önemli, aksi hâlde bir ölüden farksızsın.” demiş Doğan Cüceloğlu.

5. Hayatta Kalma İçgüdüsü

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

Hayatta kalma içgüdüsü, özellikle stres ve korku anlarında tetiklenen, beynin bilinç dışı komutların etkisi altında kalarak hareket etmeye başlaması ve sürekli baskı altında hissederek karar almaya başlamasıdır. Düşünce ötesi bir tepki olmakla birlikte, ilkel beyin kendini “hayati tehlike” altında hissettiğinden aşırı bencilleşme etkileri de gözlemlenir. Aynı sebeple, yani hayati tehlike altında hissetmek dolayısıyla adrenalin salınımı yapan beyin, gündelik hayattaki performansının da üstünde hareket etmeye ve bilinen sınırlarını aşmaya da başlar. Giriş paragrafında bahsettiğimiz Alan Turing ve Atatürk’ün aşırı baskı ve stres altında gösterdikleri olağanüstü zihinsel performans da bu alt (ilkel) beyninin tetiklediği bu içgüdünün eseri sayılabilir. Ancak kendini stres altında hisseden beyin, zaman içinde travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete vb. hastalıklar da geliştirecektir.

6. Sürrealizm

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

Sürrealizm ya da gerçeküstücülük en büyük etkisini resim, heykel ve şiir üzerinde yapmış bir sanat akımıdır. En büyük özelliği ise sanatçıların ani ve bilinç dışı bir hareketle, düşünce üretmeden üretim yapılarak zihnin açılmamış kapılarını açmayı denemekti. Akımın manifestosu şu şekildeydi: “hakikat o kadar güçlüdür ki, her saniye, bilincimizin bilmediği, işitilmek için çırpınan bir cümle bulunur.” Sanatçılar arasında yalnızca rüyaları resmetmeyi ve anlatmayı tercih edenler de oldu. Bazı sanatçılar hipnoz yöntemleri veya uyarıcılarla trans haline geçerek daha sonra da müdahale etmemek kaydıyla şiirler ve resimler ürettiler ve bilinç dışı duygularını aramayı denediler. Bu akımın temsilcileri arasında Salvador Dali, Andre Breton, Louis Aragon, Rene Magritte gibi önemli sanatçılar bulunmaktadır.

7. Farkındalık

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

“Farkındalık, başka bir yerde, geçmişte veya gelecekte değil, şimdi ve burada yaşamayı gerektirir.” diyor Psikiyatr Eric Berne. Bugünün sorunlarını anlamak ve bugünün çözümlerini yaratmak için bugünü fark etmeye ihtiyacımız var. Kendi zamanlarının dâhilerinin en önemli özelliklerinden biri, çözümler üretirken içinde bulundukları dönemden alabileceği maksimum verimi almalarıydı. Var olan bütün sorunlara kulak kabartmaları, ortaya atılmış bütün çözüm önerilerini gözden geçirmiş olmaları ve akıntıya kapılıp gitmemeleriydi. Zihinlerinin kapalı kaplılarını açmayı başaran insanlar bir anın içinde olduklarını fark ettiler ve o anı derinlemesine kavramak için gözlemlemeye başladılar. Tıpkı Sherlock Holmes hikayelerindeki gibi, bütün ayrıntıların sorunun önemli parçaları olduğuna inandılar.

8. Öz Farkındalık

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

Öz Farkındalık, 10 madde arasında aklınızın düşüncelerinizle ya da fikirlerinizle sınırlı olmadığını fakat gerçek kavramı üzerine algınızın da yanıltıcı olabileceğini ispatlayan tek özellik. Eğer becerilerinizi ve onların düzeylerini kavrayamazsanız aklınızın sınırları konusunda yanılırsınız. Yapmaya hazır olmadığınız şeyler gözünüze kolay görünür, yaşamı küçümseye başlar, gerçeklik algınızı kaybedersiniz. Aklınızın sınırlarını genişlettiğine inandığınız şey, aslında sizi daracık bir odanın içinde hapseder. Fakat tam aksine, öz-farkındalığı yüksek olan biri en büyük nimetlerden birine sahip olur ve neyi bilmediğini bilir. Egosuna yenik düşmez ve bilgisizliğinin esiri olmaz. Kendini algılayabilmeyi başaran biri de evreni algılamaya başlar. Frederick Lenz’in de dediği gibi “Farkındalığınız yeterince güçlüyse, odanızdan hiç ayrılmadan tüm dünyanın kaderini değiştirebilirsiniz.”

9. Yaratıcılık

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

Psikanalist ve filozof Erich Fromm “yaratıcılık, kesinlikten kurtulma cesaretini getirir.” der. Eski çözümlerin sınırlarına hapsolmuşken yeni problemlerin aşılamayacağını söyler. Ezbere ve katı olan fikirlerden sıyrılmayı tavsiye eder. Çünkü yaratıcılık kişinin problem çözme becerisinin ta kendisidir. Bireyler yaratıcılık becerilerini geliştirip zihinlerinin duvarlarını kaldırmadıkça çözümler için başka akıllara ihtiyaç duyarlar. İnsan günlük hayatta duyduğu ve gördüklerinden çok daha fazlasına zihninin içinde hayal ederek erişebilir. Psikanalize göre, bunun için en çok cesarete ihtiyaç var. Fatih Sultan Mehmet’e gemileri karadan yürütme fikrini verecek kadar çok yön kazanmış aklı, bu beceriyi elde etmek için de kendini tüm yönleriyle keşfetme cesaretini göstermişti.

10. Yalnızlık

Aklınızın Düşüncelerinizle Sınırlı Olmadığını İspatlayan 10 Gerçek

Akla ilk gelenin aksine, konu aklınızın sınırlarını keşfetmek olduğunda yalnızlık negatif bir özellik değil. Tam da aksine, Albert Einstein’ın da dediği gibi “yüksek ruhlar, her zaman sıradan akılların şiddetli muhalefetleriyle karşılaşırlar.” Sınırlar genişlediği, fikirler büyüdüğü ve düşünceler özgünleştiği zaman tepki görmemek neredeyse imkansızdır. Bu tepkilerin şiddeti sandığınızdan daha yüksek olabilir ve yalnızlaşmanıza sebep olabilirler. Ancak bunların fikrin doğruluğu veya yanlışlığından daha çok “yeni” olmasıyla ilgilidir. İnsan doğası gereği yeniliğe alışmakta zorlanır ve öncülere ihtiyaç duyar. Öncü de dayanak noktaları fark edilene kadar yalnız kalmayı göze alabildiği için öncüdür. Galileo Galilei, yaklaşık dört yüzyıl önce Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğünü keşfetmiş ve iddiasında inatçı olduğu için ölene kadar ev hapsinde yalnızlığa terk edilmişti.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    destekledim
    Destekledim