1. Anasayfa
  2. Edebiyat

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları


0

1952 yılında İstanbul’da dünyaya gelen postmodern edebiyatın en önemli temsilcilerinden Orhan Pamuk, edebiyat ile ilk karşılaşmasını babasının kütüphanesinde yaşamıştır. “Bir türlü mutlu olamadığım için yazıyorum.” diyen Orhan Pamuk, bir yazarın edebi gücü samimiyetinden gelir anlayışıyla “Bir Türk romanı var mıdır?” sorusunun cevabını vermiştir. Eserlerini yazarken derin araştırmalar yapan yazar, kurguda oldukça güçlü eserleri edebiyatımıza kazandırmıştır. Romanlarında gerçekçi ve geleneksel yaklaşımdan beslenerek postmodern anlayışla birlikte bütün romanlarında farklı biçimler denemek istemiştir. Biz de bu içeriğimizde sizlere Nobel edebiyat ödülü alan Orhan Pamuk’un kitapları hakkında bilgiler verdik. Keyifli okumalar!

1. Cevdet Bey ve Oğulları

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Orhan Pamuk ilk romanında, Türkiye’nin burjuva ailelerinden birisinin üç kuşak toplumsal değişimini ve öyküsünü anlatmıştır. Yirmi altı yaşında eserini bitirip Karanlık ve Işık adıyla yayımlatmak istemiştir. 1905 yılından 1970’li yıllara kadar uzun bir zaman dilimini kapsayan roman, gerçekçi ve güçlü betimlemeleriyle bir aile romanı özelliğini taşırken bir toplumun da analizini ortaya koymaktadır. Kronolojik zaman mantığı ile yazılan bu romanın içerisinde İstanbul’un dünü bugünü anlatılırken toplumsal sorunlara değinilmiş, Meşrutiyet yıllarından Osmanlı Devleti’nin yıkılış süreci ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılan inkılaplara da vurgu yapılmıştır. Yeni kurulan düzene uyum sağlamaya çalışan tüccar Cevdet Bey, politikadan uzak durmaya çalışmış, hem eşinin soylu aile yaşamını hem kendi yaşam tarzını birleştirerek geleneksel aile yapısı ortaya koymuştur. Cevdet Bey öldükten sonra gelen yeni nesiller arasındaki görüş ayrılıkları da romanın genel bütünlüğüne yansımıştır.

2. Sessiz Ev

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

İkinci romanı Sessiz Ev, siyasal politik olayların gerçekçi bir şekilde anlatıldığı roman olarak karşımıza çıkmaktadır. Rutin bir babaanne ziyareti ile başlayan eserin içerisinde roman kahramanları kendi dünyalarıyla ilgilenmiş, karşıt görüşlü aile bireylerinin aynı evin içerisindeki durumları anlatılmıştır. Bir kuşak çatışmasının anlatıldığı roman, 1970’li 80’li yıllarda Türkiye’deki sağ sol olaylarından dolayı giderek sessizleşen bir ülkenin panoramasına benzemektedir. Tarihe meraklı ve içkiye çok düşkün Faruk Bey, sol düşünceye sahip Nilgün ve zenginlik hayalleri kuran Metin romanın ana kahramanlarıdır. Romanın yan karakterlerinden Hasan ise sağ görüşlü bir kişidir ve Nilgün’den hoşlanmaktadır. Romanda birbirine zıt karakterler kendi dünyalarında yaşamalarına rağmen bir şekilde iletişim kurmak zorunda kalırlar. Çoksesliliğin farklı görüşlerde hayat bulduğu Sessiz Ev, 1983’te yayımlanmış bir eserdir.

3. Beyaz Kale

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Beyaz Kale tarihi gerçekliğin yanında kurgunun daha ön planda olduğu bir kitaptır. İlk baskısı 1985 yılında yapılmıştır. Efendi ve köle çatışmalarının görüldüğü bu eser, IV. Mehmet dönemine denk gelmektedir. 17. yüzyılda Türk korsanlar tarafından tutsak edilen bir Venedikli İstanbul’a getirilir ve bir Türk tarafından satın alınır. Bu köle, fizik, resim, astronomi gibi alanlarda bilgili bir kişidir ve köle olarak satıldığı kişiye Batı bilimlerini öğretmeye çalışır. Bir masanın iki ucuna oturan sahibi ve Venedikli köle sohbet ederken Doğu ile Batı arasındaki benzerlikler ve farklılıklar masaya yatırılır. Bir dönem romanı olarak karşımıza çıkan Beyaz Kale, Akdeniz’de başlayıp İstanbul’da devam etmektedir. Diyalog ve iç monolog tekniğinin bolca kullanıldığı bir eserdir. Kimlik arayışına giren köle ve hocası, roman boyunca konuşmacı ve anlatıcı olarak karşımıza çıkar.

4. Kara Kitap

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Nobel edebiyat ödülü alan Orhan Pamuk’un Kara Kitap adlı eseri, kitapları arasındaki en sıra dışı eserlerden birisidir. İstanbul’da avukatlık yapan Galip, bir sabah uyanınca eşi Rüya tarafından yazılan 19 kelimelik bir veda mektubu bulur ve bu gizemli kayboluşun peşine düşer. Galip, o sıralarda kayıp olan Celal’den şüphelenerek Rüya’nın Celal ile kaçmış olabileceğini düşünür. İstanbul şehrinde dolaşıp ipuçları arayan Galip, Celal’in yazılarını okumaya başlar; onun gizli olan evini bulur ve oraya yerleşir. Galip, artık Celal gibi yaşamaya çalışır, onun gibi düşünür hatta onun gibi yazılar yazmaya başlar. Polisiye romanlarının aksine daha derinlere inmeyi amaçlayan bu eserde Galip, zamanla olmak istediği kişi olan gazeteci Celal’in kimliğine bürünmektedir. 2021 yılında NASA uzay aracı olan Lucy tarafından önemli düşünür ve yazarların sözlerinin olduğu bir plaka uzaya yerleştirilirken Kara Kitap içerisindeki bazı cümleler de o plakada yer almıştır. Eser, Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk, Mevlana’nın Mesnevi, Gülşehri’nin Mantıku’t-Tayr gibi eserlerden ilham almaktadır.

5. Yeni Hayat

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Yeni Hayat romanı, sihirli bir cümle ile başlar: “Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Eserde yirmi iki yaşlarında mühendislik okuyan bir öğrenci olan Osman, okuduğu kitabın etkisiyle arayışa yönelir. İstanbul’da başlayan roman, mekân olarak Anadolu’yu da seyahatlerle karşımıza çıkartmaktadır. Osman, âşık olduğu Canan’ın ortadan kaybolması ile bir meçhule doğru yolculuğa çıkarak ruhsal bir arayışın peşine düşmektedir. Canan ise kitabı ona verip ortadan kaybolan Mehmet’i aramaktadır. Otobüs yolculuklarıyla adını hiç bilmediği kasabalara giden Osman, bu arayışlardan birisinde Canan ile karşılaşmış, ikili birlikte Mehmet’i aramaya başlamıştır. Yeni Hayat’ta Osman’ın sevgisini, nefretini ve öfkeyle karışık duygu değişimlerini efsunlu bir maceranın içerisinde anlatmıştır. Şiirsel bir üslubun hâkim olduğu bu eser çağdaş dünya edebiyatının en özgün eserlerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

6. Benim Adım Kırmızı

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Postmodern bir roman olan Benim Adım Kırmızı, konusunu Osmanlı’da yaşanan bir cinayetten almaktadır. Orhan Pamuk’un “En renkli ve en iyimser romanım” dediği bu eserde, nakkaşlar arasında işlenen bir cinayet anlatılırken Doğu – Batı medeniyetlerini de resim sanatın üzerinden karşılaştıran bir romandır. Sevdiği kadın Şeküre’ye kavuşamayınca şehri terk eden Kara, 12 yıl sonra İstanbul’a tekrar gelir. Şeküre’nin ise evlendiği eşi İran savaşına katılmıştır ve geri dönmemiştir. İkilinin arasında tekrar aşk başlasa da ortada bir cinayet vardır ve Kara’nın bu cinayeti çözmesi gerekmektedir. Pamuk, tarihe ilgisi olan bir yazardır ancak bu romandaki tarih, kurgu süzgecinden geçerek yazarın zihninde değişimlere uğramıştır. Romanı ilginç kılan bir başka durum ise bitkilerin, eşyaların ve ölülerin kendi ağızlarından konuşmasıdır. Yirmi adet anlatıcının konuştuğu bu roman, Antik Yunan tiyatrolarında konuşma yapanların teker teker sahneye çıkması ve olayları anlatmasına benzemektedir.

7. Kar

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Pamuk’un “İlk ve son siyasi romanım” dediği Kar romanı, yıllardır Almanya’da sürgün olarak yaşayan şair Ka Türkiye’ye dönüş yapar. Romanda Kars’taki kadınların intiharı konusunda araştırma yapma fikri ile Kars’a gelen Kerim Alakuşoğlu (KA), çocukluk aşkı İpek ile karşılaşınca onu çocukluğundan beri sevdiğini anlamaktadır. Kars şehri, adeta Türkiye’nin küçük bir resmi olarak karşımıza çıkar. Kitapta siyasal İslamcılar, Türk ve Kürt milliyetçisi, çeşitli sol grupların tartışmalarına yer verilmiştir. Çok sesli bir anlatımı olan eserde Pamuk, yoksulluk, intihar ve işsizlik gibi meselelere de vurgu yapmıştır. Eserde siyasi çekişmeler ön plana çıktıkça Ka kendisini bir yabancı olarak görmeye başlar. Yine de bu şehrin insanları ve doğasını tanımaya çalışır. Şehirde yağan kar adeta tüm kötü olayları ve pislikleri kapatan bir beyaz örtü gibi karşımıza çıkmaktadır.

8. Kırmızı Saçlı Kadın

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Kırmızı Saçlı Kadın, Doğu’da Şehname, Batı’da ise Kral Oidipus gibi eserlerden ilham almıştır. Orhan Pamuk, bu romanı uzun süre düşündüğünü ve romancılığa başladığı yıllarda çevresinde gördüğü kuyucu ustalarından etkilendiğini belirtmektedir. Kuyu kazma ustalarının yanında çalışan Cem, kasabada kırmızı saçlı bir kadın görür ve ona âşık olur. Kırmızı saçlı kadının aslında Cem’in babasıyla da çok eskiden bir ilişkisi olmuştur fakat Cem bunu bilmemektedir. Bir gece kadınla beraber olduktan sonra ustasına yardım etmekte zorlanır. Ustasının kuyuda çalışırken ölmesi üzerine çok korkan geç kasabayı terk eder. Yıllar sonra başarılı bir iş insanı olan Cem, kırmızı saçlı kadından bir oğlu olduğunu öğrenir ve hayatı değişir. Pamuk bu romanında güçlü gözlemlerinin yanında İstanbul’da su arayan insanların işlerindeki teknik detayları irdeleyerek anlatmıştır. 1980’li yılların başına dayanan bu roman, 2016 yılında yayımlanmıştır.

9. Masumiyet Müzesi

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Masumiyet Müzesi, okuyanların büyüsüne kapıldığı şu cümle ile başlar: “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.” Roman New York Times’in en çok satan kitaplar arasında ilk yirmi içerisine girmiştir. Varlıklı bir aileden gelen Kemal, sevgilisi Sibel’e çanta almak için girdiği dükkânda çocukluğunu hatırladığı, büyüyüp güzelleşmiş Füsun’u gördükten sonra ona âşık olur. İkili arasındaki çekim giderek artmaktadır ve Kemal’in apartmanında her gün görüşmeye başlarlar. Kemal nişanlandıktan sonra Füsun’u artık göremez ve adeta deliye döner. Pamuk, uzun bir süre romanın içerisinden Füsun’u çıkartır sadece Kemal’e odaklanır. Aldığı bir mektup sonrası Kemal, Füsun’un evine gider ve onun evli olduğunu görür. Kemal, Füsun’un elinin değdiği her eşyaya anlam yüklemeye ve onları biriktirmeye başlar. Bir aşkın bütün sırlarının olduğu eşyalar arasında sigaralar, küllükler, kıyafetler ve Füsun ile geçmişi olan bütün aksesuarlar vardır. Eserde aşk, insan, cinsellik ve yalnızlık anlatılırken İstanbul’un sosyal yaşantısı, 12 Eylül Darbesi’nin izlerinin görüldüğü sosyokültürel gerçeklikler de okuyucuya sunulmuştur.

10. Kafamda Bir Tuhaflık

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Romanın başkahramanı Mevlut, para kazanmak için İstanbul’a gelen yoksul bir ailenin çocuğudur. Bir gün düğünde gördüğü kızlardan birisine âşık olur ve mektuplaşmaya başlar. Bu mektuplaşmalar askerde de devam eder ve sonunda asker dönüşü kızı kaçırmaya karar verir. Yağmurlu bir akşamda zifiri karanlıkta kız ile kaçarlar fakat kaçırdığı kız âşık olduğu kız değildir. Romanda gündüzleri yoğurt, akşamları da boza satan seyyar satıcı olan Mevlut, bazen otoparkçı bazen de tavuk pilav satan birisidir ve onun gözünden İstanbul’un farklı sokaklarını görebiliriz. Aşk, kadın ile erkeğin hayatta kalma mücadelesi ile birbirine sıkı sıkıya tutunduğu bir anlayışla karşımıza çıkar. Uzun bir zaman dilimi kapsayan romanda İstanbul’un sosyal yaşamının değişimlerini, gecekondu kültürünü ve muhafazakâr aile yaşamını görürüz. Eserin içerisinde hem muhafazakâr hem de seküler karakterlerin bulunması, geçmişten günümüze Türkiye panoramasını okuyucuya sunmaktadır.

11. Veba Geceleri

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Eser, 1901 yılında Girit’e yakın bir Osmanlı adası olan Minger’de yaşanan veba salgınını anlatmaktadır. Bir yandan Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanan büyük salgınla mücadele edilirken bir yandan da milliyetçiliğin etkisiyle Osmanlı’dan ayrılmaya başlayan bir adanın hikâyesini de görebiliriz. Tarih, bir yazarın süzgecinden geçerek kurguya dönüşürken Osmanlı’nın önemli padişahı II. Abdülhamit hakkında da çarpıcı bilgiler karşımıza çıkmaktadır. Salgın hızla devam ederken önlem anlamaya çalışan Doktor Nuri, karşısına engeller çıksa da salgınla mücadele etmiş, adanın yönetiminde değişimler meydana gelmiş, sonunda ada Osmanlı’dan ayrıldığını ilan etmiştir. Görüldüğü dönemde insanlar arasında ciddi korkulara sebep olan veba hastalığının izlerini detaylarıyla gördüğümüz kitapta, öldürülen Bankowski Paşa’nın cinayeti de romana polisiye roman özelliği kazandırmıştır. Romanda, yakın dönemde yaşanan Covid-19 hastalığından dolayı karantina tedbirlerinin insan psikolojisi üzerinde yarattığı benzer etkilere rastlanmaktadır.

12. Diğer Eserleri ve Orhan Pamuk

Nobel Edebiyat Ödülü Alan Orhan Pamuk’un Kitapları

Orhan Pamuk, edebiyatın her türünde eser vermeye çalışan bir yazardır. Öteki Renkler, deneme ve söyleşilerden oluşan bir eserdir. İstanbul: Hatıralar ve Şehir, otobiyografik bir eserdir. Babamın Bavulu adlı eserinde Nobel Ödül Töreni’ndeki yaptığı konuşma metni yer alır. Manzaradan Parçalar, Öteki Renkler’in devamı niteliğindedir ve içerisinde röportajlar yer alır. Saf ve Düşünceli Romancı, ders notları niteliğinde bir eserdir. Bunun dışında İstanbul’da çektiği fotoğraflardan oluşan eserleri de vardır. Pamuk, Kara Kitap adlı eserindeki bir bölümden ortaya çıkan Gizli Yüz adlı filmin senaryosunu da yazmıştır. Kitapları Nobel edebiyat ödülü alan Orhan Pamuk’un eserleri birçok dile çevrilerek dünyadaki birçok okuyucuya ulaşmıştır. Ona göre romanlar, ikinci hayatlardır ve edebiyatçının yaratıcı gücü, şiirsellik ve olayları dramatize etmekten gelmektedir. Son olarak şu haberden de bahsetmek gerekir: Üzerinde çalışmalarının devam ettiği Orhan Pamuk’un merakla beklenen yeni kitabının ismi Kâğıt Oynayanlar olarak belirtilmiştir.

  • 12
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 7
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 1
    destekledim
    Destekledim