Tarihte Dillere Destan Olmuş Efsane Aşk Hikayeleri

Aşk insanı değiştiren en büyük duygulardan biridir. Bir yaşayanın bir daha unutamayacağını söylerler hep. Unutulamadığından efsane olmuştur belki. Bundandır yüzyıllardır şarkıların, filmlerin, hikayelerin aşkı anlatması. Tarihte de dillere destan olmuş, efsane aşk hikayeleri bugünün birçok hikayesine konu olmuştur. Bu yazımızda bu hikayeleri sizler için derledik. Keyifli okumalar!

1. Leyla ile Mecnun

Mecnun, bir kabile reisinin dilekleri ile dünyaya gelmiş Kays adlı oğluymuş. Kays başka bir kabilenin kızı olan Leyla ile tanışmış ve birbirlerine âşık olmuşlar. Gençlerin büyük aşkını Leyla’nın annesi öğrenmiş ve kızını eve kapatmış. Kays Leyla hasretinden kendini çöllere vurmuş. Kays’ı bu halinden dolayı herkes Mecnun diye anmaya başlamış. Mecnun’un bu haline dayanamayan babası Leyla’yı istemeye gitmiş ancak kızın ailesi çocuk mecnun olduğundan kızlarını vermemiş. Babası Mecnun’u şifa bulması için Kabe’ye götürmüş. Ancak Mecnun burada aşkının artması için dua etmiş. Aşkı daha da artan Mecnun tüm zamanını çölde geçirmeye başlamış. Leyla’yı bir süre sonra başka biriyle evlendirmişler. Bir süre sonra Leyla’nın eşi ölmüş ve Leyla Mecnun’un peşinden çöllere düşmüş. Sonunda Leyla, Mecnun’u bulmuş ancak Mecnun onu tanımamış. Kendini ilahi aşka veren Mecnun, “Benim Leylam içimde, sen kimsin?” demiş. Bunu duyan Leyla hastalanıp bir süre sonra ölmüş. Mecnun da Leyla’nın kabrini kucaklayarak ölmüş. Bu hikâye tarihte dillere destan olmuş aşk hikayeleri içinde en efsane olan aşk hikayesi olarak anılır.

2. Ferhat ile Şirin

Genç Ferhat, Amasya Sultanı Mehmene, Banu’nun kız kardeşi Şirin’e ilk görüşte aşık olmuş. Nakkaş olan Ferhat söz dinlemez bir delikanlıymış. Ferhat’ın süslediği sarayların Şirin’e olan aşkı sayesinde bu kadar güzel olduğunu söyleyenler bile olmuş. Günlerden bir gün Ferhat, ailesini Şirin’i istemeye göndermiş. Ancak Mehmene Banu, Şirin’i Ferhat’a vermek istememiş. Bu yüzden Ferhat’tan yapamayacağı bir şey istemiş. Şehre suyu getirirse kızı vereceğini söylemiş. Ferhat alıp eline kazmasını dağlara gitmiş. Koca dağı delip suya ulaşmış Ferhat. Bunu duyan Mehmene Banu Ferhat’a bir cadı göndermiş. Cadı Ferhat’a Şirin’in öldüğünü söylemiş. Bunu duyan Ferhat yaşamanın onun için bir anlamı olmadığını söyleyerek kazmasını havaya atmış. Kazma Ferhat’ın kafasına düşmüş ve oracıkta ölmüş Ferhat. Şirin de bunu duyunca kayalıklara gelmiş ve canına kıymış. Köye su gelmiş ama iki aşık yokmuş artık.

3. Kerem ile Aslı

Kerem, İsfahan Padişahının oğluymuş. Kerem büyüyünce padişahın hazinedarlığını yapan Ermeni keşişin kızı Aslı’ya âşık olmuş. Ancak keşiş Müslümana kız vermek istemese de padişahın isteğini reddedemeyeceği için süre istemiş. Keşiş bu süre bitmeden ailesini alıp memleketten kaçmış. Bunun üzerine Kerem de sazını alıp Aslı’nın peşinden kendini yollara vurmuş. Kerem tam bir halk aşığı olmuş. Yıllar sonra Kerem, Aslı’yı Kayseri’de bulmuş ve kendine aşık etmek için dualar etmiş. Kerem halk aşığı olduğunu ispat edince Kayseri Beyi, Aslı’nın babasına Aslı’yı Kerem’e vermesini emretmiş. Ancak Aslı’nın babası ailesini alıp bu sefer de Halep’e kaçmış. Kerem onları Halep’te de bulmuş ve Halep Paşasına kendini sevdirmiş. Paşa Aslı’nın babasını kızını vermeye zorlamış. Sonunda âşıkların nikahı kıyılmış. Ancak Aslı’nın babası bu evliliğin olmasını istemiyormuş. Babası Aslı’ya sihirli bir gömlek giydirmiş. Nikahtan sonra Kerem Aslı’nın düğmelerini bir türlü çözememiş; içten bir ah çekmiş ve yanıp kül olmuş. Aslı da sevgilisinin küllerindeki küçük bir kıvılcımla yanıp kül olmuş.

4. Arzu ile Kamber

Öncelikle şu bilinmelidir ki bu hikayenin varyantları mevcut ancak biz sizler için en çok bilineni seçtik. Eşkıya baskınına uğrayan bir kervandan yalnızca bir erkek çocuğu kurtulmuş ve bir aile tarafından evlatlık alınmış. Bu çocuğa Kamber adı verilmiş. Arzu’nun babası Kamber’i evlatlık edinmiş ve iki çocuk birlikte büyümüşler. Arzu’nun babası öldükten sonra iki genç birbirlerine aşık olmuş. Ancak Arzu’nun annesi bu aşka onay vermemiş. Hatta Arzu’nun annesi Kamber’i zehirlemeye kalkmış ancak Kamber elinden kurtulmuştur. Sonra annesi Arzu’yu bir başkasına vermiş. Bunu duyan Kamber vurmuş kendini yollara. Diğer tarafta da Arzu kocasına yar olmamış ve kocası kahrından ölmüş. Arzu memleketine dönmüş; iki aşık kavuşmuş. Ancak kavuşmalarıyla ölülerini su kaplamış. Mezarlarından birer güvercin uçmuş, bu da şehit olduklarının habercisiymiş.

5. Tahir ile Zühre

Eski zamanlarda çocuğu olmayan bir padişah varmış. Bu padişahın vezirinin de çocuğu olmuyormuş. İkili bir gün yolda bir dervişle karşılaşmış. Derviş bir elmayı bölüp bu ikiliye vermiş. Birinin kızı, diğerinin oğlu olacağını ve kıza Zühre, oğlana ise Tahir ismini vermelerini söylemiş. Bir müddet sonra padişahın kızı, vezirin ise oğlu olmuş. Birlikte büyüyen çocuklar birbirlerine aşık olmuşlar. Evlenmek istemişler ancak Zühre’nin annesi evliliğe karşı çıkmış. Zühre’nin annesi çocukların evlenmemesi gerektiğine padişahı da ikna etmiş. Tahir ile Zühre gizli gizli görüşmeye başlamışlar. Bunu duyan padişah duruma çok sinirlenmiş ve Tahir’i lime lime doğratmış. Zühre de bunu duyduktan sonra kahrolmuş ve sevgilisinin mezarının başında can vermiş.

6. Marcus Antonius ile Kleopatra

Meşhur Kraliçe Kleopatra aşık olduğu Jül Sezar’ın ölümünden sonra zor günler geçirmiştir. Bu ölümle Roma İmparatorluğu da doğu-batı olarak ikiye ayrılmıştır. İmparatorluğun doğu bölgesinin başında Marcus Antonius vardır. Antonius, Kleopatra ile tanışmış ve ona aşık olmuştur. Aslında bu hikayenin devamına dair iki farklı olay anlatılıyor. Birinde çift evleniyor ve Antonius, Kleopatra’yı bazı yerlerin valisi tayin ediyor. Antonius gücünü bu şekilde kullandığı için vatan haini ilan ediliyor ve çift Mısır’a kaçıyor. Ve aşk Kleopatra’nın ölümüyle son buluyor. Diğer seçenekte ise Antonius, siyasal birlikleri sağlamlaştırmak için Octavius’un kız kardeşiyle evlendiriliyor. Ancak bu durum Kleopatra ile görüşmesine engel olamıyor. Bunu duyan Octavius Antonius’un güçlerini feshediyor. Ardından Kleopatra ile Antonius’un birlikleri bugünkü Yunanistan’da çarpışıyor ve çiftimiz yeniliyor. Finalde ise çiftimiz canlarına kıyıyorlar.

7. Prens Edward ile Wallis Simpson

ABD’li Wallis Simpson, zengin bir aileden gelmesine rağmen bazı maddi sıkıntılar yaşayan genç bir kızdı. İkinci evliliği sırasında Prens Edward ile tanışmıştı. Arkadaşlıkları zamanla yerini aşka bırakmıştı. Prens VIII. Edward bu durumu babasına anlatmak istiyordu ancak o anlatamadan babası vefat etmişti. Bu sebeple ilk yasal varis olan Edward, kral ilan edilmişti. Aynı yıl Wallis eşinden boşandı. Ancak ABD’li ve iki evlilik yapmış bir kadın olduğu için krallık ailesi Wallis’i istemiyordu. Prensin tek çaresi kalmıştı. VIII. Edward yaptığı bir açıklamayla aşkı için krallıktan vazgeçtiğini duyurdu. Bu olaydan 6 ay sonra Edward ile Wallis engel tanımadı ve dünya evine girdi.

8. John Lennon ile Yoko Ono

John Lennon ile Yoko Ono 1966’da Ono’nun resim sergisinde tanışmıştı. Ancak bu dönemlerde John Lennon evliydi. Daha sonra Lennon eşi ile ayrıldı. Yoko Ono da Lennon’a bir ilişkiye hazır olmadığını söylemişti. 18 ay boyunca Ono’nun peşinden koşan Lennon, onu sonunda ikna etti. Lennon ile Ono 1969’da evlendi. Bu evlilikten bir sene sonra The Beatles dağıldığı için birçok kişi Ono’yu grubu dağıtan kadın olarak görüyordu. Ancak duydukları hiçbir şey çiftin umurunda değildi. Ne yazık ki büyük aşıklar 1980’de Lennon’un öldürülmesiyle ayrı düştü.

9. Frida Kahlo ile Diego

Frida, hayatı acılarla dolu bir ressamdı. Diego da kadınları yeteneğiyle mest eden bir sanatçıydı. Frida resimlerini Diego’ya göstermek istiyordu ve bu şekilde tanışmışlardı. Zamanla bu tanışıklık büyük bir aşka dönmüştü. Çift 1929’da çevrelerinde kimsenin desteklememesine rağmen evlenmişti. Evlendikleri sırada Frida 22, Diego is 43 yaşındaydı. Herkes onlara görünüşlerinden dolayı fil ile güvercin diyordu. Ancak ikisi de bu evliliğe sadık davranmamıştı. 10 yıllık evlilik sonrasında Frida, Diego’nun onu kız kardeşiyle aldattığını öğrenmişti ve boşanmışlardı. Frida bu acıdan çok etkilenip kendi tarzını tamamen değiştirmiş ve acısını resimlerine dökmüştü. Bu fırtınalı ilişki yıllar sonra ikinci bir evlilikle taçlanmıştı. Frida, aşkını tüm sancılarıyla anlattığı bir mektup yazmıştı Diego’ya. Daha sonra da Frida’nın ölümüyle bu aşk son bulmuştur.

10. Franz Kafka ile Milena

Tarihte de dillere destan olmuş efsane aşk hikayeleri listemizin son başlığında Franz Kafka ile Milena’nın aşkı yer almaktadır. Milena’nın hikayesi yaptığı evlilikle başlamıştı. Bu evlilik nedeniyle Milena’nın babasıyla ilişkisi kopmuştu. Daha sonraları eşi Milena’yı aldatmış ve ayrılmışlardı. Bu ayrılık Milena için maddi, manevi çok zordu. Bir süre sonra Milena çeşitli gazetelerde yazılar yazmaya başlamıştı. 1919’da Milena, Prag’a yaptığı ziyarette bir kafede Kafka ile tanışmıştı. Milena Viyana’ya döndükten sonra Kafka’ya bir mektup yazmış ve eserlerini Çekçe’ye çevirmek istediğini söylemişti. Kafka da kabul etmişti. Yaklaşık bir sene sonra Kafka hastalığı sırasında Milena’ya tekrar yazmıştı. 2 sene süren mektuplaşmalar sırasında Milena evli, Kafka ise nişanlıydı. Ve mektuplaştıkları dönem içinde sadece 2 kere buluşmuşlardır. Milena’nın mektuplarının kendi isteğiyle yok edildiği için günümüzde sadece Kafka’nın mektuplarını okuyabiliyoruz.