Dizinin büyük çıkış başarısına bakılırsa, Bridgerton’un yazarları harika bir iş başarmış gibi görünüyor. Görünüşe göre pek çok insan 19. yüzyıl karakterlerine ve skandallarına karşı koyamıyor. Ancak çoğu izleyici olay örgüsüne anında büyülenmiş olsa da bu Regency dönemi dizisinin bazı yönleri hakkında gizli bir detayı veya ilginç bir bilgiyi kaçırmış olma ihtimali büyük. Netflix’te izleyiciyi anında büyüleyen Bridgerton dizisine dair detaylar sayesinde dizi hakkında bilmediklerinizi öğrenebilir ve Bridgerton tecrübenizi bir ileri seviyeye taşıyabilirsiniz. Dikkatli olun, bol spoiler içerir!
1. Lady Whistledown
Penelope’nin birinci sezonun sonunda Lady Whistledown olduğunun ortaya çıkması, Featherington ailesini açıkça eleştirme seçimiyle ima ediliyor. Penelope’nin Lady Whistledown olarak herkes hakkında dedikodu yayması, ona karşı kimsenin şüphe duymamasını sağlıyor. Dizide birinci sezonun sonunda Lady Whistledown’un gerçekte kim olduğunu öğrensek de, kitaplarda Lady Whistledown’un kimliği dizinin dördüncü kitabına kadar (Colin ve Penelope’nin hikayesi) okuyucular tarafından bilinmiyordu. Nicola Coughlan, Penelope rolünü üstlenmeden önce romanlara aşina değildi ve bir hayran sayfasını ziyaret ettiğinde oynadığı karakterin Lady Whistledown olduğunu öğrendi.
2. Romana Yapılan Göndermeler
Bridgerton serisi kitaplara tam olarak sadık kalmasa da romanda yer alan birçok öğeyi diziye de taşımaya çalışmıştır. Kitaplarda tüm Bridgerton erkeklerinin neredeyse birbiriyle aynı göründüğü ve aynı kahverengi saça sahip olduğu tasvir ediliyor. Bu kısmen doğru yapılmışken, kitapta geçen annelerinin ailenin tek sarışını olması diziye yansıtılmamıştır. Dizi boyunca, Bridgerton çocuklarından bazılarının giysilerinin üzerinde arı olduğu görülüyor. Örneğin Colin’in yakasına arılar işlenmişti ve Daphne’nin düğününde Eloise’nin saçında arılar vardı. Bunun orijinal kitaplara bir atıf olduğu söylenebilir. Çünkü kitapta babaları olan Edmund, bir arı tarafından sokulup ölmüştür.
3. Dizinin Çekimleri
Netflix’te rekorlar kırmış Bridgerton’un en sevilen yanlarından biri çekim alanları oldu. İzleyenlerin ilk merak ettikleri bu zengin ve ışıltılı çekimlerin nerede yapıldığı sorusuydu. Bridgerton için çekimler Şubat 2020’nin sonlarında tamamlandı. Dizi Londra’da geçiyor fakat buna rağmen çoğu sokak sahnesi Bath veya York’ta çekildi. Bridgerton, Londra ve Bath’ta başta olmak üzere İngiltere’nin çeşitli mülk ve parklarında çekildi. Wilton House arazisi Hyde Park için, Somerley arazisi ise Hampstead Heath için kullanıldı. Londra’nın güneydoğusundaki Greenwich’teki Ranger’s House, Bridgerton evinin dış cephesi için kullanıldı.
4. Kadın Perspektifi
Dizideki tüm sahneler, olan tüm olaylar ve karakterler bir kadın perspektifinden anlatılmaya çalışılmıştır. Adaptasyonu kendisi yazmasa bile romanların yazarı Quinn, sette danışmanlık yapmak üzere bulunuyordu ve romana dair her türlü soruyu cevaplıyordu. Tonlarca drama, entrika ve canlı lüks ortamlarda bile, romantik diziler genellikle televizyona uyarlanmıyorlar. Quinn, insanların ilk tercihinin romantik romanlar olmadığını ve romantizmin neredeyse tamamen kadınlar tarafından yazılan, kadınlar tarafından okunan ve kadınlar tarafından düzenlenen bir tür olduğunu savunuyor. Bu yüzden de Quinn romantik dizilerin toplum tarafından yukarıdan bakılan bir tür haline gelebileceğini söylüyor.
5. Kapsamlı Bir Kadro
Bridgerton kapsamlı oyuncu kadrosu için manşetlere girerken, Quinn’in romanları farklı ırklara aslında hiç değinmedi. Farklı ırkları oyuncu kadrosunu dahil etme kararını verenler aslında Chris Van Dusen ve Shonda Rhimes’dı. Van Dusen Collider’a göre 19. Yüzyıl Londra’sında yaşayan insanların bizim sandığımızdan çok daha renkli ve çeşitliydi. Fakat Bridgerton etrafındaki heyecanla, Kraliçe Charlotte’un etnik kökenini çevreleyen tarihi tartışma tamamen yeniden alevlendi. Birçoğu, Kraliçe’nin 1761’den 1818’e kadar Afrika mirasına sahip olduğuna ve İngiliz kraliyet ailesinin ilk çift ırklı üyesi olduğuna inanıyor.
6. Kostüm Seçimleri
Kostüm tasarımcısı Ellen Mirojnick ve dizinin yaratıcısı Chris Van Dusen, diziye daha modern bir kalite vermek için Bridgerton kostümlerine modern unsurlar ve renkler eklemeye karar verdi. Bu, kostüm evlerinden parça kiralamaya veya satın almaya güvenemeyecekleri anlamına geliyordu ve Bridgerton için tüm kostümlerin özel olarak yapılması gerekiyordu. Dizinin ilk sezonu için 7500’e yakın parça Mirojnick ve ekibi tarafından yapıldı. Kostüm tasarımcıları John Glaser, John Norster ve Ellen Mirojnick, 1. sezonda öne çıkan iki ana aileye çok farklı iki renk paleti verdi; Bridgerton’lar tipik olarak mavi ve pembe tonlarında pastel renkler giyerken, Featherington’lar çok parlak renkler ve genellikle sarı veya yeşil tonu olan yoğun desenli giysiler giydiler. Seri için toplamda 7.500’den fazla kostüm parçası tasarlandı.
7. Bridgerton Çocukları
Netflix’te izleyiciyi anında büyüleyen Bridgerton dizisine dair detaylardan biri de Bridgerton çocuklarının isimleri. Ana karakterler olan Brigerton’lar doğum sırasına göre A’dan H’ye doğru isimlere sahiplerdir. Yani Bridgerton çocuklarının isimleri alfabenin ilk sekiz harfiyle başlar; Anthony, Benedict, Colin, Daphne, Eloise, Francesca, Gregory ve Hyacinth. Kardeşlerin hepsinin kendine özgü özellikleri olsa da sıkı Daphne hayranları, Daphe’nin Audrey Hepburn ile benzerliklerini görecektir. Hepburn ve Daphne arasında doğal bir görünüm benzerliğinin yanı sıra saç stillerinin de benzemesi çoğu kişinin dikkatini çekti.
8. Modern Müzikler
Dizi ne kadar eski zamanlarda geçse de modern müziklere yer veriyor. Bunu, modern pop müziklerini alıp harika bir klasiğe çevirerek yapıyor. Karakterler bir baloya girdiğinde arka planda herhangi bir klasik müzik yerine Celeste’nin ‘Strange’ şarkısını fark edebilirsiniz. Dizi bunu tam dozunda yakalamayı başarmış. Yani eğer Ariana Grande’nin ‘Thank U, Next’ ya da Taylor Swift’in ‘Wildest Dreams’ şarkısını dizide hemen fark etmemişseniz bunun nedeni şarkıların sözsüz olarak enstrümanlar ile çalınmasıdır. Bu tanıdık şarkılar ile tarihsel dizilere ilgisi olmayan insanların bile ilgisini kolayca çeken Bridgerton, dizide aynı zamanda Maroon 5’ın ‘Girls Like You’, Billie Eilish’in ‘Bad Guy’ ve Shawn Mendes’in ‘In My Blood’ parçalarına da yer veriyor.
9. Beklenen Prodüksiyon
20 Temmuz 2018’de Netflix, Shonda Rhimes’ın önderliğinde, Julia Quinn’in en çok satan romanlarından uyarlanan Bridgerton serisini yapacağını ve Chris Van Dusen’in ise dizi sorumlusu olacağını duyurdu. 10 Temmuz 2019’da Phoebe Dynevor ve Regé-Jean Page’in başrol oynayacağı, Jonathan Bailey, Golda Rosheuvel, Luke Newton, Claudia Jessie, Nicola Coughlan, Ruby Barker, Sabrina Bartlett, Ruth Gemmell, Adjoa Andoh ve Polly Walker’ın ise kadroda olacağı açıklandı. Haziran 2019’da Julie Andrews, seslendirmeleriyle dizinin aksiyonunun çoğunu açıklayan Lady Whistledown rolünü üstlendi. 21 Ocak 2021’de Netflix, diziyi ikinci sezon için yeniledi.
10. Bridgerton Hayranlığı
Tüm bu Bridgerton hayranlığının bir nedeni olmalı. Netflix’te izleyiciyi anında büyüleyen Bridgerton dizisine dair detaylar arasında dizinin bir rekor sahibi olması var! Dizinin yakaladığı dinamik Bridgerton’u, çoğu kişinin en sevdiği dizi haline getirdi. Netflix orijinali Aralık ayındaki galasından bu yana çok büyük izlenmeler aldı. Yalnızca dört hafta içinde, Bridgerton önceki izleyici rekoru sahibi The Witcher’ı geçerek Netflix’in şu ana kadar en çok izlenen orijinal içeriği oldu. Dizi aynı zamanda 83 ülkede birden bir numaraya yerleşti. Yani başka bir dizi gelip Bridgerton’u tahtından indirmediği sürece, Bridgerton Netflix’te bir rekor sahibi.
