İnsanlar neden komplo teorilerine inanır ve hatta yeni komplo teorileri üretme ihtiyacı hisseder? Çünkü İnsanlar bilinmezlikten korkarlar. Bu yüzden yaşanan büyük olaylarda bir sebep arama ihtiyacı hissederler. Yaşanmış ancak sebebi bilinmeyen önemli siyasi, tarihi veya sosyal olayları anlamlandırmak için ortaya ilginç komplo teorileri atarlar. Teorisyenlere göre, olayın faili genellikle gizli bir organizasyon veya güçlü bir kişidir. Bu fikirler genellikle paranoya iddialarıyla reddedilir ve kentsel efsanelere benzetilir. Öte yandan bu tip iddialar toplumlar tarafından sıkça takip edilmiş ve insanların ilgisini çekmeyi başarmıştır. Komplo teorileri aslında olayları kurgulamaktır. Bu kurgular insanlar tarafından kulaktan kulağa aktarılır hatta üzerine yeni bilgiler eklenir. Sonunda ise birçok insan tarafından bilinen komplo teorilerine dönüşür. Biz de sizlere dergiCe ekibi olarak akıllara kazınmış en meşhur komplo teorileri listeledik. İyi Okumalar!
1. İkiz Kule Saldırısı
Akıllara kazınmış en meşhur komplo teorileri listemizin başında ikiz kule saldırısı var. 11 Eylül 2001 tarihinde, dört hava uçağı hava korsanları tarafından kaçırıldı. Amerikan hükümetinin yaptığı açıklamada yolcu uçakları, liderliğini Usame Bin Ladin’in yaptığı El Kaide terör örgütünün 19 üyesi tarafından kaçırıldığını ve eylemin ilgili örgüt tarafından gerçekleştirildiğini öne sürdü. Bu olayın hemen arkasından Amerika, Nato ve Birleşik krallığın desteğiyle Afganistan ve Irak’ı işgal etti. Ancak bu olayın neden gerçekleştirildiğine dair kesin bir kanıt bulunamadı. Olaylarda 2974 sivil ve 19 terörist hayatını kaybetti. Olayların ardından ne yazık ki sular durulmadı ve ortaya birçok farklı komplo teorisi ortaya atıldı. Bunlardan en bilineni Amerikan hükümetinin saldırıyı kendi gerçekleştirdiği ve amacının da Orta Doğu’daki dengeleri alt üst etmek ve petrol yataklarına erişim sağlamak olduğuna yönelik olan teoridir. Uçakların ikiz kulelere çarpmadan çok önce patlama seslerinin olduğunu iddia eden birçok kişi bulunmaktadır.
2. NASA’nın Aya Ayak Basması
20 Temmuz 1969 tarihinde, Amerikan hükümetinin uzay bilimleri programından sorumlu kurumu olan NASA’nın Apollo 11 adlı uzay aracı ayın yüzeyine iniş yaptı. Ancak ilerleyen yıllarda bu girişimin tamamen bir senaryo olduğu ve aya asla ayak basılmadığına dair komplo teorileri ortaya atıldı. Tarihimizin en ünlü komplo teorilerinden biri olan bu teori için güçlü kanıtlar da öne sürüldü. O yılların teknolojisinin buna uygun olmadığını iddia ettiler. NASA’nın yayınladığı fotoğraflarda yapılan incelemelerde de bu olayın kurgu olduğuna dair birçok kanıt gösterildi. Peki, Amerika neden böyle bir yalan söylemişti? O yıllarda Sovyet Rusya açık ara farkla uzay çalışmaları konusunda Amerika’nın önündeydi ve Amerika bunun önüne geçebilmek için böyle bir girişimde bulunduğu iddia edildi. Teorisyenlere göre Amerika tarafından feci şekilde kandırıldık. Aslında insanoğlu hiçbir zaman aya ayak basmadı.
3. HIV Virüsü
1981 yılında Amerika’nın Kaliforniya ve New York eyaletlerinde insanlığı tehdit eden bir salgın hastalık ortaya çıktı. Kısa zamanda birçok insana bulaşan bu salgın hastalık bağışıklık sistemine etki ederek insanların ölümüne sebep oldu. Bu salgın hastalığın ardından ortaya birçok komplo teorisi atıldı. Doktor William Campbell HIV virüsünün 1974 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından geliştirildiğini öne sürdü. Virüsle ilgili daha birçok komplo teorisi daha ortaya atıldı bunlardan bir diğeri de CIA ve KGB ajanlarının dünya nüfusunu azaltmak için ürettiği bir biyolojik silah olduğudur.
4. Pearl Harbor Baskını
7 Aralık 1941 tarihinde, Japon İmparatorluk Deniz Kuvvetleri Hawaii adalarının Oahu adasında olan Pasifik Filosu ve Pearl Harbor askerî üslerine bir saldırı gerçekleştirildi. Saldırının amacı büyük okyanusta olması muhtemel bir Amerikan askeri müdahalesini önlemekti. Saldırının sonucunda 2403 Amerikan askeri ve 63 sivil hayatını kaybetmişti. Baskının hemen ardından ortaya birçok komplo teorisi atılmıştı. Bunlardan en çok bilineni hiç şüphesiz Amerika’nın saldırıdan haberi olduğuydu. Amerika başkanı Roosevelt, böyle bir saldırıdan haberdar olduğunu ancak bilerek önlem almadığı iddia edilmiştir. Nihai hedef ise çıkması muhtemel bir Dünya Savaşı’na Amerika’yı sokmaktır. Çünkü o dönemde ABD hükümeti işsizlikle ve dengesiz ekonomiyle cebelleşmektedir ve savaşın hayli yararı olacağı düşünülmektedir. Aslında bakıldığında ABD bugünkü ekonomisini bu savaşa borçludur. Bu durum komplo teorisyenlerini haklı çıkarır niteliktedir.
5. Marmara Depremi
17 Ağustos 1999 tarihinde Türkiye’de çok yıkıcı ve 18,373 kişinin öldüğü korkunç bir deprem meydana geldi. Depremin ardından, Türkiye uzun seneler toparlanamadı. Depremin ardından birçok komplo teorisi de ortaya atıldı. Bunlardan en çok bilineni, depremin suni bir deprem olduğudur. San Andres fay hattında meydana gelecek bir deprem ABD ekonomisini derinden etkileyecekti. Bunun üzerine Amerikan hükümeti yer kabuğundaki hareketleri yakından takip ederek bu büyük depremi küçük depremler haline dönüştürmenin bir yolunu bulur. Çok uzaktan geniş alanlarda tahribat yapabilecekleri bir sistem geliştirirler. Bu sistemi Türkiye’de denemek için harekete geçerler. Asıl amaç Kuzey Anadolu fay hattındaki bu deneyden elde edeceği tecrübe ve bulguları, San Andreas fay hattına uygulamaktır. Gerekli donanımları gizlice Gölcük’e getiren yetkililer sabaha karşı saat tam 3.00 da düğmeye basıp 2 dakika içinde oluşacak enerjiyle aylardır biriken basıncı dışarı atmayı hedeflerler. Ama hiçbir şey beklenilen gibi olmaz ve toplamda kırk beş saniye süren deprem beklenilenin 10 bin kat üstünde güçle meydana gelerek milyonlarca insanın ölümüne sebep olur.
6. Özal’ın Ölümü
17 Nisan 1993 yılında yurtdışı seyahatinden dönen Türkiye’nin sekizinci cumhurbaşkanı Turgut Özal rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Kısa bir süre sonra Türkiye’yi yasa boğan acı haber cumhurbaşkanlığı sözcüsü tarafından duyuruldu. Turgut Özal hayatını kaybetmişti. Bu ani ölümün ardından birçok komplo teorisi ortaya atıldı. Bunlardan en bilineni Özal’ın siyanürle zehirlendiğidir. Büyük Türk birliğini gerçekleştirme gayesinde olan Özal’ın bu sebeple öldürüldüğü öne sürüldü. Savcılık, Özal’ın ölümüyle ilgili takipsizlik kararı çıkardı ve ölümünün kalp yetmezliğine bağlı olduğunu söyledi. Ölümün ardından toksikoloji uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy ölümün yüksek dozda ilaca bağlı olduğunu iddia etmiştir. Özal’ın ölüm raporunun aceleye getirilmiş olduğunu ve zehirlenmiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu söylemiştir.
7. Bermuda Şeytan Üçgeni
Bermuda şeytan üçgeni, geçmiş dönemlerde Atlantik okyanusunda çok sayıda gemi ve uçağın kaybolduğu bildirilen bir alandır. Yıllar boyunca bu kaybolmalara açıklık getiremeyen insanlar bu bölgenin doğaüstü güçler tarafından zapt edilen bir yer olduğunu öne sürdüler. Bununla ilgili birçok komplo teorisi de öne sürüldü. Bunlardan en bilineni Amerikan Deniz Kuvvetleri Atlantik Denizaltı Test ve Değerlendirme Merkezinin aslında bermuda şeytan üçgeninde yer aldığıdır. Birçok gizli projenin buradan yürütüldüğünü, silahların ve gizli teknolojileri test etmek için burasının bir merkez olarak kullanıldığı iddia edilmiştir.
8. Atatürk’ün Ölümü
Birçok insan tarafından iddia edilen bir diğer komplo teorisi de ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aslında sirozdan ölmediği Masonlar tarafından öldürüldüğüdür. Mustafa Kemal Atatürk mason localarını kapattığı ve faaliyetlerine son verdiği için birçok mason tarafından kara listeye alındığı öne sürüldü. Bu sebeple masonlar yavaş yavaş Atatürk’ü zehirleyip ölümüne yol açtı. Zehirlenme iddialarını Atatürk’ün ölüm raporundaki çelişkilerle güçlendiren teorisyenler çıkarılan ilk rapor ve ikinci rapor arasında büyük farklar olduğunu öne sürdü. Atatürk’ün ölümünün ardından otopsi yapılmadığını da ekleyen teorisyenler, Atatürk iyileşirken birden bire nasıl öldü, sorusunun cevabını bulmaya çalıştılar. Öne sürülen iddiaların en güçlüsü hiç şüphesiz büyük önderin saligran adlı yüksek oranda cıva içeren bir ilaçla zehirlendiğidir.
9. Roswell UFO Vakası
25 Haziran 1947 tarihinde New Mexico eyaletinin Roswell kasabası yakınlarında, orman servisi için kurtarış pilotluğu yapan Kenneth Arnold kayıp uçağı aramaya çıktığında hızla giden dokuz adet disk şeklinde uçan daireler gördüğünü iddia etmiştir. Bu olaydan kısa bir süre sonra 8 Temmuz tarihinde yine aynı bölgede fincan altlığı şeklinde bir cisim ele geçirildiği öne sürüldü. Amerikan hükümeti daha sonra yaptığı açıklamalarda bunun bir meteoroloji balonu olduğunu söyledi. Ancak bu olaydan yıllar sonra Amerikalı emekli bir asker, ölüm döşeğindeyken o dönemlerde Roswell kasabası yakınlarına düşen cismin içinde uzaylılara ait cesetlerin olduğu bir UFO ele geçirdiklerini ve Amerikan ordusunun bu bilgiyi gizlediği itirafında bulundu.
10. Hayalet Helikopterler
Akıllara kazınmış en meşhur komplo teorileri listemizin sonunda hayalet helikopterler var. Avrupa Birliği ve Amerika’nın casusluk gibi gizli görevlerde kullanmak amacıyla hayalet helikopterler ürettiği iddiası bir dönemlerin en bilinen komplo teorileri arasındaydı. Hatta bu helikopterlerin donanımının UFO teknolojisine dayandığı gibi bazı komplo teorileri de ortaya atıldı. 1990’lı yıllarda askeri amaçla üretildiği öne sürülen ve hiçbir radara yakalanmayan hayalet helikopterlerin Amerika’nın gizli silahı olduğu yönünde iddialar da mevcut. Amerikan hükümeti hakkında üretilen en ilginç komplo teorileri listesine girmeye hak kazanan hayalet helikopterler hiçbir zaman doğrulanamayan teoriler arasında yer alır. Aslına sadece Mel Gibson’da rol aldığı “Komplo Teorisi” filminde rastlayacağınız bu helikopterler şimdilik sadece kanıtlanamayan bir teoriden ibaret.
