Her hizmet alanında olduğu gibi psikolojik hizmet alanında da bazı ilkelere ve kurallara bağlı kalınmalıdır. Bu kurallar, hem hizmet veren kişiyi hem de hizmet alan kişiyi çıkabilecek bazı olumsuz durumlardan korumayı amaçlar. Aynı zamanda hizmet alan kişinin maksimum verimle hizmetten yararlanmasını sağlar. Bu etik kurallar bir psikoloğun mutlaka dikkat etmesi ve uyması gereken ilkeleri kapsar. Biz de etik kurallar başta olmak üzere bir psikoloğun mutlaka uyması gereken ilkeleri sizler için derledik. Buyurun başlayalım!
1. Gizlilik ve Mahremiyet
Bir psikoloğun mutlaka uyması gereken etik kurallar listemizin ilk kurallarından biri olan gizlilik ve mahremiyet ilkesi belki de psikologlar için en önemli etik kurallardan biridir. Psikolog, görüşme süresi boyunca edindiği danışan bilgilerini gizli tutmakla yükümlüdür. Ortada herhangi bir suç işleme eylemi bulunmadıkça tüm bilgiler danışan ve psikolog arasında kalır. Danışan bilgilerinin yer aldığı tüm belgeler, ses kayıtları veya yazı metinleri psikolog tarafından saklanmalıdır. Psikolog danışma hizmeti alacak olursanız bu kurala çok dikkat etmelisiniz. Çoğu psikolog hizmet sırasında görüntü veya ses kaydı almaktadır. Bu kayıtlar daha sonraki randevularınızda uzman ve sizin için kolaylık sağlar. Ancak unutmayın ki, psikolog herhangi bir kayıt almadan önce sizin onayınızı almalıdır.
2. Ayrımcılık Yapmama
Psikolog din, yaş, ırk, cinsiyet, sosyoekonomik düzey veya cinsel yönelim gibi unsurların farklılığı durumunda danışanı yargılamamalı, danışana her konuda saygı göstermelidir. Aslında toplum içerisinde her insanın uygulaması gereken bu ilke, psikologlar için kesinlikle uyulması gereken bir etik kuralıdır. Bunun nedenine gelecek olursak, psikolog danışana onu diğer kişilerden ayırdığını ufak da olsa hissettirirse, danışan görüşme sırasında kendini rahatça ifade edemeyecektir. Ve dolayısıyla görüşmeden tam verim alamayacaktır. Danışanın maruz kaldığı bu ayrımcılık çok daha büyük sorunlara da yol açabilir. Örneğin ayrımcılığa maruz kalan kişi kendini toplumdan dışlanmış hissedecek, toplumda kutuplaşma artacaktır.
3. Yetkinlik ve Yeterlilik
Bir psikolog, kendine psikoloji alanında her zaman bir şeyler katmaya istekli olmalıdır. Psikologlar yetkinlik ve yeterlilik konusunda kendine güvenmelidir. Psikoloğun bu yetkinlik ve yeterliliğini gören danışanın da psikoloğa güvenmesi kolaylaşacaktır. Hepimizin bildiği gibi psikoloji hizmetinde karşılıklı iletişim çok önemlidir. Uzman, alanında kendini yetkin ve yeterli hissetmezse danışanıyla kurduğu iletişim de bundan etkilenecektir. Bir psikolog, gördüğü lisans eğitimi ile sınırlı kalmamalıdır. Çünkü zamanla her bilim dalı gibi psikoloji de gelişim göstermektedir. Psikolog bu gelişmeleri takip edemez ve kendini sürekli tekrar ederse karşı tarafa yeterince faydalı olamaz. Bu da başka bir kuralı da ihlal ettiği anlamına gelir.
4. Dürüstlük
Dürüstlük kuralı, terapi hizmetinin olmazsa olmazlarından biridir. Psikolog, danışana karşı her konuda dürüst davranmalıdır. Örneğin psikolog danışana kendini tanıtırken yanlış bilgiler kullanmamalı, danışanın aklında soru işaretleri bırakmamalıdır. Psikoloğun herhangi bir konuda bilgilendirme yaparken danışana karşı tamamen açık olması çok önemlidir. Dürüstlük, güven duygusunun yapı taşlarından biridir. Hangi hizmeti alırsanız alın, ortada bir güven duygusu eksikliği varsa aldığınız hizmetten memnun kalmanız pek de mümkün değildir. Dolayısıyla yardım alacağınız psikoloğun dürüstlük ilkesine bağlı kalmasına dikkat etmelisiniz.
5. İnsan Haklarına Saygı
Her birey için olmazsa olmaz olan bu kural, psikologlar için apayrı bir önem arz etmektedir. Çünkü her bireyin bu ilkeye sadık olmasında psikoloji alanının rolü oldukça büyüktür. Psikoloji alanında uzman kişiler, toplumda saygı ve huzur ortamını oluşturmayı kendilerine borç bilmelidir. Her birey toplumun bir parçasıdır ve toplumda huzur ortamını sağlamak için öncelikle parçaları yani bireyleri bu konuda hazırlamak gerekir. Bir psikolog, karşısındaki danışanının insan haklarına zarar verecek her davranıştan kaçınmalıdır. Danışanın suç işlemesi durumu dışında her konuda danışana saygı göstermeli, onu yargılamamalıdır. Sağlıklı bir psikoloji yardımı ancak bu şekilde gerçekleşebilir.
6. Suça Tanık Durumu
İlk maddede bahsettiğimiz gizlilik ve mahremiyet kuralının istisnai durumları vardır. Örneğin bir psikolog, danışanının suç teşkil eden herhangi bir olayına tanık olursa veya danışanından bunu duyarsa bu durum ayrı bir çerçevede değerlenir. Böyle bir durumda psikoloğun bu bilgileri rapor olarak bildirmesi zorunludur. Ne yazık ki bu kural psikologlar tarafından en çok ihmal edilen maddelerden biridir. Uzman, bu durumda gizlilik ve mahremiyet ilkesini göz ardı etmelidir. Çünkü ortada işlenen herhangi bir suç varsa durum gizlilik ve mahremiyet ilkesi çerçevesinde değerlendirilmez.
7. Çıkar Çatışması Hali
Bir psikolog danışanı ile görüşme sırasında iken herhangi bir çıkar çatışması ortaya çıkarsa olabildiğince tarafsız kalmalıdır. Çıkar çatışması yaşayan kişiler arasında herhangi bir taraf tutmamalıdır. Ancak, psikolog yasal kurumların karşısında kendini savunması gerektiğinde de sonuna kadar savunmalıdır. Bir psikoloğun her konuda olabildiğince tarafsız kalması çok önemlidir. Fakat çıkar çatışması halinde tarafsızlık zorunlu hale gelir. Bu tarafsızlık, psikoloğun çıkar çatışmasına dahil olmasını engelleyecektir. Dolayısıyla psikolog bu durumda zarar görmeyecek, danışana yeterince faydalı olabilecektir. Gördüğünüz gibi psikoloji hizmetindeki bu olmazsa olmaz kurallar hem danışanı hem de uzmanı korumayı amaçlar.
8. Yetki ve İmza
Bir psikolog, ne olursa olsun yetkisini ve imzasını herhangi bir kişiye devretmemeli ve kiralamamalıdır. Çünkü her uzman kendi bilgi birikimi ve tecrübeleriyle ayrı değerlendirilir. Ne yazık ki ülkemizde bazen böyle olaylara rastlanmaktadır. Bu bir yasa ihlalidir ve oldukça ciddi bir olaydır. Çünkü bu durum yetkinin kötüye kullanmasına sebebiyet verebilir ve çoğu kişi zarar görebilir. Her psikolog meslek yetkisini kendi kullanmalı, danışanlarına yalnızca kendisi hizmet etmelidir. Hatta bu kural sadece psikologlar için değil her profesyonel için geçerlidir. Hangi meslek grubuna dahil olursanız olun yetkinizin başkaları tarafından kullanılmasına izin vermeyin.
9. Yararlı Olmak ve Zarar Vermemek
Her meslekte olduğu gibi psikoloji danışmanlık hizmeti alanında da ilk kural hizmetten yararlanan kişiye maksimum fayda sağlamaktır. Uzmanlığı kötüye kullanma ve danışana zarar verme gibi olumsuzluklar psikoloji alanına tamamen zıt bir durumdur. Psikolog, danışanının bu anlamda güvenini sağlam bir şekilde kazanmış olmalıdır. Danışan, zarar gördüğünü veya göreceğini hissettiği hiçbir durumda rahat davranamaz ve kendini ifade edemez. Dolayısıyla almış olduğu hizmet amacına ulaşamaz. Bir psikoloğun ilk dikkat edeceği ilkelerden biri de bu olmalıdır.
10. Üstünlük İlkesi
Hiçbir psikolog, kendi mesleki becerisini veya kişisel özelliklerini danışanından üstün görerek durumu kötüye kullanmamalıdır. Üstünlük sağlamaya çalışarak danışandan faydalanmak veya danışanı istismar etmek psikoloji alanında asla kabul edilmeyen bir durumdur. Tedavi hiçbir şekilde amacına ulaşmayacak, hatta danışan fazlasıyla zarar görecektir. Aslında gördüğümüz gibi çoğu ilke birbiri ile ilişki içerisindedir. Bir kuralın ihlal edilmesi, birçok kural ihlalini de beraberinde getirecektir. Kanunlar önünde her birey eşit kabul edilmelidir ve bu eşitlik sosyal yaşamda da korunmalıdır. Hiçbir meslek sahibi kendini diğer kişilerden üstün saymamalıdır.