1. Anasayfa
  2. Sinema

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey


0

Gaspar Noe, Paris, Fransa’da yaşayan Arjantinli başarılı bir film yapımcısıdır. İzleyiciyi her defasında kendine özgü bir tarzıyla şoke etmesi ve heyecanlandırmasıyla tanınır. Kurguları adeta insan sınırlarını keşfetmek üzerine kurulmuştur. Hırslı, maceracı ve kesinlikle kışkırtıcı özellikleriyle sürekli olarak tartışmalara yol açmıştır. Bazen onun senaryolarını izlemek zordur, hatta unutmak da pek kolay olmaz. Gaspar Noe, görsel provokasyonlardan o kadar şiddetli bir sinema efsanesi yaratmıştır ki, Fransız yönetmenin adı bile tek başına bir film türü için bir metonim haline gelmiştir. İşte sizin için tartışmalı senaryolarıyla kafa karıştıran Gaspar Noe’ye dair her şey listesi… Keyifli okumalar!

1. Gaspar Noe Hakkında

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Film dünyasında yapıtlarıyla büyük ses getiren Gaspar Noe Arjantin’de doğmuştur. Babası Luis Felipe Noe İspanyol, İtalyan ve Fransız-Bask kökenlidir. Annesi Nora Murphy İrlandalı ve İspanyol kökenlidir. Çocukken bir yıl New York’ta yaşamıştır ve ailesi, o sırada Arjantin’deki gergin ve tehlikeli siyasi durumdan kaçınmak için 1976’da Fransa’ya göç etmiştir. Noe, Fransa’daki Louis Lumière Koleji’nden mezun olmuştur. Ebeveynleri sayesinde Arjantin ve İtalyan vatandaşı olmasına rağmen, Noe kariyerinin tamamını Fransa’da geçirmiştir. Ancak bazı haberlerin aksine Gaspar Noe aslında Fransız vatandaşı değildir.

2. Yapıtlarındaki Tarzı

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Film yapımcısı Gaspar Noe, 1998’deki ilk filmi I Stand Alone’dan bu yana hırslı, maceracı ve kesinlikle kışkırtıcı özellikleriyle sürekli olarak tartışmalara yol açmıştır. Irréversible’daki cinsel şiddetin keşfi, Enter the Void’in halüsinojen olan beden dışı deneyimi ya da Love’daki açık seks sahneleri olsun, Noé hiçbir zaman diğer yönetmenlerin kaçınabileceği konulardan uzaklaşmamıştır. Noé’nin son filmi Climax, I Stand Alone’dan bu yana en çok incelenen filmidir. Filmlerinde oldukça cesaretli sahnelere yer verir. İzleyicilerin filmi izlerken donup kalmasına sebep olabilecek kurgularıyla akıl almaz senaryoları bulunmaktadır. Gaspar Noe’nin bu tarzı onu diğer yönetmenlere göre daha özgür hissettirir.

3. Tepki Uyandırma Amacı

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Çalışmalarının bir kısmı izleyicide bir tepki uyandırmayı amaçlamıştır. Ona göre bu yapılması gereken en akıllıca hareketlerden biridir. Çünkü izleyenlere ve eleştirenlere meydan okumak Gaspar Noe’nin tarzıdır. Bu sayede daha fazla büyümeye ve film endüstrisinin en çok ihtiyaç duyduğu gerekli gelişmeye katkı sağladığını düşünür. Aksi halde bunlar olmazsa filmler can sıkıntısına ve durgunluğa yol açabilir. Ona göre, eğer kimseye meydan okumazsanız, o zaman esere doğru kaybolma eğiliminde olursunuz. Herkesin en sevdiği yönetmen olmayabilir, ancak kendi yönünü seçmiştir ve bu onu bazen biraz uçuk görünmesine rağmen, bir yenilikçi yapar.

4. Hayatını Değiştiren Film

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Tartışmalı senaryolarıyla kafa karıştıran Gaspar Noe’ye dair her şey arasında onun hayatını değiştiren önemli bir film vardır. Gaspar Noe, hayatını değiştiren filmin 1968 yılında Stanley Kubrick tarafından yönetilmiş olan ve aynı zamanda bilimkurgu filmi olan 2001: Bir Uzay Destanı filmi olduğunu söylemiştir. Dünyayı farklı bir şekilde görmemizi sağlayan ve işlerin nasıl farklı olabileceğini ne olabileceğini veya ne olması gerektiğini vb. düşünmemizi sağlayan filmler vardır. Gaspar Noe bu filmden, karakterinin temelini oluşturan ve kendisini film aracılığıyla ifade etmesine izin veren bir şekilde ilham almıştır. Hatta bu film hakkında “Aklın teknoloji üzerindeki gücünün mutlak ve nihai tezahürü” şeklinde bahsetmiştir.

5. Her Şeyden Sanat

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Tartışmalı senaryolarıyla kafa karıştıran Gaspar Noe’ye dair her şey denince, Gaspar Noe’nin de felsefesinin, her şeyden sanat yapabilmek olmasını bilmeniz gerekir. Bu aslında harika bir felsefedir. Ancak ‘her şey’ terimini kullanması kelimenin tam anlamıyla ‘herhangi bir şey’ anlamına geldiği için birçok kişi buna katılmaz. Bu yüzden de görüşleri herkes arasında popüler değildir. Fakat kendisi bu durumu pek önemsememektedir. Çünkü Gaspar Noe’ye göre herkesin kendi işleyiş tarzı vardır. Bu durumda hiç kimsenin bir başkasın işlerinin nasıl ilerlemesi gerektiğine dair bir fikri olması gerekmez. Ne kafa karıştırıcı düşünceler değil mi?

6. Güçlü Neon Işıkları

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Ünlü yönetmen Gaspar Noe, filmlerinde güçlü neon ışık kullanmayı çok sever. Eğer onun filmlerini izlerken herhangi bir şey duyularınıza saldırıyorsa, bilin ki bunun nedeni güçlü neon ışıklandırmasıdır. Güçlü neon ışıklarıyla donatılmış bir film zaman zaman görüntüyü bunaltabilir ve izleyicinin dikkatini dağıtabilir. Tabi bu durumda güçlü ışıkların nasıl kullanıldığını yönetmen belirler. Genellikle yönetmenin neyi amaçladığına veya izleyiciyi hangi açıdan çekmeye çalıştığına bağlıdır. Örneğin; Gaspar Noe’ye göre, Tokyo gibi neon ışıklarla dolu bir şehir seçerek hikâyeye otomatik olarak halüsinojen bir katman katarsınız.

7. Gaspar Noe Başarısı

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Stanley Kubrick filmlerinin büyük bir hayranı olan Gaspar Noe, 1985 yılından bu yana aktif olarak çalışmaktadır. Bu çalışmalarının ve azminin karşılığı olarak da kariyeri boyunca birçok ödül kazanmıştır. Filmleri ne kadar tuhaf ve konuları ne kadar çatışmalı görünse de kariyerinde hala doğru insanları, doğru noktalardan etkilemeyi başarmıştır. Aynı zamanda kariyeri boyunca aday gösterilip birçok farklı ödüle layık görüldüğünden beri bu başarısını kanıtlamıştır. O zaman tartışmalı senaryolarıyla kafa karıştıran Gaspar Noe’ye dair her şey dendiğinde akla gelen en başarılı filmlerin birkaçına değinelim.

8. Climax Filmi

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Climax filminde 90’ların ortalarında terk edilmiş bir okulda kar fırtınası sırasında dansçılar toplanmıştır. Toplanma amaçları, gösterilerinin provasını yapmaktır. Çalışmalarını tamamladıktan ve gün bittikten sonra, biraz sangria ve elektro dans müzikle gevşerler. Fakat aralarından birisi herkesin içtiği sangrianın içine güçlü bir LSD ekler. Bundan sonra filmde çok enteresan olaylar yaşanır. Gaspar Noe’nin kendine özgü tarzından ve düşüncelerinden olayların nereye gittiğinin genel yönünü tahmin edebilirsiniz. Filmin yaklaşık elli dakikasında, dansçılar bir çember oluştururlar ve birer birer dans ederler (tamamen doğaçlama olarak). Bu doğaçlama dansı da Noe, açılış jeneriğinde göstermeye karar verir.

9. Love Filmi

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Amerikalı olan Murphy Paris’te yaşamaktadır ve sinema okulu öğrencisidir. Film, Murphy ve sevgilisi Electra adında Fransız bir kızın aşk hayatlarına heyecan katmak istemeleriyle başlar. Bu heyecan arayışları ile ilişkilerine bir kişiyi daha dahil ederler. Ardından olaylar patlak verir. Film bu şekilde başlar ve daha sonra Electra’nın annesinden, Electra’nın kaybolduğuna dair bir haber alır. Ardından Murphy’nin kafasında canlanan hatıralar ile devam eder. Murphy, Electra ile olan ilişkisini bölük pürçük hatıralar şeklinde düşünmeye başlar. İlk buluşmalarından, ilk tartışmalarına ve ilişkileri boyunca yaşadıklarına…

10. Eter The Void Filmi

Tartışmalı Senaryolarıyla Kafa Karıştıran Gaspar Noe’ye Dair Her Şey

Oscar, kız kardeşi ile Tokyo’da yaşayan bir Amerikalıdır. Asit satmak için bir bara gider ve alıcısı onu polislere ihbar eder. Bunu duyan Oscar kendini banyoya kilitler ve polislere blöf yaparak; silahı olduğunu ve ateş edeceğini söyler. Sonrasında göğsünden vurulur ve ölür. Yere düşüp ölürken, çekimlerde kamera vücudunun üzerinden yükselir ve sonra yukarı doğru banyo ışığına döner ve Tokyo’nun neonlarla kaplı gece hayatında dolaşmak için ruhunu serbest bırakır. 2 saat otuz dakika boyunca, Oscar’ın geçmişini ve bugününü gösterir. Enter the Void, öznel bakış açısıyla çekilmiştir; bu, kameranın bir karakterin gözleri olduğu anlamına gelir. İlk kez 1947’deki Lady in the Lake filminde kullanılan bir tekniktir.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    destekledim
    Destekledim