1. Anasayfa
  2. Bilim

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri


0

Resme olan yeteneği küçük yaşlardan beri gelmekte olan Bryan Charnley, 18 yaşında yaşadığı sinir krizi ile şizofreninin ilk belirtilerini göstermiştir. Buna rağmen resme olan ilgisinden vazgeçmemiştir. 20 yaşında kazandığı okuluna sinir krizlerinin artmasıyla birlikte devam edememiş, konulan teşhis ile birlikte 6 yıl elektroşok tedavisi görmüştür. Yoğun tedavilerinin ardından, ailesinin yanından ayrılıp tek başına yaşamaya karar veren sanatçı, zihninin resmini çizmeye devam etmiştir. Ancak ilaçlarının dozajını değiştirmesi, onun hastalığının seyrini de hızlandırmıştır. Şizofrenik ressam Bryan Charnley’in hastalığını betimlediği ilginç otoportreleri sizlerle… İyi okumalar dileriz!

1. 20 Nisan 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Şizofrenik ressam Bryan Charnley’in otoportreleri, hastalığını betimlediği ve iç dünyasında yaşadıklarını resme aktardığı ölümsüz eserleridir. Yoğun tedavinin ardından sanatçı, kendisine verilen ilaçların onu paranoyak birisine dönüştürdüğünü düşünmüştür. Sanatçı, o anki iç dünyasını ise bu şekilde dile getirmektedir: “Sanki üst komşum zihnimi okuyor ve egomu çarmıha germeyi amaçlarmış gibi benimle konuşuyordu.” Resimdeki güçlü titreşimler de onun düşünce uçuşmasını temsil etmektedir. Ayrıca büyük tavşan kulakları, insanların onun düşüncelerini duyduğu anlamını taşımaktadır. Çizdiği otoportresinde, bakışlarının şaşkınlık ya da paranoyak belirtilerini taşıdığı anlatılmıştır.

2. 23 Nisan 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Erken yaşlarında yaşadığı ruhsal durumların, iç dünyasına yansıyan görünümünü resimleştiren sanatçı, bu portresinde de zihnindeki çığlıkları bastırmaya yönelik taşıdığı simgeleri gözler önüne sermektedir. Sanatçının bu portresinde de hastalığının ruhsal boyutunun ne dereceye ulaştığını göstermektedir ve yüzündeki çizgiler onun bir iç savaş halini yansıtmaktadır. “Aslında kedi portrelerinden bir dizi portre yapasım vardı. Ancak uzun zaman konsantre olmaya çalışsam da ortaya bir sanatsal ürün koyamadım. Daha kötüsü etrafımdaki insanların zihnime erişmelerini sağlayan, duygusal algılama yeteneklerine sahip oldukları sonucuna vardım. Bu yüzden gözlerdeki haç işaretleri ile kendimi kör gibi algılıyordum.”

3. 24 Nisan 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Sanatçı bu otoportresinde, zihnindeki parçalanmanın ne dereceye ulaştığını gözler önüne sermektedir. Odaklanma probleminin etkisi halen devam eden sanatçı, burada anlattıklarıyla çok ilginç noktalara değinmiştir: “Beynimdeki kırmızı lekeler, zihnimdeki acıyı aşmak için kullandığım gerçek kandır. O lekeleri yaparken başparmağımın ucunu bıçakla kestim ve kendi kanımı kullandım. Bu aralar çok sigara içiyordum, bu yüzden pipoyu çizdim.” Sanatçı ayrıca uyku haplarını ve diğer ilaçlarını kullanmaya devam ettiğini ve daha fazla devam edemeyeceğini belirtmiştir bu otoportresinde. Yalnız yaşamaya devam eden sanatçı, hastalığının seyrini değiştirecek duruma adım atmayı düşünmüştür.

4. 29 Nisan 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Bryan Charnley, ilaçların yüksek dozda olmasına rağmen hiçbir etkisi olmadığını düşünüyordu. Ayrıca sanatçı, ilaçların etkisini göstereceğini düşünen doktorlara da inanmıyordu. Mantıksal çöküntüler yaşadığını düşünen sanatçı, bunaldığı hissine kapılmıştır. Bu resimde de her şeyin kontrolden çıktığını hisseden sanatçı, bunu bu şekilde dile getirmiştir: “İşler ciddi anlamda kontrolden çıkmaya başladı. Garip bir ruhani güç bana sigara içmememi yoksa büyük bir felakete uğrayacağımı söylüyordu. Normalden fazla sigara içtiğim için bu beni çıldırtıyor. Önümüzdeki birkaç gün ilaçlarımı yüksek dozda almaya devam ettim ancak bunun pek etkisi olmadığını hissettim.”

5. 2 Mayıs 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Şizofrenik ressam Bryan Charnley’in oluşturduğu bu resim, hastalığını betimlediği otoportreleri içerisinde yer alan en ilginç görseldir. Son günlerde oldukça zorluklar yaşadığını ve ilaçların onun enerjisini aldığını bu şekilde anlatmıştır: “İlaçlar etkili olmaya başladı. Enerjim neredeyse yok. Bu resim de bunu anlatıyor. Puro, bitik enerjimi; böceğe benzer figürler de benim zihinsel uyuşukluğumu simgeliyor. Çamaşır ipi, zihinsel temizliğimi veya düşüncelerimi ortaya sermektedir. Birbirinden ayrık duran haçlar, şizofreninin bir tür egoyu çarmıha germe durumuna dair simgesidir. Resmin üst bölgesinde yer alan şapkalı adam ise beni izliyor ve her şeyi siyah şapkasının altında gizli tutuyor.”

6. 6 Mayıs 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Şizofreniden muzdarip sanatçı Bryan Charnley, ilerleyen zamanlarda insanların kendisi hakkındaki görüşlerini dile getirdiği bir resim daha çizmiştir. Sanatçı, zihnindeki sosyalleşme sorununu da bu şekilde dile getirmiştir: “İnsanların acımasız sözlerinin hedefi olduğumu hissediyorum. Özellikle de zenciler. Neler oluyor? Bir kıza tatlılıkla intihar etmesi için onunla konuştum. Hasta olduğum için dilim yoktu. Bu yüzden ağzımda çivi var. Çevremdekiler ne kadar aptal birisi olduğumu anlayamıyor ve beni affedemiyor. Zayıf birisi olduğum için sosyalleşemedim ve bu da bende bir trajedi yarattı. Hedef haline gelmiştim. Gözlerimdeki çiviler de kör olduğumu ifade ediyor.”

7. 18 Mayıs 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Bryan Charnley, 10 mayıstan itibaren ilaçlarının dozajını azaltmış ve bu da uykusuzluk problemleri yaratmıştır. Sanatçı iç dünyasında yaşadıklarını resimlere dökerek özetlemiş ve dozaj farklılıklarının onda yarattığı hisleri vurgulamıştır. “Zihnim şiddetli bir biçimde düşünce karmaşıklığı yaratıyor gibi ve bu konuda herhangi bir şey yapma iradesine sahip olamıyordum. Zihnim adeta benden bağımsız hareket ediyordu, bu yüzden kocaman bir ağız çizdim. Bu sorun bana, doğru ya da yanlış bir biçimde geliyordu. Bunu ifade etmek için bir kan yığını çizdim. Ağzımdaki çivi de benim sosyalleşme yeteneğimi ifade ediyordu ve hedef halindeydim. Ancak kafamdaki titreşimler beni güçlü kılıyordu.”

8. 23 Mayıs 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Yetenekli sanatçı, resimlerini açıklamaktan yorulduğunu ve insanların onun kullandığı şiirsel ifadeyi anlayamaması durumunu hayatının trajedisi olarak yorumlamıştır. Resim üzerindeki yorumları da bu şekilde yer almıştır: “Antidepresanları kestiğim için kendimi depresyonda gibi hissettim, portrenin mavi renkte olması bu yüzdendir. Radyo ve televizyon hakkında çok kaygılanıyorum. Çünkü onların etrafa yaydıkları dalgalarla etkileşime geçerek, kendimi ifşa etmiş ve bu yüzden aşağılanmıştım. İnsanlar ise bana güldüler ve bunun gerçek olduğunu düşünmemi sağladılar. Sosyal etkileşim kurmaktan uzaklaşmaya devam ettim. Ancak insanlar halen bunu göremeyecek kadar cahil.”

9. 13 Haziran 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Sanatçı, tekniğinin hayal gücüne hizmet ettiğini düşünen insanlara karşı durmaktadır. Bu portresinde iç dünyasındaki yaşadıkları olumsuzluklara değinmiş, ayrıca kendisini intihara meyilli birisi olarak gördüğünü dile getirmiştir: “İnsanlar beni sefalet içerisinde bırakıyorlar. Çünkü geçmişimle alakalı dedikodularla bana geliyorlar ancak ben onlar hakkında bir şey bilmiyorum. Resimdeki yumurtalar boş, tıpkı içeriğinden arındırılmış bir kafaya benziyorlar. İçerisinde artık sırlar kalmadı, hepsi tamamen gitti. Üzerinde güç sahibi olan kişilerin iştahlarını kapatmaya gittiler. İntihara meyilli gibi hissediyorum kendimi. Bu yüzden Van Gogh’un Buğday Tarlası ve Kargalar isimli son eserindeki kuşları çizdim.”

10. 27 Haziran 1991

Şizofrenik Ressam Bryan Charnley’in Hastalığını Betimlediği Otoportreleri

Bryan Charnley’in son derece karmaşık olarak çizdiği bu portresinde, hastalığının gerçek yüzüne eriştiğini belirtmiştir. İç dünyasındaki karmaşıklığı resmeden sanatçı, bu portresinde şunları dile getirmiştir: “İçim dışım adeta birbirine karışmış. Bazı durumlar üzerinde belirli girişimlerde bulunmak artık imkânsız görünüyor. Özgürce harekete etmemi engelleyen egom ve beynim, zihnimde sınırlandırmalar yaratıyor. Onların üzerindeki çiviler bunu belirtmektedir. Öfke ile birlikte oluşan korku, benim halüsinasyon görmeme sebep oluyor. Ancak korkum gittiği zaman kayboluyor. Bu yüzden siyah çubukların ucundaki ağızlar bunu ifade ediyor.” Bu otoportre serisi, intihar etmeden önceki son eseri olmuştur.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    destekledim
    Destekledim