Cristopher Nolan daha 8 yaşındayken babasının kamerasıyla soyut bir film çekmiştir. Film hayatına ilgisi küçük yaşlarda başlayan Nolan üniversitede İngiliz edebiyatı okurken de kısa filmler çekmiştir. Kardeşi Jonathan ile küçük yaşta senaryolar yazmaya başlayan yönetmenin çoğu filminde kardeşinin de yardımı vardır. Londra’daki evine giren hırsızdan ilham alarak ilk filmini yazar ve bunu birlikte birçok film takip eder. Senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı filmlerle de birlikte yapıtları birçok ödül almıştır. Aynı zamanda yapımcı, görüntü yönetmeni ve editör de olan Nolan dönemine kadarki yönetmenler arasında en yüksek hasılat yapan yönetmenler arasındadır. Cristopher Nolan’ın büyük ilgi gören filmleri ile 21. yüzyılın en iyi film yapımcıları arasında yerini alması onu dokunduğunu başyapıta çeviren biri konumuna getirmiştir.
1. Yıldızlararası/Interstellar
Film birçok ödül almıştır. Sıra dışı bilim kurgu senaryosu ile en çok izlenen filmler arasındadır. Teknik bilgi ve becerisi üst seviyede olan Cooper, çiftçilik yaparak ailesi ile geçinmektedir. Onlarla yaşayan vefat etmiş annelerinin babası Donald bir kız ve bir erkek olan torunlarıyla ilgilenmektedir. Kız çocuk olan Murph üstün zekaya sahiptir ve odasında bir hayalet olduğuna inanmaktadır. Cooper’a geçmişte çalıştığı NASA’dan insanların geleceği için önemli olan bir görev teklif edilir. Dünyanın geleceği adına teklifi kabul etmek zorunda kalan Cooper, uzun yıllar boyunca uzayda kalır. Bu görev sırasında girdiği kara delikte zaman kavramının dünyadan çok farklı olduğunu fark eder ve bunu bir şekilde kızına anlatmaya çalışır. Murph’nin çocukken hayalet diye düşündüğü aslında uzaydaki babasından başkası değildir.
2. Başlangıç/Inception
Başrolde oynayan Leonardo DiCaprio filmde Dom Cobb karakterini canlandırmaktadır. Dom Cobb filmde çok yetenekli bir hırsızdır ama alışılmış hırsızlık yöntemlerinden farklı bir yol izlemektedir. İnsanların rüya görme anında bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarır ve onları çalar. Bu olağanüstü yeteneği uluslararası kaçak olmasına sebep olmuş ve sevdiği tüm şeylerden vazgeçmek zorunda kalmıştır. Bu durumdan kurtulması için Cobb’a fırsat olarak bir görev verilir. Bu görev daha önce yaptıklarının aksine bir fikri çalmak değil, rüya anında insan zihnine bir fikri yerleştirmek olacaktır. Filmi ilginç kılan yönlerden biri de bu görev sırasında rüyadaki mekanları tasarlaması için Cobb’un mimarlık öğrencisi Ariadne ile anlaşmasıdır. Ariadne’ın zihninde yaptığı mekan tasarımı o an inşa olup üç boyutlu hale gelmektedir. Zihnin sınırlarını zorlayan film son yılların en iyi filmi olarak görülür.
3. Batman Başlıyor/Batman Begins
Christian Bale’in canlandırdığı, Bruce Wayne adındaki bir çocuk küçükken bir yarasa mağarasına düşer ve bu olay onda travmatik bir durum oluşturur. Şehrin mafyaları tarafından öldürülen annesi ve babasından sonra şirketle birlikte tüm miras Wayne’a kalır ama o yaşadığı zorluklar sonucunda serveti geride bırakıp kötülükleri öğrenmek ve sorgulamak için dünyayı dolaşmaya başlar. Bu sırada haksız yere hapishaneye atılır ve burada hayatını değiştirecek bir insanla tanışır. Bundan sonraki amacı daha önce ailesi ile birlikte yaşadığı şehir olan Gotham’a adalet getirmek olur. Şehrine döndükten sonra evine ve şirkete gider bunun yanında da çocukken düştüğü yarasa mağarasında kendisine özel bir alan dizayn eder. Giydiği Batman kostümü ile şehirde yaşanan kötülüklere karşı durur. Gotham şehri için girdiği mücadeleler sonucu şehirde kahraman olarak anılır.
4. Evrim/Transcendence
Johnny Depp’in başrolde canlandırdığı Dr. Will Caster insandan daha üstün bilince sahip olan bir süper bilgisayar yapmak için çalışmalar yapar. Teknoloji karşıtı birtakım radikal grubun saldırısı sonucu hayatını kaybeder. Bu projede kendisiyle birlikte çalışan ve aynı zamanda bilim insanı olan eşi Evelyn, ölen kocasının beynini bir süper bilgisayara aktarır. Bedenen ölen Caster artık zihnen bir bilgisayarda yaşamaktadır. Caster’ın bilgisayardaki hali internet aracılığıyla, yaklaşmakta olan bir terör için dünyayı uyarır. Başlangıçta Caster’ı bilgisayarda yaşatma fikri Eveleyn’e muhteşem görünse de zamanla bilgisayardaki Caster’ın gerçek Caster’dan farklı tehlikeli bir hale dönüştüğünü düşünür ve bu duruma son vermeye karar verir. Filmin sonunda aslında Dr. Will Caster’ın tehlikeli bir hale bürünmediği ve hala dünyaya yardım etme amacında olduğu anlaşılır.
5. Prestij/The Prestige
Film Christopher Priest’in Prestij adlı romanından sinemaya uyarlanmıştır. Filmde iki sahne sihirbazı arasında geçen rekabet anlatılır. Robert Angier ve eşi bir sihirbazın yanında asistandır. Bir gösteri sırasında eşi Julia ölünce Robert bu ölümden yanlarında çalıştıkları sihirbazı suçlar ve intikam almak için planlar yapar. Onun yanından ayrılarak tek başına sihirbazlığa başlar ve zamanla profesyonel hale gelir. Daha sonra birbirine karşı hırs yapan iki sihirbaz birbirlerinin meslek sırlarını açığa çıkarmak için rekabet ederler. Londra’da iki ünlü sihirbaz haline gelen ikili birbirlerinin gösterilerini sabote etmek için çabalarlar. Ömür boyumca devam edecek olan bu rekabet tehlikeli bir hal almaya başlar. En iyi filmleri ile ün kazanan Cristopher Nolan’ın bu filmi dokunduğunu başyapıta çeviren örneklerinden biridir.
6. Akıl Defteri/Memento
Uluslararası festivallerden 54 ödül alan ve iki Oscar adaylığı olan film bir gerilim filmidir. Guy Pearce’in canlandırdığı Leonard Shelby karısına tecavüz edip öldüren adamları bulup intikam almak ister. Shelby pahalı elbiseler giyerek, son model bir araba kullanarak saygın bir iş adamı izlenimi oluşturur. Asıl amacı intikam almak olan Leonard Shelby bu sırada ucuz otellerde kalır ve tamamen nakit para kullanır. Şüphelerini polis dikkate almayınca kendi adaletini kendisi sağlamak ister ancak bir sorun vardır. Leonard Shelby 15 dakikalık hafıza kayıpları yaşamaktadır. Bu da edindiği bilgileri hatırlamamasına sebep olduğu için buna çözüm olarak her ulaştığı bilginin fotoğrafını çekip belirli bir yerde toplamaya başlar. Bu sırada tanıştığı bir kadına da durumu anlatınca kadın kendisine yardım etmeye söz verir.
7. Uykusuzluk/Insomnia
Al Pacino’nun oynadığı karakter Dedektif Will Dormer, Los Angeles’ta görev yapan bir dedektiftir. Genç bir kızın ölümünü araştırmak için görevlendirilen dedektif ortağıyla birlikte Alaska’nın küçük bir balıkçı kasabası olan Nightmute’a gönderilir. Los Angeles’ta polis departmanında çalıştığı için Alaska’da gittiği kasabanın da yerel polisleri ile birlikte hareket eder. Araştırmaları sonucunda Walter Finch adında bir yazardan şüphelenip yazarın peşine düşerler. Sisler arasındaki bir karşılaşmada Will Dormer yanlışlıkla ortağını öldürür ve olaya şahit olan Finch kaçar. Olayı gizleyen Dormer yanına yeni bir yardımcı alarak intikam ve adalet peşine düşer. Alaska’nın zorlu koşullarına uyum sağlamaya çalışan Dormer bir yandan da uykusuzluk problemi çekmektedir.
8. Kara Şovalye/Dark Knight
Filmde Batman suça karşı mücadelesinde daha fazla çaba harcamaktadır. Batman, Teğmen Gordon ve Savcı Harvey Dent bir araya gelerek Gotham Sokakları’nda huzuru sağlasa da Joker’in ortaya çıkması ile işler yeniden tersine döner. Joker, şehri kaosa sürükleyerek halk için büyük bir tehdit haline gelir. Joker’in inanılmaz zekası sonucu planladığı tuzaklar ile baş etmek kolay olmayacaktır. Bir yandan şehri eski huzuruna kavuşturmaya çalışan Batman bir yandan da kendi varlığının şehre zarar vermeye başladığını düşünür. Batman, kendisinin aslında suçluların sayısını azaltıyor mu yoksa çoğaltıyor mu sorularına cevap bulmaya çalışır. Sürükleyiciliği ile aksiyon filmlerinin en iyi filmleri arasında olan Kara Şovalye’ye Cristopher Nolan’ın senaryoyu başyapıta çeviren yeteneği ile dokunduğunu gösterir.
9. Dunkirk/Dunkerque
Film en iyi savaş filmleri arasına girmiştir. Senaryoda, 2.Dünya Savaşı’nın kaderini belirleyen Dunkerque Tahliyesi anlatılır. Film, Fransa’ya yardım etmeye çalışan İngiliz ve müttefik askerlerinin Nazi Almanya’sı ordusu tarafından sıkıştırılması ile başlar. Bu birlikleri yok etmek isteyen Nazi Almanya’sına karşı girilen mücadelenin kolay olmayacağını ve askerlerin çaresizliğini gören İngiltere başkanı karadan, havadan ve denizden tahliye operasyonu emrini verir. Başrolde, burada mahsur kalan İngiliz askerlerini küçük teknesiyle Manş Denizi’nden İngiltere’ye taşımaya çalışan sivil bir İngiliz olan Mark Rylance oynamaktadır.
10. Takip/Following
Christopher Nolan evine giren hırsızdan ilham alarak senaryoyu yazmıştır. Nolan’ın ilk yönetmenlik denemesi olan film sınırlı imkanlar çerçevesinde çekilmiştir. Londra’da işsiz bir yazar olan Bill yeni romanına ilham bulmak için insanları takip edip kendisine esin kaynağı aramaktadır. Bir gün siyah takım elbiseli, şık giyimli bir adam görür ve başka insanları takip etmeyi bırakarak bu adamın peşine düşer. Takip edildiğini fark eden adam Bill’in karşısına çıkar ve kendisini Cobb diye tanıtır. Cobb profesyonel bir hırsızdır. Cobb’un bu işi nasıl yaptığını ve yaşam tarzını öğrenince Bill, Cobb’un da davetiyle ona eşlik etmeye başlar. Yazar Bill, saçı ve kıyafetleri ile tarzını değiştirerek kendisini bu karanlık dünyanın içine bırakır.
