Edebiyat dünyası yaşayan bir organizma gibi değişikliklere uğrar. Dönem dönem yeniliklere ev sahipliği yapar. Bu yeniliklerden biri de 16. yüzyılda gerçekleşmiştir. Fransız yazar Michel de Montaigne, yayınladığı “Essais” adlı eseriyle yeni bir edebi türün ilk örneğini vermiştir. Bu yeni tür denemedir. Deneme, yazarların gözlemledikleri herhangi bir olgu, olay, durum veya kavram üzerine düşündüklerini serbestçe yazdığı, birkaç sayfayı geçmeyen yazılardır. Fikrin ispatının gerekmediği ve belli kalıpların olmadığı bu çalışmalar, Türk edebiyatının yenilendiği yıllarda yazı dünyasına ve günlük yaşantıya girmiştir. Yerli edebiyatta deneme türünü yaşatan en başarılı ve en ilgi çekici yazarları sizler için derledik. Keyifli okumalar!
1. Nurullah Ataç
1898 senesinde doğan Nurullah Ataç, yerli edebiyatta deneme yazarları denildiğine akla gelen en başarılı isimlerdendir. Galatasaray Lisesi’nde mezun olduktan sonra bir süre İsviçre’de kalan yazarın en ünlü deneme eserleri arasında Günlerin Getirdiği, Karalama Defteri, Sözden Söze gibi kitaplar yer alır. Babası bürokrat Mehmet Ata Bey’in ölümünün ardından Türkiye’ye dönen Ataç, dil devrimini ve dilde sadeleşmeyi savunmuştur. Bazı isimler kullandığı arı Türkçe sebebiyle yazdıklarının anlaşılmaz olduğu eleştirisini getirse de o, dilin gelişmesi için bunu gerekli görmüştür. “Edebiyat Alemi” başlıklı yazısında yaşadığı dönemin durumuna şu eleştiriyi getirmiştir: “Edebiyatçılarımız var, edebiyat alemimiz yok.”
2. Salah Birsel
1919 yılında Bandırma’da dünyaya gelen şair Salah Birsel, deneme alanında değerli eserler vermiş bir isimdir. Edebiyat macerasına alaya dayanan, yergi içerikli şiirlerle başlayan yazar, bu eserlerinde aklı ve zekayı duyguların önüne koymuştur. Garip ve İkinci Yeni akımlarını kendi anlayışıyla harmanlayan Birsel, bir modern halk şiiri tarzı ortaya koymuştur. Şiir kuramı ile ilgili yazılarını da “Şiirin İlkeleri” adlı deneme kitabında bir araya getirmiştir. Şiir ve Cinayet, Sev Beni Sev, Boğaziçi Şıngır Mıngır gibi eserler dahil olmak üzere 20’den fazla deneme yayınlamıştır. Bu çalışmalarında kullandığı az bilinen sözcükler, kendi oluşturduğu ilginç deyişler ve alaycı tavrı onu diğer yazarlardan farklı kılan özellikleri olmuştur.
3. Suut Kemal Yetkin
Galatasaray Lisesi’nin bir diğer mezunu Suut Kemal Yetkin de mezuniyetinin ardından burs kazanarak Fransa’ya gönderilmiştir. Elde ettiği akademik birikimi sayesinde Ankara Üniversitesi Rektörlüğünün yanı sıra pek çok fakültenin kuruluşunda yer almış ve öğretim görevlisi olarak çalışmıştır. Yazın yaşamına ise lise yıllarında, “Suut Saffet” takma adıyla yazdığı şiirlerle başlamıştır. Daha sonra deneme tarzına geçiş yapmış ve başarılı yazılarıyla yerli edebiyatta bu türün en önemli yazarları arasında kendine yer edinmiştir. Sanat ve edebiyat üzerine çalışmalar yapan Yetkin; Edebiyat Üzerine Denemeler, Edebiyat Konuşmaları, Günlerin Götürdüğü ve Düşün Payı gibi kıymetli eserler bırakmıştır.
4. Bedri Rahmi Eyüboğlu
1911 senesinde Giresun’da dünyaya gelen Bedri Rahmi Eyüboğlu, çok yönlü bir kişiliktir. Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan ve resim sanatına ilgisi artan yazar, 1929’da Güzel Sanatlar Akademisi’ne başlamıştır. İbrahim Çallı’nın öğrencisi olan Bedri Rahmi, edebiyata olan ilgisini de Ahmet Haşim’den aldığı derslerle devam ettirmiştir. Okulu bitirmeden abisi Sabahattin Eyüboğlu’nun da Fransa’da olmasını fırsat bilerek Paris’e gitmiş ve orada öğrenim görmüştür. Resimlerinde de edebi eserlerinde de halk edebiyatına olan ilgisi kendini gösterir. Akıcı ve sade bir dille yazdığı deneme yazılarında da halk kültürü ve halk sanatı konuları öne çıkar. Canım Anadolu, Tezek ve Delifişek önemli deneme eserleri arasındadır.
5. Cemil Meriç
Cumhuriyet Edebiyatı’nın önemli isimlerinden Cemil Meriç, Hatay’da dünyaya gelmiştir. Daha sonra yolu İstanbul’a düşmüştür ve lise öğrenimini Pertevniyal Lisesi’nde tamamlamıştır. Fransızcası çok iyi olan yazar, tercümeler yapmanın yanı sıra İstanbul Üniversitesi’nde Fransızca okutmanı olarak çalışmıştır. Türk düşünce hayatına çok büyük katkılar sağlayan Meriç, sosyal bilimlerin birçok alanında yazılar kaleme almıştır. Bu çalışmalarındaki etkileyici üslubu ve çarpıcı dili okurların dikkatini çeker. Doğu-Batı kültürünü iyi tanıyan Meriç, dilin bir milletin özü olduğunu savunarak Türkçe’nin bozulmasının toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini anlatmıştır. Bu Ülke, Mağaradakiler ve Umrandan Uygarlığa gibi denemeleri olan isim, kendini “hakikat arayıcısı” ve “hakikat âşığı” olarak nitelendirir.
6. Ahmet Haşim
Yolu Galatasaray Lisesi’ne düşen bir başka isim olan Ahmet Haşim, özdeşleştiği Fecr-i Ati topluluğunun ve modern Türk şiirinin önemli isimlerindendir. Batı şiirini iyi bilen isim, şiirlerinde anlamda kapalılığa önem vermiş, sıkça imgelerden ve bireysel konulardan yararlanmıştır. Yazılarında ise tamamen farklı bir tavır takınmıştır. Açık, berrak ve bir nebze daha sade bir dil kullanmıştır. Nükteli ve alaycı bir yapı sergilemiştir. Orijinal fikirleriyle dikkat çeken Haşim, yazılarında kullanacağı kelimelerde oldukça titiz davranmıştır. Bize Göre ve Gurebâhâne-i Laklakan adlı iki adet nesir eseri bulunur. Bu çalışmalarında da toplum meseleleriyle ilgilenmemiş ve bireysel konularda yazmaya özen göstermiştir.
7. Rasim Özdenören
Yerli edebiyatta eserler veren en iyi deneme yazarları arasında başarılı isim Rasim Özdenören de yer alır. Türk edebiyatının yaşayan temsilcilerinden olan Özdenören, 20 Mayıs 1940 tarihinde Kahramanmaraş’ta dünyaya gelmiştir. Hayatının ilk yılları bu çevrede geçen yazar, yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlamıştır. Yazar, edebiyat dünyasına girdiği sıralarda varoluşçuluk yükseliş gösteren akım olmuştur ama bunun aksine kendisi Anadolu izlenimlerinden yararlanmaya devam etmiştir. Öykülerinde geleneksellikle bağı kopan bireylerin yaşadıklarını anlatan yazar, denemelerinde de benzer konuları ele almıştır. Çalışmalarıyla edebiyat yaşantısını yerli bir kültüre dayandırmaya çalışmıştır.
8. Vedat Günyol
6 Mart 1912 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen Vedat Günyol, çok yönlü bir kişiliktir. Mesleki anlamda üniversite asistanı, Fransızca öğretmeni, hukuk müşaviri olarak çalışmasının yanı sıra avukatlık da yapmıştır. Edebiyat hayatında ise çevirmenliği, eleştirmenliği ve denemeleriyle öne çıkmıştır. Eleştiri yazmayı bırakmasında etken olarak, Sabahattin Eyüboğlu çevirisinden okuduğu, Montaigne’in “Denemeler” eserini göstermiştir. Yücel, Varlık ve Yeni Ufuklar gibi çeşitli dergilerde denemelerini yayınlayan Günyol, daha sonra bu yazılarını kitaplaştırmıştır. Eserlerinde insanı ilgilendiren hemen hemen her konu hakkında düşüncelerini belirten yazar, bireyden yola çıkarak toplumu değerlendirir. Cemal Süreya, çeşitli türlerde eserler veren Günyol’u “Edebiyatımızın Cumhurbaşkanı” olarak nitelendirmiştir.
9. Mehmet Çınarlı
Cumhuriyet Edebiyatı’nın ünlü isimlerinden Mehmet Çınarlı, 1925 Karaman doğumludur. Konya ve Antalya’da yaşamanın ardından yükseköğrenimini Ankara’da tamamlamıştır. Daha sonra Maliye Bakanlığı’nda çalışmaya başlamış ve daha sonra Sayıştay ile Anayasa Mahkemesi üyeliği yapmıştır. Bu ciddi görünümlü hayatın edebiyatla kesişmesi ise yazarın çocukluk yıllarında şiirle tanışmasıyla gerçekleşmiştir. Edebiyat sevgisini kaybetmeyen Çınarlı, 1950’de çıkmaya başlayan Hisar dergisinin kurucu kadrosunda yer almış ve Hisarcılar grubunun akla gelen ilk isimlerinden olmuştur. Geleneğe bağlılığı ve milli değerleri önemsemiştir. Halkımız ve Sanatımız, Mısralarda Gezinti gibi deneme kitaplarıyla da edebiyat dünyasına dair düşüncelerini belirtmiştir.
10. Sabahattin Eyüboğlu
Akçaabat, Trabzon doğumlu Sabahattin Eyüboğlu, Atatürk’ün emriyle eğitim için Avrupa’ya gönderilen ilk öğrenci grubunda yer almıştır. Fransa’da eğitim gören isim, kardeşi Bedri Rahmi ile bir süre burada yaşamıştır. Yurda döndüğünde de İstanbul Üniversitesi’nde Fransızca üzerine çeşitli görevlerde yer almıştır. Varlık gibi yayınlarda denemeleri yayınlanan Eyüboğlu, “Mavi Anadoluculuk” görüşü çerçevesinde Anadolu uygarlıklarına karşı oluşturulan ilginin mimarları arasında yer almıştır. 26 yazısının yer aldığı “Mavi ve Kara” da bu görüşü yansıtan eserlerindendir. Yazar, Azra Erhat ve Cevat Şakir Kabaağaçlı ile beraber “Anadolu Hümanizmi”ni oluşturmaya çalışmanın yanı sıra sanat hakkında denemeler de yazmıştır. Bunlar daha sonra Erhat tarafından Sanat Üzerine Denemeler olarak derlenmiştir.