Açlık son zamanlarda yapılan araştırmalar da göz önünde bulundurulduğunda oldukça mühim olan küresel bir sorun haline gelmiştir. Dünyada azımsanmayacak kadar büyük bir çoğunluk, hayatta kalmak için yoksulluk ve açlıkla mücadeleye etmeye çalışırken; diğer bir kısım ise yediği yiyeceklerden ve tükettiği besinlerden ötürü obezite ile boğuşmaktadır. Her geçen gün artan nüfus ve tükenen kaynaklar ile açlık, yoksulluk ve kıtlık problemi büyük bir ivmeye geçmiştir. Kötü ve yetersiz beslenme, beraberinde salgın ölümcül hastalıkları getirmekte, özellikle çocuklar ve gençler hayatını kaybetmektedir. Geçen yıla oranla açlık çeken insan sayısı on milyon artmıştır. İlerleyen yıllarda da bizi büyük bir çıkmaza sokacak sorunların başını “açlık konusu” çekmektedir. Sizler için dünyada açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışan ülkeler listesini hazırladık, iyi okumalar dileriz.
1. Çad
İçeriğimizi derlerken oldukça zorlandığımız bir konu olan dünyada açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışan ülkeler başlığımızı derinlemesine irdeledik ve açılışımızı bu ülkelerin başını çeken Çad ile yapmaya karar verdik. Bir kara ülkesi olan Çad, Orta Afrika’da bulunmaktadır. Ülkenin oldukça geniş bir alanı Sahra Çölü ile kaplıdır. Çad Gölü eskiden ülkenin neredeyse yarısını kaplarken şimdi çok küçülmüştür ve kurumuştur. Ülkede bazı alanlarda tropikal iklim görülürken bazı alanlarda ise çöl iklimi görülmektedir. Bazı madenler ve gölde yetişen balıklar doğal kaynaklar arasında yer almaktadır. Mevsime göre oluşan kuraklıklar, toz rüzgârları ve çekirge istilaları ülkenin boğuştuğu felaketler arasındadır. Çad’da yaklaşık beş milyon altı yüz bin kişi yeteri kadar gıdaya sahip değildir ve terörden kaçan halk, beslenme yetersizliği nedeniyle korkutucu bir açlıkla boğuşmaktadır. Dünyada gelişmemiş ülkeler arasında yer alan Çad, petrol ve madenlerine uygulanan sömürgeden ötürü, açlığın yanı sıra, savaşlar ve çatışmalarla da uğraşmaktadır.
2. Kongo
Açlıkla boğuşan diğer bir ülke yine Afrika kıtasında yer almaktadır. Afrika kıtasının orta bölümünde bulunan ülkenin uzun ismi Kongo Demokratik Cumhuriyeti’dir. Başkenti Kinşasa olan ülkenin, yüzölçümü de epey büyüktür. Dünyadaki en fakir ülkelerin arasında yer alan Kongo, yeterli eğitim, sağlık ve beslenme imkânlarına sahip değildir. Yüzde seksenin altında bir oranla ülke halkı, yoksulluk sınırının altında hayatta kalmaya çalışmaktadır. Ülkedeki en büyük problemden biri temiz su ihtiyacının gerektiği kadar sağlanamamasıdır. Şehirlerde temiz suya ulaşma imkânı daha fazla iken, kırsal yerleşimlerde bu sorunun çözümü oldukça sınırlıdır. Kirli su oranı beraberinde çeşitli hastalıkları da getirmektedir. Sıtma, ishal ve uyku hastalığı çok yaygındır. Kıtlık giderek artan yıllarla beraber, bir yılda neredeyse iki milyon artarak 7,7 milyona kadar çıkmıştır. Özellikle çocuklar her geçen gün açlık yüzünden ölmekte yahut ölümle burun buruna gelmektedir.
3. Sierra Leone
Afrika’nın batı kısmında yer alan ülke, doğal güzellikleriyle öne çıkarken aynı zamanda yaşadığı yoksulluk sıkıntılarıyla da halkını zor durumda bırakmaktadır. Sierra Leone Cumhuriyeti adıyla da bilinen bölge, dünyanın en fakir ülkeleri arasında konumlanmaktadır. Tropikal iklimin hâkim olduğu Sierra Leone, Afrikalı köleler tarafından kurulmuştur. Yaşadığı iç savaşlar nedeniyle, sömürgecilik faaliyetleri yüzünden, zengin madeni kaynaklarına bakılmaksızın oldukça fakirleşmiştir. Yoksulluk sınırının altında yaşamaya çalışan ülke halkı, yıllık gelir olarak ortalama beş yüz dolara sahiptir. Ülkede son yıllarda bol miktarda petrol ve doğal gaz kaynaklarının tespiti de yapılmıştır. Bu Sierra Leonelileri ekonomilerinin düzeleceği konusunda ümitler verse de iç savaşın etkileri ne yazık ki hala ciddi anlamda sürmekte ve siyasi istikrarsızlıklar ülkede baş göstermektedir. Hijyen konusunda da hayli sıkıntı yaşanan ülkede, geçtiğimiz yıllarda dört bin kişi ebola salgını nedeniyle hayatını kaybetmiştir.
4. Madagaskar
Açlıkla boğuşan ülkelerden bir diğeri yine Afrika kıtasına bağlı bir ada ülkesi olan Madagaskar’dır. Bu ülkede de temiz su kaynaklarına ulaşım çok güçtür ve temiz su kaynaklarına ulaşabilen nüfus miktarı da epey azdır. Sağlık hizmetleri genel olarak ilkel şartlarda ve salgın hastalıklar büyük oranda seyretmektedir. Hepatit, sıtma, ishal ve kuduz sürekli görülen hastalıklardandır ve ölümlere yol açmaktadır. Ülke genelinde tarımsal ürünler üretilmekte bunların başlarını kakao, şeker kamışı, fasulye ve vanilya çekmektedir. Madagaskar’da en son ölçülen verilere göre bir buçuk milyon insan açlıkla boğuşmaktadır. İklim dengesizlikleri yüzünden yağış almamakta ve bölge insanları kuraklığa maruz kalmaktadır. Aç insanların ciddi bir gıda takviyesine ihtiyaçları vardır ve acil yardım toplanması gerekmektedir. Bölge insanları çocuklarına kaktüsten başka bir yiyecek veremediklerini belirtirken, genç nüfusun ise günden güne acımasız bir şekilde beslenme ve sağlık sorunlarından ötürü yitip gittiği görülmektedir.
5. Afganistan
Küresel ısınmanın artması ve bilinçsizlik, dünyanın her yerinde telafisi olmayan sorunlara yol açmaktadır. Son zamanlarda, Afganistan içinde yaşadığı en kurak dönem süreciyle başa çıkmak konusunda epey güçlük çekmektedir. Bir yandan savaşın hâkim olduğu coğrafyada, bir yandan da kuraklık pek çok can almaktadır. Bu durumda çaresiz ailelere neredeyse hiç seçenek kalmamakta ve aileler acı gerçeğe tahammül etmek zorunda bırakılmaktadırlar. Önlerindeki seçeneklerden biri çocuklarının kendi gözlerinin önünde ölmesini beklemek ya da bir diğer seçenek olarak onları başka ailelere “satmak” zorunda kalmalarıdır. Çoğu aile hem kendilerinin hem de yavrularının yaşama tutunabilmesi için çocuklarını satmakta ve aldıkları parayla kendi geçimlerini idame ettirmeye çalışmaktadır. Çeşitli kurumların verilerine bakıldığında en gerçek sahneler zihnimize kazınmaktadır. Neredeyse altı yüz bin civarındaki küçük çocuk, açlık nedeniyle ölümle karşı karşıyadır. Yetersiz beslenmeye maruz kalan çocuklar hayatta kalsalar dahi, pek çok sağlık sorunu ile mücadele etmeye çalışmaktadır.
6. Yemen
Zor bir coğrafyada bulunan Yemen, Orta Doğu’da yer almaktadır. Ekonomik faaliyetlerinin başında hayvancılık ve tarım gelmektedir. Nüfusun büyük çoğunluğu tarım alanında çalışmaktadır. Petrol ve doğal gaz gibi yer altı kaynaklarına da sahiptir. Ancak haber başlıklarında sürekli açlık, yoksulluk, savaş ve ölüm haberleriyle yer almaktadır. Savaş nedeniyle seksen beş bin çocuk açlık nedeniyle ölmüş ve on dört milyon Yemenli ise açlık ile yüz yüze gelmiştir. Asgari beslenme ve sağlık koşullarının dahi sağlanamadığı ülkede, yirmi iki milyon kişi kurum ve kuruluşlardan gelecek insani yardımları beklemektedir. Her daim süren çatışmalar yüzünden eğitim ve sağlık imkânları durma noktasına gelmekte ve nüfusun yoksulluğu nedeniyle ülke halkı hiçbir şekilde bu hizmetlerden faydalanamamaktadır. Yetersiz beslenmenin neden olduğu problemler giderek artmakta ve ölümlere zemin hazırlamaktadır. Aileler ise yalnızca çocuklarının günden güne eriyip bittiğini görmekte, lakin çaresizce bu durumu izlemekle yetinmektedir.
7. Güney Sudan
Açlık ve yoksulluk deyince aklımıza gelen ilk bölge maalesef ki Afrika olmaktadır. Yine bir Orta Afrika ülkesi olan Güney Sudan’da halk yaşamak için coğrafi etmenlerin yanı sıra kıtlıkla da mücadele etmektedir. Sudan’dan dini ve etnik sorunlar nedeniyle ayrılan ülke, dokuz yıl önce kendi bağımsızlığını konumlandırmıştır. Yapılan araştırma verilerine bakıldığında son rakamlarla beraber Güney Sudan’da yedi milyon kişinin açlık sınırının altında olduğu görülmektedir. İleriki yıllarda da akut açlık problemlerinin yaşanmasının oldukça yüksek olduğu ülkede, farklı sivil toplum örgütleri ve uluslararası örgütler tarafından gıda sevkiyatı yapıldığı bilinmektedir. Farklı bölgelerde yoksulluk sınırının altında kalınmasının yanı sıra, özellikle Yukarı Nil kısmında konumlanan yirmi bin kişinin ise açlıkla yüz yüze olduğu söylenmektedir. Savaştan harap bir şekilde kalan tarlalar ve doğal alanlar işlenemeyecek durumda olduğu için, ürün ekilememekte ve yeterli besine ulaşılamamaktadır. Güney Sudan da yardıma ihtiyacı olan ülkelerin başında gelmektedir.
8. Liberya
Dünyada açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışan ülkeler listemizin sekizinci sırasında adı çoğunlukla Libya ile karıştırılan ülke Liberya yer almaktadır. Uzun adı ile Liberya Cumhuriyeti; Afrika’nın batı kıyılarında konumlanmakta ve Fildişi Sahiline ise kıyısı bulunmaktadır. Liberya ismi “özgürlerin toprağı” manasına gelmesinin yanı sıra, önceden kölelik yapan Afro-Amerikalılar tarafından kurulmuştur. Ekonomisin esas kaynağını diğer yoksullukla boğuşan ülkelerde olduğu gibi tarım oluşturmaktadır. Ekonomisine son yıllarda hafif bir ivme kazandıran demir cevheri ihracatı gelişmekte olsa da yabancı sermayelerin sonucunda bu hız yine bir yavaşlama dönemine girmiştir. Yaklaşık bir milyon insanın açlık sorunuyla boğuşmakta olduğu bilinmektedir. Ülke nüfusunu düşünecek olursak, bu rakam her beş kişiden birinin yoksulluk ve açlık sorunuyla baş etmek zorunda kaldığını göstermektedir. Çok ciddi bir problem teşkil eden açlık sorunu, insan haklarının ilkini kapsayan yaşama hakkını, başta çocuklar olmak üzere tüm insanların elinden almaktadır.
9. Burundi
Denize kıyısı olmayan ve Afrika’nın orta bölümünde yer alan Burundi, diğer Afrika ülkelerine kıyasla temiz su kaynaklarına daha basit ulaşabilmektedir. Suyun temiz bulunması ve kullanılması sağlık hizmetlerinin de aynı şekilde ilerlediğini göstermemektedir. Salgınlarla birlikte ülke halkının savaş verdiği en büyük hastalıkların başını sıtma, humma, hepatit ve tifo çekmektedir. Özellikle çocuklarda çok sık kuduza rastlanmaktadır. Ekonomik olarak çöküntünün içine doğru giden ülke de ise temel gıdaların fiyatları absürt bir şekilde artışa geçmektedir. Açlık sorunu yüzünden pek çok Burundili farklı ülkelere göç etmek zorunda kalmıştır. Bazı aileler ise Tanzanya ve Ruanda sınırlarını geçerek, buralara sığınmaktadır. Zamanında kendi de pek çok iç savaş yaşamış olan Ruanda, son verilere göre açlıktan kaçarak ülkeye sığınan yedi yüz binden fazla kişiye ev sahipliği yapmaktadır. Burundi’de ara ara hala sürmekte olan siyasal krizler, yüz binlerce kişiyi sığınmacı konumuna getirmiş ve açlıkla yüz yüze bırakmıştır.
10. Myanmar
Myanmar Birliği Cumhuriyeti ya da Burma adıyla literatürde yer alan ülke, doğal kaynaklar bakımından zengin olmasının yanı sıra şiddet olayları nedeniyle de hafızalarda yerini almaktadır. Özellikle çatışmaların en yoğun olduğu bölge olan Arakan’da 2013’den itibaren süregelen şiddetli bir iç savaş görünmektedir. Halkın büyük bir kesimi, özellikle Müslüman’ların yoğun olduğu bir kitle, ülkeden göç etmek zorunda kalmıştır. Çoğu Bangladeş’te yer alan bir toplama kampına yerleşmiş kimi de yakın ülkelere göç etmiştir. Savaşın acımasız koşulları nedeniyle ciddi boyutlara tırmanan yoksulluk ve açlık krizi pek çok insanın ölümüne de yol açmıştır. Hem güvenlikleri hem de temel yaşam faaliyetleri sınırlandırılan insanlar dünyanın farklı bölgelerinden yardım beklemektedirler. Özellikle toplama kamplarında maruz kalınan Muson Yağmurları nedeniyle baraka şeklinde kurulan evlerin çoğu heyelanla yok olmakta ve yemek sıkıntısı yüzünden ölenlerin yanına bir de doğal aksaklıklar nedeniyle hayatını kaybedenler eklenmektedir.