1. Anasayfa
  2. Kültür

Afganistan’ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler


0

Hazaralar, Afganistan’ın Hazaracat bölgesinde Bamyan, Daykundi ve Vardak şehirlerinde yoğunlaşmış bir halktır. Etnik kökenlerine dair farklı görüşler vardır. Bunlardan en kabul göreni ise 13. yüzyılda Cengiz Han’ın Hazaracat bölgesine askeri birliğini yerleştirmesi görüşüdür. Zamanla orada yaşayan halk Türklerle etkileşim sonucu Hazara ırkını oluşturmuştur. Tarihin birçok döneminde ırkçılığa, ayrımcılığa maruz kalmışlardır. Elbette bu ayrımcılığın farklı nedenleri vardır. Bunların başında Hazaraların dini inancıyla alakalı olup Şia mezhebine bağlı olmalarıdır. Afganistan’da birçok etnik kökenin olması ve bu etnik farklılıkların çoğunluğu oluşturamaması Afganistan’ı geçmişten günümüze kadar çatışmaların, kavgaların dinmediği bir coğrafya haline getirmiştir. Biz de bu içeriğimizde Afganistan’ın özgün topluluğu olan Hazaralar hakkında sizlere bilgiler vermeye çalıştık. Keyifli okumalar!

1. Kökeni ve Tarihi

Afganistan’ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Bu halkın etnik kimliği hakkında farklı görüşler vardır. En yaygın olanına göre, Moğol ordularının bu bölgeye gelmesiyle, burada yaşayan yerel etnik gruplar kaynaşarak bugünkü Hazaraların oluşumunu sağlamışlardır. Ancak, bu görüşün doğruluğu konusunda tam bir kesinlik yok. Bazı tarihçilere göre Hazara halkı, Moğol baskısından daha önce zaten o bölgede yaşıyordu. Amerikalı bir araştırmacı Elizabeth E. Bacon, bu toplumun Türklerle yakın ilişkisi olduğunu tespit etmiştir. Yine ünlü Türk tarihçisi Zeki Velidi Togan bu halkı Türk olarak ele almış, kültürlerinin ve yaşam tarzlarının Türkistan’daki diğer Türk milletiyle benzer olduğunu belirtmiştir. Günümüzde Hazaralar ve kökenleriyle ilgili farklı anlatılar olsa da kendilerini belirli bir kültürel ve tarihî mirasın parçası olarak görmektedirler. Bu konu hakkında bilgiler yetersiz olsa da, bu halkı Afganistan’ın özgün topluluğu Hazaralar olarak ele almamız yanlış olmaz.

2. Dilsel Bağlantılar

Afganistan'ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Hazara dili özellikle Farsça, Moğolca ve Türkçe üzerinde şekillenmektedir. Afganistan’ın özgün topluluğu olan Hazaralar, kendilerine ait bir Hazaragi lehçesi oluşturmuştur. Farsça’nın diğer şivelerinden farklı olup oldukça fazla Türkçe ve Moğolca kelimeler içermektedir. Hatta yalnız Hazara halkında Moghol kelimesi iyi, terbiyeli anlamlara gelmekte olup, günlük ifadelerde kullanılmaktadır. Kimi tarihçilere göre Hazaraların bazı kabileleri Karluk soyundan geldiği iddiası da göz önünde tutulmalıdır. Bu soy bağlantıları, dilde kendisini açıkça göstermektedir. Arapça’nın varlığı ise tarih boyunca Arap tüccarlarının, din adamlarının ve alimlerin bölgedeki varlığı, Arapçanın kültürel ve bilimsel bir dil olarak yayılmasına neden olmuştur. Bu fazla kültür karışımının nedeni ise uzun yıllar farklı etnik halklarla beraber yaşamaları ve bağlantılı olmalarından kaynaklanmaktadır.

3. Coğrafi Dağılım

Afganistan’ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Hazaralar tarihten bu yana ötekileştirmelere ve dinsel zorlamalara maruz kalmış bir topluluktur. Afganistan’da hem etnik kökenleri hem de fikir yapıları nedeniyle haksızlıklara ve baskılara maruz kalmışlar. Bu yüzden de kendilerini kabul edecek diğer ülkelere sığınmak zorunda kalmışlar. Bunun sonucunda toplumsal birliklerini kaybederek, farklı bölgelere yayılarak yaşamaya başlamışlar. Bunların en başında Pakistan gelmektedir. 19. yüzyılda Hazaralar, Pakistan’a giderek çoğunluk olarak şehir merkezlerinde yaşamaya başlamışlardır. Bir başka ülke ise elbette İran’dır. Sovyet Rusya ve Afganistan savaşı sırasında birçok Hazara milleti İran’a gitmiştir. İran’ın Hazaraları kabul etmesindeki en önemli etken Hazaraların Şii inancını benimsemeleridir. İran da Şii mezhebine yakın olduğu için Hazaraların varlığı, devlet açısından bir sorun teşkil etmemiştir.

4. Kültürel Bağlantılar

Afganistan'ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Yerleşik yaşama geç alışmaları ve sürekli coğrafya değiştirmeleri sebebiyle Hazaralar, çok fazla kültürden etkilenmişlerdir. Özellikle Orta Asya’da kalmaları sonucu Moğol halklarıyla birlikte yaşamış günümüzdeki Moğol Türk ırkını oluşturmuşlardır. Sadece Moğollarla değil, aynı zamanda İran, Tacik ve Özbek halklarıyla da kültürel alışverişte bulunarak ortak noktalar geliştirmişlerdir. Yaşadıkları bölge yıllarca Budizm dininin merkezlerinden biri olan eski Bamyan Budaları, yıllarca kültürel değerlere ev sahipliği yapmıştır. Dil yönünden Farsça, Türkçe, Moğolca’dan çok fazla kelime almışlardır. Yeme kültürleri yine yaşadıkları bölgelere göre benzerlik gösterir. Kıyafetleri ve kendilerine has sanatlarıyla farklı bir kimliğe bürünebilmişlerse de bu farklılıklardan dolayı egemen olan dini görüş ve liderler tarafından oldukça fazla şiddete, soykırıma maruz kalmışlardır.

5. Dini Kimlikleri

Afganistan’ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Afganistan’daki Hazara halkının çoğunluğu İslam’ın Şia mezhebini benimsemektedirler. Şia kelime itibariyle taraftar, grup, takipçi anlamına gelmektedir. Özellikle Hz. Peygamber’den sonraki devlet yönetiminin Hz. Ali ve onun soyundan gelenlerin yapması gerektiği görüşünü savunurlar. Bildiğimiz üzere Şah İsmail, Türkmen aşiretleri bu inanç etrafında toplamış ve 1501 yılında Tebriz merkezli devletiyle özellikle Sünni inancı benimseyenler için büyük bir tehlike haline gelmiştir. Arada 500 yıldan fazla olmasına rağmen bu inancı hâlâ tehlike olarak gören Taliban ve yönetimi de Hazaralar ve diğer halk arasındaki mezhepsel farklılıkları yok etmeye çalışmaktadır. Aynı şekilde şii inancını bir tehdit olarak gören Taliban yönetimi, Hazaralar üzerindeki baskılarını artırarak, onların dini kimliklerini silmeye yönelik baskılarını artırmıştır.

6. Eğitimde Yerleri

Afganistan'ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Hazaralar, uzun süre medrese eğitimine önem vermiş bir topluluktur. Genel olarak din, felsefe, edebiyat, matematik, fizik gibi çeşitli alanlarda hem akli hem de nakli dersler okutulmuştur. Geçmişten beri gelen bilgi ve kültür birikimlerini medreseler aracılığıyla korumaya çalışmışlardır. Birçok alimler bu tür medrese eğitimleriyle yükselmiş ve dünyanın birçok yerine namları yayılmıştır. Hazaralar, özellikle baskı ve zulümlerden dolayı eğitimlerine devam edememiştir. 20. yüzyıl ile beraber modern eğitime olan ilgileri artmış ve imkân bulan öğrenciler Mısır, Irak, İran’a eğitim için gitmiştir. Ayrıca Kabil’de okuyan ve ticaret yapan orta sınıf Hazara halkı olmuştur. Gazne ve Jaghouri Hazaraları okuyup daha çok devlet dairelerinde çalışmaya başlamışlar ama çoğunluğu yetersiz ve zor şartlar altında okuyup geçimlerini düşük ücretli işlerden sağlamaktadır.

7. Yaşadıkları Soykırımlar

Afganistan’ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Hazaralar inancı yüzünden dışlanmış ve siyasi emellerin hedefi olmuş bir millettir. 16. yüzyıldan itibaren birçok devlete tabii olmuş ve varlıklarını hâlâ korumaya çalışmaktadırlar. Özellikle Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle beraber halkı sünnileştirme çalışmaları şiddete dönmüş ve soykırıma uğramışlardır. İlk olarak 1880 ve 91 yılları arasında Hazaracat bölgesinde çok büyük bir katliam yaşanmıştır. Yüzlerce Hazara kadını ve erkeği öldürülmüş köleleştirilmiştir. S.A.Mousavi bu katliamı şöyle dile getirmiştir; “Binlerce Hazara halkı Kabil’de satıldı ve isyancılar idam edildi.” Halk, bu zulme sessiz kalmamış ayaklanmış ve isyan etmişse de ikinci yıkım da bu yıllarda baş göstermiştir. Halk canını ve çocuğunu kurtarmak için farklı ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. Hazaraların birçoğu varlıklarını hâlâ Afganistan’da sürdürmeye çalışmaktadır.

8. Ekonomik Durumu

Afganistan'ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Hazaraların, eğitimde olduğu gibi ekonomideki durumları da sınırlı olmuş, birçok zorluklarla karşı karşıya kalmışlardır. Bununla birlikte ekonomik gelirleri kendi alanlarıyla sınırlı kalmış dünyaya açılamamışlardır. Hazaracat bölgesinde daha çok tarım ve hayvancılık gelişmiştir. Dağlık arazi fazla olmasına rağmen temel geçim kaynaklarını ekip biçtikleri tarlalardan ve hayvan alım satımlarından kazanmaktadırlar. Tarım alanında en çok yetiştirileni, buğday, arpa, üzüm, patates elma gibi yiyeceklerdir. Bunun yanı sıra, el sanatları, dikiş, dokuma, ayakkabıcılık gelişmiş, kültürel miraslarını bu sayede günümüze kadar taşımışlardır. Ürünlerini merkezi pazarlarda satmaktadırlar. Kentleşmeyle beraber halk, araba parçaları alıp satmış, fırıncılıkta kendini geliştirmiştir. Yine ekonomideki yerleri Peştunlar kadar güçlü olmamış; daha az kazançla hayatlarını idare etmeye çalışmaktadırlar.

9. Siyasetteki Yerleri

Afganistan'ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Dini ve etnik sebeplerden dolayı her zaman dışlanan Hazara halkı siyasette de dışarıda tutulmuş, söz sahibi olmaları engellenmiştir. Peştunların kendilerini ari ırk olarak görmeleri Afgan milliyetçiliği fikrini geliştirmiş, özellikle Abdurrahman Han zamanında dinsiz olarak görülmüşlerdir. İkinci sınıf insan olarak görülmüş ve yasal hakları sınırlanmıştır. Bu sebeple de siyasete atılmaları pek mümkün olmamıştır. 1980 yılında Rus işgaline karşı Hazaralar etkin rol oynamış bu olaylardan sonra da siyasete olan katkıları artmıştır. Kurmuş oldukları partilerden ve siyasi hareketlerinden Afganistan’ın özgün topluluğu olan Hazaralar hakkında bu bilgiler elde edilebilir. Bu partiler, Hazaraların uluslararası arenada tanınmalarına yardım etmiş ve Hazara halkını bir araya getirip merkezi bir liderlik ve siyasi örgütlenme sağlayan önemli bir kuvvete dönüştürmüştür.

10. Toplumdaki İzleri

Afganistan'ın Özgün Topluluğu Hazaralar Hakkında Bilgiler

Hazaralar, bir çok alanda faaliyet göstererek toplumdan ayrılamaz olduklarını ispatlamışlar. Özellikle kültürel alanda yaptıkları el sanatlarıyla, müzikleri ve yemekleriyle topluma zenginlik katmaktadır. Sadece kültürel değil, eğitimdeki rolleri de büyüktür. Türkiye’de bulunan Hazara dernekleri de, okuma ve araştırmalar yaparak bu halkı, dünyaya tanıtma noktasında çalışmalar yapmaktadır. Bazı devletler ve halk varlıklarını bilse de bugün hâlâ Afganistan’ın birçok şehrinde bu halkın varlığı henüz bilinmemektedir. Kendilerine bu kadar yakın kardeş bir toplum olmasına rağmen dini kimliği sebebiyle dışlanıp, görmezden gelinmektedir. Oysa Hazara halkı, tarımda kendilerini geliştirmeye çalışmış, hayvancılıkla uğraşan yerel bir halk olmuşlardır. Bütün bunların yanında, inancı, kimliği ve toplumdaki yeri, kendileri için en büyük tehlike olmakta, zulüm ve dışlanmalara maruz kalmaktadırlar.

  • 4
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 4
    be_endim
    Beğendim
  • 1
    e_lendim
    Eğlendim
  • 2
    destekledim
    Destekledim