Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Diana Gabaldon’un aynı adlı kitabından uyarlanan Outlander dizisi, 9 Ağustos 2014 tarihinde ilk bölümünü yayınladı. Tarihi bir drama olan dizinin hikayesi İngiliz savaş hemşiresi Claire Randall etrafında kurgulanıyor. 1945 yılında yaşayan başkarakter, gizemli bir şekilde kendini 1743 yılında buluyor. Bir başka deyişle 1743’e zaman yolculuğu yapıyor. Hayatının tehlike altında olduğu bir zamanda yaşamaya başlayan Claire’i bulunduğu zamana ve koşullara ayak uydurmaya çalışıyor. Muhtemelen Starz dizisi Outlander hakkında bilmediğiniz ilginç gerçekler ne olabilir diye merak ettiğinizi duyar gibiyiz. Merakınızı gidermek için listemize bakabilirsiniz.

1. Outlander’ın İlhamı

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Muhtemelen bildiğiniz üzere Outlander dizisi de bir kitap uyarlaması ama kitap hakkında bilmediğiniz ilginç gerçekler arasında kitapların ilhamı var. Kitapların yazarı Gabaldon, eski Doctor Who serilerinin tekrar yayınlandığı dönemde denk geldiği bir bölümden esinlenmiş. Bahsi geçen Doctor Who bölümü ise War Games. 1969’da yayınlanan bölüm, Culloden Muharebesi sürecinde geçiyor. Yazar, Doctor’un bölümdeki kıyafetlerini gördükten sonra bir tarihi roman yazmaya karar vermiş. O tarihi roman, son olarak Outlander şeklini almış. Bu durumda sevilen dizi Doctor Who’ya, sevilen bir başka diziyi izleme imkanı verdiği için teşekkür etmek gerek.

2. Outlander’ın Kostümleri

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Outlander’ı diğer dizilerden ayıran özellikleri arasında dizinin kostümleri de bulunuyor. Aslında belirli bir kostüm parçası dizinin asıl ilhamı: İskoç eteği. Doctor Who’nun War Games bölümünden esinlendiğini söylediğimiz yazar, kitabı yazmaya başladığında dizide yer alan İskoç eteklerini elbette unutmamış. Dizide de İskoç eteklerinin önemli bir yeri var. 18. yüzyılda geçen dizide klan üyelerini oynayan her karakter İskoç eteği giyiyor. Hatta her karakterin kendine özel bir eteği var. Oyuncular eteklerini giyiş şekilleriyle görünüşlerini kişiselleştiriyorlar. Söylediklerine göre bu uygulama, karakterleri anlamak açısından faydalı oluyormuş.

3. Outlander’ın Mushroom Karakterleri

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Çok fazla karakterin olduğu bir kitabı takip etmek size zor gelebilir. Seyirci olarak bir dizide de takip etmekte zorlanabilirsiniz ama emin olabilirsiniz ki yazmak daha da zor. Her karakterin geçmişini yazmak, onları öyküye dahil etmenin yollarını bulmak, onların diziye bir katkı sunmalarını sağlamak hem yazarlar hem de senaristler için oldukça zor. Onlar da bazen bu hikayeleri eserin dışında bırakabiliyorlar. Outlander’ı izlerken de nereden geldiği belli olmayan karakterler görüyorsunuz. Diana Gabaldon’un bu karakterlere taktığı isim ise “mushroom” (mantar). Mushroom karakterler arasında Lord John, Geillis Duncan, Master Raymond ve Fergus yer alıyor.

4. Outlander’ın Başrollerinin Belirlenmesi

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Bir dizinin başrolleri elbette çok önemlidir. Özellikle daha önce kitaplarda tanıtılmış karakterler için durum daha da önemlidir. Seçeceğiniz oyuncuların, daha önce yansıtılan karakter profillerine uygun olması gerekir. Bu oyuncuları ne kadar sürede bulacağınızı ise bilemezsiniz. Outlander’da da bu yaşanmış. Dizide kadroya alınan ilk isim Sam Heughan olmuş. İskoç savaşçı Jamie Fraser’ı canlandıran oyuncuyu bulmak 4 gün sürmüş. Dizinin hemşiresi Claire’i bulmak ise 4 ay sürmüş. Caitrona Balfe, seçimlerden sadece birkaç hafta önce diziye dahil olmuş. Dizinin yapımcıları iki oyuncudan da onları izler izlemez emin olduklarını söylüyorlar.

5. Outlander’ın Tarihi Doğruluğu

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Muhtemelen Outlander gibi bir tarih dizisi çekmek için tarihi gerçekler ile olan uyumu sağlamak hakkında bilmediğiniz ilginç durumlar vardır. 18. yüzyıl İskoçya’sında geçen dizide kostümlerden tutun dönemin detaylarına kadar her şey düşünülmüş. Bunlardan biri de Claire’in uyguladığı tedaviler. 1940’lardan 1700’lü yıllara gelen kahramanımızın tıbbi çözümleri o zamanda İskoçya’da bulunan tedavilerle uyumlu. Dizinin yemeklerinin hiçbiri dekor değil. Hepsi dönem dikkate alınarak özel olarak hazırlanıyor. Tema müziği “The Skye Boat Song” da dizinin detaylarından biri. Şarkı Bonnie Prince Charlie’nin Culloden Muharebesi’nden sonra İskoçya’dan kaçışını anlatıyor.

6. Outlander’ın Seyirci Kitlesi

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Bir dizinin seyirci kitlesi, başarısının kilit noktalarından biridir. Seyircileri diziye bağlamak ve onlara ilgi çekici bir hikaye sunmak, sizin çalışmanızın karşılığını vermesini sağlayacaktır. Yapımlar da bu kitleye göre diziyi yönlendirebilirler. Outlander gibi romantizmi güçlü olan bir dizinin asıl seyircilerinin kadınlar olacağı yönünde klişe bir düşünce oluşabilir. Outlander’ın bu klişe düşünceyi aştığı söylenebilir çünkü diziyi izleyenlerin neredeyse yüzde ellisi erkek seyircilerden oluşuyor. Elbette bu, dizinin herkese sunabileceği çeşitli yönleri olmasından kaynaklanıyor. Bilim-kurgu, tarihi doğruluk, harika aksiyon sahneleri ve romantizm içeren dizi birden çok kitleye hitap ediyor.

7. Outlander’ın Turizme Etkisi

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Diana Gabaldon, ilk kitabı yazmaya başlamadan önce hiç İskoçya’da bulunmamış. İkinci kitabın yarısına geldikten sonra ilk kez ülkeye gitmiş. Deneyimini ise “Yeşil toprağın yükselişini gördüğümü ve ‘Burası ev gibi hissettiriyor’ diye düşündüğümü hatırlıyorum.” sözleriyle anlatıyor. Yazarın bu ülkeye duyduğu sevginin, hayranlarda da yansımaları olduğunu söyleyebiliriz. Dizinin ve kitapların popülerliği sayesinde İskoçya’da turizm %67 oranında yükselmiş. Doune Kalesi ve Blackness Kalesi başta olmak üzere dizinin 25 setinin ziyaretçilerinde büyük bir artış olmuş. VisitScotland, yazara 2019’da İskoç Turizmine Uluslararası Katkı ödülünü verdi.

8. Outlander’ın Senaryosu

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Uyarlama senaryo ile çekilen filmleri ve dizileri düşündüğünüzde aklınıza birkaç ortak nokta gelebilir. Bunlardan biri de kitaplarda okunulanlarla yapımlarda izlenenler arasındaki farklılıklardır. Bazı karakterlerin yer almaması veya yeni karakterlerin eklenmesi, karakterlerin tam olarak yansıtılamaması ve yer verilmeyen sahneler bu farklılıklara birer örnek teşkil edebilir. Outlander ise bu konuda da hayranlarını hayal kırıklığına uğratmıyor. Her sezonun senaryosu, sırasıyla yazılan kitaplar üzerine kuruluyor. 5. sezonda ise durumlar biraz değişti çünkü bu sezonda diziye sadece 12 bölüm çekildi. Buna rağmen seyir zevki olan bir sezon sunuldu.

9. Outlander’ın Yazarının Diziye Katkısı

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Yazar Diana Gabaldon, kitapların diziye uyarlanma sürecinde eserinden kopmayan bir yazar. Dizinin yaratıcılık kısmındaki kontrolünü sürdürüyor. Aynı zamanda yazar serinin kitaplarını yazmaya da devam ediyor. Dolayısıyla gelecek sezonlar da ne yaşanacağını da en iyi o biliyor. Bu da onu, dizinin senaryosunun kitapla uyumlu olmasını sağlayacak en uygun kişi haline getiriyor. Diana, yazılan her senaryoyu görüp onaylıyor ve yapımcılardan diziyle ilgili her günlük gelişmeyi alıyor. Bunun dizide iyi bir etkisi olduğu konusunda hayranların hemfikir olduğu söylenebilir. Gabaldon’un 5. sezonda yazdığı bir bölüm de bunu kanıtlar nitelikte.

10. Outlander’ın Film Fikri

Outlander Dizisi Hakkında Muhtemelen Bilmediğiniz İlginç Gerçekler

Elbette bir proje, seyirci karşısına çıkmadan önce pek çok değişikliğe uğruyor. Oyuncular değişebiliyor, yayıncı kanal değişebiliyor, yönetmen değişebiliyor. Outlander da bu projelerden biri. İlk başta bir dizi yerine uzun metraj bir film olarak düşünülmüş. Eğer prodüksiyon bu plana göre gitseydi bambaşka bir proje karşınıza çıkabilirdi. İlk olarak başroller için tamamen farklı isimler düşünülmüş. Savaş hemşiresi Claire’i oynaması için düşünülen isim Grey’s Anatomy ve 27 Dresses gibi yapımlardan tanıdığınız Katherine Heigl’miş. Jaime Fraser’ı oynaması için yazarın düşündüğü isimler ise Liam Neeson ve Sean Connery’miş.

Mobil sürümden çık