Frida Kahlo, 20. yüzyılın en ikonik sanatçılarından biridir. Bu ünlü ressamın sanatı kadar popüler hale gelen bir hayat hikâyesi de vardır. Kahlo’nun biyografisi, sayısız kitap ve Oscar ödüllü filmde yer almıştır. Kahlo’nun resimleri son derece özgündür ve hayatının hikâyesini anlatan sembollerle doludur. Yaşadığı şeyleri tuvaline yansıtan Frida Kahlo’nun, tablolarının bir yönden de otobiyografisi olduğunu söyleyebiliriz. Muazzam popülaritesine rağmen, bu ünlü sanatçı hakkında bilmediğiniz birkaç şaşırtıcı şey olabilir. Sizler için ünlü ressam Frida Kahlo’nun hayatına dair bilinmeyenler listesini hazırladık. İyi okumalar!
1. Kaza Sonucu Başlayan Ressamlık
Frida Kahlo, 1925 yılında hayatını değiştiren bir kaza geçirmiştir. Arkadaşı Alex ile bindiği otobüsün tramvaya çarpması sonucu, demir bir çubuk gövdesini delmiştir. Ölümden dönen Frida, tam 35 ameliyat geçirmiş, 3 ay boyunca yataktan çıkamamış ve bir daha çocuk sahibi olamamıştır. Doktor olma hayali bu şekilde sona eren ünlü ressam Kahlo, Tıp eğitimini yarıda bırakarak sanata yönelmiştir. 18 yaşında iken kariyerini tamamen değiştiren bu olay ile birlikte ressamlığa başlayan Frida Kahlo, yatağının karşısına koyduğu ayna ile bol bol kendi portresini çizmiştir.
2. İkonik Yüz Tüyleri
Bir feminist olan Kahlo, tek kaşı ve üst dudak kılı ile ilgili “Bir kadının nasıl görünmesi gerektiğiyle ilgili beklentilerinizi karşılamak için kendi düşüncemi ve görünüşümü değiştirmeyeceğim.” açıklamasını yapmıştır. Meksikalı ressamın tek kaşı, alışılmadık olduğu için oldukça dikkat çekmektedir. Bunun sebebi, Kahlo’nun imajının, toplumda ‘normal’ kabul edilmeyen, etrafındaki dar sosyal yapılar tarafından dışlanmış ve bundan utanç duyan kadınlar için bir ışık kaynağı olmasıdır. Yüz tüylerinin, erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da normalleşmesi gerektiğine inanan Kahlo, yüz tüylerini almayarak bir ikon haline gelmiştir.
3. Otoportre Ustası
Frida Kahlo’nun her 3 resminden birisi kendi portresidir. 143 tablosunun 55’i otoportre olan Kahlo, otoportrelere kaza geçirdiği zaman yatağının karşısında bulunan ayna ile başlamıştır. Aynada kendine bakarak kendisini çizmeye başlayan Kahlo, zamanla kendi hayat mücadelesini, ruhsal ve zihinsel acılarını, yaşam tecrübelerini otoportrelerine yansıtmaya başlamıştır. Ünlü ressam Kahlo’nun kendini bu kadar sık resmetmiş olmasının bir başka sebebi de, sağlık sorunları başladığından itibaren, uzun süre yalnız kalmış ve kendi başına çok fazla zaman geçirmiş olmasıdır.
4. Sergisine Ambulans İle Katılması
Frida, 1950’lerin başında kangren sebebiyle sağ ayağından dert yanıyorken, 1953’te ilk kişisel sergisi açılmıştır. Frida’nın çektiği acının çok büyük olmasından dolayı, hastanedekiler onun katılmaması gerektiğini düşünmüştür. Ancak Frida, güçlü duruşundan ödün vermeyerek, kendi boyadığı süslü sedyesi ile katılmaya karar vermiş ve bir limuzin yerine ambulansı ile sergisine gitmiştir. Çektiği acıya rağmen ambulans ile sergisine katılan Kahlo, yaşamı boyunca resimlerini ilk defa sergilediği bu galeri açılışından tam bir yıl sonra, 47 yaşında iken hayatını kaybetmiştir.
5. Egzotik Hayvanlara Olan İlgisi
Frida Kahlo evcil hayvan olarak sahip olduğu örümcek maymun türünü çok sevmiştir. Bu maymun türünü sekiz ayrı otoportrede, boynuna kıvrılmış, kolyesiyle oynarken ya da kolunun ön kısmına tünemiş şekilde resmetmiştir. Maymunlar zaten Meksika kültüründe güçlü bir sembole sahip iken, Frida Kahlo onlara ayrı bir ilgi beslemiştir. Frida, örümcek maymunları dışında, Bonito adında bir Amazon papağanı, Granizo adında bir geyik yavrusu, kartal Gertrudis Caca Blanca, muhabbet kuşları, tavuklar, serçeler, macawlar ve en sevdiği Bay Xoloti lakaplı tüysüz bir Meksika köpeğine sahip olmuştur.
6. Diego Rivera ile olan Evliliği
Frida Kahlo 22 yaşındayken, 42 yaşındaki Meksikalı ressam Diego Rivera ile evlenmiştir. Kahlo, ünlü ressam Diego Rivera’nın çalışmalarına o zamanlar oldukça ilgi duymuştur. Rivera da Kahlo’nun çalışmalarından etkilenip sanatçı olma konusunda onu teşvik etmiştir. Bunun sonucunda ilişkileri kısa sürede evlilik yoluna doğru ilerlemiştir. Çevrelerindekiler, fiziklerinin oldukça farklı olmasından ötürü onlara ‘Fil ve Güvercin’ yakıştırması yapmışlardır. Frida’nın ilk evliliği olmasına karşın, Diego’nun üçüncü evliliği olmuştur. Diego ve Frida, uzun soluklu ve çalkantılı bir ilişki sürdürmüşlerdir.
7. Biseksüel Olması
Ünlü ressam Frida Kahlo’nun hayatına dair bilinmeyenler arasında biseksüel olması da yer almaktadır. Frida Kahlo, Meksikalı ressam Diego Rivera ile evli olmasına rağmen, her ikisinin de farklı ilişkileri olmuştur. Frida Kahlo, Diego’dan boşandığı sırada özel bir sergi için Paris’e gitmiştir. Orada tanıştığı sanatçı Josephine Baker ile bir ilişkiye başlamıştır. Özellikle 1900’lerin ortalarında, biseksüel ya da homoseksüel olmak bir tabu iken, Frida yine her konuda olduğu gibi bu konuda da oldukça cesur bir tavır sergilemiş ve toplum baskılarına boyun eğmemiştir.
8. Kendi Protez Bacak Tasarımları
Çocukluk döneminde geçirmiş olduğu felç sonrasında, hayatını değiştiren otobüs kazası da gerçekleşince, Frida Kahlo kangren sonucu bacağını kaybetmiştir. Bunun sonrasında Kahlo, asla umutsuzluğa kapılmayarak, kendi protez botunu tasarlamıştır. Kahlo’nun bacağını kaybetmesinin acısını böyle güzel bir şeye dönüştürmesi, ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. Kahlo’nun tasarladığı protez bot, şu an bir müzeye dönüştürülmüş olan evde diğer eşyaları ile birlikte, Frida Kahlo: Kendini Yükseltmek adlı sergisinde Kahlo’nun sevenleri için sergilenmektedir.
9. Doğduğu Evde Gerçekleşen Ölümü
Frida Kahlo 1907’de, parlak mavi dış cephesi olan ve “mavi ev” anlamına gelen “la casa azul” lakaplı bir evde doğmuştur. Bu evde annesi ve babası tarafından yetiştirilen Kahlo, evlendikten sonra eşi Diego’nun yerleşmesiyle birlikte onunla yaşamaya başlamıştır. 1954’te 47 yaşındaki Kahlo’nun hayata gözlerini yumduğu yer yine bu ev olmuştur. Kahlo’nun hem doğduğu, hem de hayatını kaybettiği bu ev, günümüzde Mexico City’de Frida Kahlo Müzesi haline getirilmiştir. Bu ev Meksika’da görülmesi gereken yerlerin başında gelmekte ve ünlü ressam Frida Kahlo’nun hayatına dair bilinmeyenler arasında bulunmaktadır.
10. Ölümünden Sonra Kazandığı Ün
Birçok yetenekli sanatçı gibi Frida Kahlo da ölümünden sonra popüler hale gelmiştir. Yaşadığı süre boyunca kendi çalışmaları ile değil, ünlü ressam Rivera’nın karısı olarak bilinmiştir. Ancak öldükten sonra insanlar Frida’nın kişisel çalışmalarına ilgi duymaya başlamıştır ve Frida büyük beğeni toplamıştır. Geçmişte Rivera’nın karısı olarak bilinen Kahlo dünya çapında ünlü olmuştur ve şu an Rivera, Kahlo’nun kocası olarak bilinmektedir. Frida’nın ölümünden birkaç gün önce günlüğüne şöyle yazdığı bilinmektedir: “Umarım son eğlencelidir – ve asla geri dönmemeyi umuyorum – Frida”
