Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atarken modernleşme ve toplumsal reform sürecinde çevresindekilere verdiği soyadları, bunun bir parçası olarak oldukça önem taşımaktadır. Soyadı kanunu geldikten sonra Atatürk, bazı kişilere bizzat kendisi soyadı vermiştir. Bu kişilerin soyadını seçerken, onların Türk tarihine ve toplumuna yaptığı katkılarını göz önünde bulundurarak, o kişileri onurlandırmak amacıyla yapmıştır. Aslında bunlar sadece birer soyadı değil, aynı zamanda onur nişanesi olarak da tarihe geçmiştir. Bu sayede, soyadlarını alan kişilerin, hem bireysel başarıları hem de ülkeye kattıkları değerler gelecek nesillere aktarılmıştır. Biz de, bu önemli konuyu siz değerli okuyucularımıza aktarmak istedik. Keyifli okumalar!
1. Sabiha “Gökçen” Soyadı
Sabiha Gökçen havacılık alanında başarılı bir kadındır. 1934 yılında soyadı kanunu çıktığı zaman Atatürk tarafından Gökçen soyadı alması önerilmiştir. Gökçen kelimesi, “göklere bağlı” anlamına gelmektedir. Bu soyadı Sabiha Gökçen’in havacılık alanındaki başarılarını ve Türklüğünü simgelemektedir. Sabiha Gökçen’in bu soyadını kabul etmesi Türkiye’nin ilk kadın savaş pilotu olmasını tarihe geçirmiştir. Böylelikle Sabiha Gökçen’e verilen “Gökçen” soyadı, anlamlı ve onurlandırıcı bir soyadı olmuştur. Atatürk’ün Sabiha Gökçen için seçtiği bu soyadı, onun havacılık alanındaki rolünü onurlandırma amacını yerine getirmiştir. Gökçen soyadı, Sabiha Gökçen’in mesleki başarılarıyla birlikte Atatürk’ün ona olan sevgisini ve saygısını da göstermektedir.
2. Fevzi “Çakmak” Soyadı
Fevzi Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri dahil Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemlerine kadar önemli askeri görevlerde bulunmuştur. Atatürk, Fevzi Paşa’ya Çakmak soyadını vererek onun askeri disiplinini, liderlik kabiliyetini vurgulamak istemiştir. “Çakmak” kelimesi, Türk ordusundaki bir askeri rütbeyi temsil etmektedir. Bu soyadı seçimiyle Fevzi Paşa’nın Türk ordusunun modernleşme sürecindeki rolünü yansıtan, onun kararlı ve liderlik kabiliyetini iyi bir şekilde gösteren soyadıdır. Böylelikle Mustafa Kemal Atatürk’ün değer verdiği kişilerden birisi olan Fevzi Paşa’nın başarılarını takdir ederek ona verdiği bu soyadı, çevresindekilere verdiği soyadları arasında yerini almıştır.
3. İsmet “İnönü” Soyadı
İsmet İnönü, Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı ve Atatürk’ün en yakın silah arkadaşlarından biri olmuştur. İnönü soyadı, özellikle Kurtuluş Savaşı’ndaki önemli başarılarını ve askeri liderliğini onurlandırmak amacıyla Atatürk tarafından verilmiştir. İnönü Muharebeleri’nde İsmet Paşa, komutasındaki Türk kuvvetleri ile Yunan ordusuna karşı önemli zaferler kazanmıştır. Bu zaferler, Atatürk’ün ona İnönü soyadını vererek, ülkenin bağımsızlığına olan katkılarını ölümsüzleştirmiştir. Bu soyadı, İnönü’nün askeri alandaki başarılarını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki rolünü de vurgular niteliktedir. Böylelikle, İsmet İnönü’nün ülkesine olan katkıları ve liderlik vasıfları gelecek nesillere ilham olarak taşınacaktır.
4. Salih “Bozok” Soyadı
Salih Bozok, Atatürk’le kader çizgisi birleşen bir hayat sürmüştür. Kısa dönemlerde ayrı bulunsalar da ömürleri genellikle beraber geçmiştir. Kurtuluş Savaşında önemli katkılarda bulunan Salih Paşaya soyadını 1934’te Atatürk vermiştir. Bozok ismi Oğuz Türkleri’nin bir kolu olan Bozoklar’dan gelir. Tarih boyunca, Bozoklar yiğitlikleri ve cesaretleriyle tanınmış bir topluluktur. Bu değerli anlamı taşıyan Bozok ismi, onun mücadeleci ve cesur kişiliğini onurlandırmak amacıyla en iyi şekilde temsil etmesi için verilmiştir. Salih Bozok’un Atatürk’e olan sadakatini ve Kurtuluş Savaşı’ndaki rolünü simgeler. Atatürk, Bozok soyadını verirken Salih Paşanın mücadeleci ve cesur kişiliğine dikkat çekerek savaşta ki yerini kalıcı olarak belli etmek istemiştir.
5. Kazım “Dirik” Soyadı
Kazım Dirik, yaşadığı dönemde Atatürk devrimlerine gönülden bağlı olmuş bir isimdir. Bu devrimlerin halka benimsetilmesi konusunda da zamanında yoğun bir çaba göstermiştir. Kazım Dirik’in bu soyadını alması aslında 21 Haziran 1934 tarihinde kabul edilen Soyadı Kanunu’nun kabulünden öncesine dayanır. Atatürk ile birlikte İzmir’i ziyaret eden İran Şahı Rıza Pehlevi, Kazım Dirik’in hareketlerinde canlılık ve çalışkanlık görür. Bu takdirini Atatürk’e “Sizin Valiniz Dirik Adam” sözleriyle ifade eder. Dirik kelimesinin Azerbaycan ağzında atak, çalışkan, canlı ve heyecanlı anlamına geldiğini söyler. Bunu öğrenen Atatürk, Soyadı Kanunu’nun ilan edilmesinden sonra Dirik soyadını Kazım Bey’e onu onurlandırmak için takdim etmiştir.
6. Ali Fethi “Okyar” Soyadı
Ali Fethi Okyar, Atatürk’ün yakın arkadaşı ve silah arkadaşı olarak Türkiye’nin modernleşme sürecine önemli katkılarda bulunmuş bir isimdir. Atatürk’ün ona Okyar soyadını vermesi, Okyar’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecindeki kritik rolünü ve Atatürk ile olan yakın dostluğunu takdir etmek amacıyla seçilmiştir. Okyar kelimesi, güçlü ve kararlı anlamına gelen “ok” kelimesi ile arkadaş, dost anlamına gelen “yar” kelimesinin birleşiminden oluşur. Bu anlam, onun azimli ve kararlı kişiliğini simgelemektedir. Atatürk, Ali Fethi Okyar’a bu soyadını vererek, ülkenin bağımsızlık mücadelesi sırasındaki rolünü ve bireysel başarılarını onurlandırmak istemiştir. Okyar soyadı, Ali Fethi’nin kararlı duruşunu ve Türk milletine olan hizmetlerini temsil eder. Böylelikle, günümüze kadar Okyar soyadı taşınmış ve bizlere geçmişteki anıları hatırlatmaktadır.
7. Hamdullah Suphi “Tanrıöver” Soyadı
Türk yazar Hamdullah Suphi, şair ve ünlü bir gazetecidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında önemli bir edebi figür olarak tanınmıştır. Çeşitli görevlerde bulunmuş olan Hamdullah Suphi, Türk Ocaklarının kurulmasında ve geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu katkılarıyla Atatürk’ün çevresinde olan tanınan bir isim olmuştur. Tanrıöver kelimesi, Tanrı’ya yakın ve O’nun hizmetinde olan anlamlarına gelmektedir. Atatürk’ün ona verdiği Tanrıöver soyadı, kendisinin entelektüel ve siyasi tecrübelerine atfedilmesi içindir. Ayrıca bu soyadının verilmesi Atatürk’ün reformlarına ve Cumhuriyet’in kuruluşundaki rolünü işaret etmesi yönünden de seçilmiş bir soyadıdır.
8. Mehmet Fuat “Köprülü” Soyadı
Mehmet Fuat Köprülü, Osmanlı tarihi, Türk medeniyeti ve Edebiyat alanlarında pek çok çalışma yapmış bir isimdir. Mehmet Fuat’a verilen “Köprülü” soyadı, onun ailesinin kökenine ve tarihsel önemine dayanmaktadır. Köprülü soyadı verilmesinin asıl sebebi, atalarının ve ailesinin Makedonya’nın Kıpırçova (Köprülü) kasabasında yaşamasından kaynaklıdır. Mehmet Fuat Köprülü’ye bu soyadı verilerek, onun entelektüel ve tarihi araştırmalarına dikkat çekilmek ve ailesinin tarihsel önemine vurgu yapılmak istenmiştir. Mehmet Fuat Köprülü’nün Türkiye tarihçiliğindeki yerini onurlandıran bir seçim olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün çevresindekilere verdiği sayılı soyadları arasındadır.
9. Ali “Kılıç” Soyadı
Ali Kılıç ismi, Mustafa Kemal Atatürk’ün çevresindekilere özenle verdiği soyadları arasındaki önemli figürlerdendir. Askeri olarak kariyer yapmış olan Ali Kılıç, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında üst düzey görevlerde bulunmuş bir isimdir. 1934 yılında Türkiye’ye soyadı sistemi gelmesiyle birlikte Atatürk tarafından Kılıç soyadını almıştır. Atatürk’ün bu soyadı seçimi, Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma ve Türk milletinin geleneklerine dayanan bir isim olmasından dolayıdır. Türk tarihinde önemli bir yeri olan Kılıç ismi, onun savaşçı ruhunu onurlandırmak için seçilerek, mücadeleci ve kararlı bir karakter olduğunu keskin bir şekilde simgelemektedir.
10. Behiç “Erkin” Soyadı
Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın dostlarından biri olan Behiç Erkin’in soyadı da bizzat Atatürk tarafından çevresindekilere verdiği soyadları arasındadır. Behiç Erkin, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde askeri ve diplomatik bir kariyer sürdürmüştür. Milli Mücadele döneminde, askeri ve lojistik işlerinde önemli görevler üstlenmiştir. Türkiye’nin demiryolu ağıyla da ilgili pek çok yenilik getiren bir isimdir. Böylelikle Behiç Erkin’e verilen bu soyadı, onun kişisel özelliklerine ve hizmetlerine ithafendir. Erkin kelimesi, özgür ve bağımsız kişi anlamına gelir. Behiç’in bağımsızlık mücadelesindeki rolünü simgeler. Atatürk tarafından verilen bu soyadı, onun tüm hizmetlerine yönelik güzel bir hatırlatma olarak armağan edilmiştir.