1. Anasayfa
  2. Edebiyat

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları


0

Cahit Zarifoğlu, Mehmet Akif İnan, Erdem Bayazıt, Ali Kutlay, Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören ve Nuri Pakdil gibi ünlü yazarları içeren Yedi Güzel Adam, Türk diline oldukça katkı sağlamış ve yazılarıyla edebiyatta büyük bir yer edinmişlerdir. Bu başarılı yazarların hayatları Kahramanmaraş’ta eğitim gördükleri Maraş Lisesi’nde kesişmiştir. Türk edebiyatında etkisi derinlemesine hissedilen “Diriliş”, “Edebiyat”, “Mavera” gibi birçok dergiyi de başarıyla çıkarmışlardır. İsimleri Cahit Zarifoğlu’nun “Yedi Güzel Adam” adlı şiirinden gelmektedir. Esrarengiz hayatlarıyla edebiyat tarihinde yer edinmiş Yedi Güzel Adamın eserleri bilinmesi gereken önemli edebi miraslarımızdandır. Bu içerikte sizler için derlediğimiz yazarların hayatlarını ve edebi kişiliklerini okurken keyif alacağınızı ümit ediyoruz. İyi okumalar!

1. Cahit Zarifoğlu

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Cahit Zarifoğlu, 1940 yılında Ankara’da doğdu. Eğitimine annesinden ve mahalle hocalarından öğrendiği okuma-yazma, resim yapma ve Kur’an-ı Kerim okuma ile başladı. İlkokul ve ortaokul dönemini farklı şehirlerde geçirdi. Lise yıllarında edebiyat alanında önemli isimlerle arkadaşlıklar kurarak edebiyat dünyasına adımını attı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu. Edebiyat çevrelerinde Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç’un etkisi altında kaldı. Zarifoğlu’nun şiirleri, “Diriliş”, “Türk Dili”, “Soyut” gibi dergilerde yayımlandı. İlk şiir kitabı “İşaret Çocukları” (1967), ardından “Yedi Güzel Adam” (1973) ile dikkat çekti. Şiirlerindeki özgün üslup ve imge kullanımıyla edebiyatta yer edindi. Cahit Zarifoğlu, denemeler, günlükler, çocuk kitapları, romanlar ve tiyatro eserlerini de kaleme aldı. 1987’de pankreas kanseri nedeniyle vefat etti. Şiirleri, denemeleri ve diğer eserleri edebiyat dünyasında önemli bir yer tutmaktadır.

2. Cahit Zarifoğlu Edebi Kişiliği

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Cahit Zarifoğlu, İkinci Yeniciler’den özellikle Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç gibi isimlerden etkilenmiştir. İlk kitabı olan “İşaret Çocukları”nda doğanın unsurları, anne ve çocuk gibi sembolleri kullanmıştır. İkinci kitabı “Yedi Güzel Adam” da dili daha destansı bir tona bürünmüş; burada eril figürler estetik bir şekilde tasvir edilirken fiziksel irilik seçkinlik, manevi güç ve aşk gibi içsel değerleri yansıtmıştır. Son eseri “Korku ve Yakarış”ta ise içselliği toplumsal sorumlulukla birleşen manevi bir kıvamla buluşturan özlü ifadelere yer vermiştir. Daha birçok eseri bulunan yazarın, “Savaş Ritimleri” adlı romanında Afganistan’ın işgalini on dört yaşındaki bir çocuğun gözünden anlatırken, ölümünden sonra yayımlanan “Anne”de savaş pilotunun uçma serüvenini derin psikolojilerle birleştirmiştir. Çocuk romanlarında ise insanî değerleri hayvanlar dünyasına aktararak hem çocukların hem de yetişkinlerin keyif alabileceği bir anlatım tarzı yaratmıştır. Esrarengiz kişiliğiyle yedi güzel adamın arasında bulunan Zarifoğlu, bilinmesi gereken bir yazardır ve hayatları pek çok kişiye ilham olmuştur.

3. Mehmet Akif İnan

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Yedi Güzel Adamın hayatları listesinde yer alan şair İnan’ın hayatı ve esrarengiz eserleri, bilinmesi gereken sırlar içermektedir. Mehmet Akif İnan, 12 Temmuz 1940 tarihinde Şanlıurfa’da dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatına bu şehirde başlayan İnan, lise eğitimini tamamlamak amacıyla Kahramanmaraş’a gitmiştir. Öğrencilik yıllarında faal bir şekilde yer alan İnan, burada “Derya” gazetesini çıkarmıştır. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü kazanmış, ancak iki yıl sonra öğrenimini bırakmıştır. Türk edebiyatına Necip Fazıl Kısakürek ile tanışarak adım atan İnan, “Yedi Güzel Adam” olarak bilinen grupta yer almış ve edebi çalışmalarını sürdürmüştür. Yıllar boyunca Türk Ocağı Genel Başkanlığı’nı yapmış, Nuri Pakdil ile “Edebiyat Dergisi”ni kurmuş, çeşitli eserler üretmiştir. Özellikle “Mescid-i Aksa” şiiriyle ünlenen İnan, milli ve manevi değerlere bağlılığını eserlerinde yansıtmayı başarmıştır. Akciğer kanserine yakalanan İnan, Şanlıurfa’da hayatını kaybetmiştir.

4. Mehmet Akif İnan Edebi Kişiliği

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Mehmet Akif İnan, Maraş Lisesi’nde öğrencilik yıllarında, sonradan edebiyat dünyasında tanınmış isimlerle aynı edebiyat grubunun içinde yer almıştır. Rasim Özdenören, Alaeddin Özdenören, Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Ali Kutlay gibi şair ve yazarlarla birlikte “Yedi Güzel Adam” olarak anılan grupta yer almıştır. Edebiyatla ilgili yazılarında, Türk insanının temel sorununun İslam uygarlığıyla arasındaki bağın kopmasının olduğunu vurgulamış ve bu temaya odaklanan eserler vermiştir. Divan şiiri nazım biçimi ile hece vezni ve halk şiirini bir araya getirme başarısını göstermiştir. Edebiyat ve Mavera Dergisi’nin kurucularından olan Erdem Bayazıt ile beraber çalışmıştır. Aynı zamanda şiir ve yazıları Urfa Demokrat, Hizmet, Hilal, Türk Yurdu, Türk Ruhu, Filiz, Fedaî, Orkun, Oku, Defne, Toprak, Yaprak, Yeni Devir, Derya, Millî Gazete, Yeni Mesaj, Yeni İstiklâl gibi birçok gazete ve dergide yayınlanmıştır. Yürek Gazeli, Umut Gazeli, Şehir Gazeli şiirleri gazel nazım biçiminde yazılmış olup edebiyat dünyasında büyük ilgi toplamıştır.

5. Erdem Bayazıt

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

1939 yılında Maraş’ta doğan Erdem Bayazıt, gençliğini yazları Güzlek ve Çağsak’taki yaylalarda, kışları ise Maraş’ın Yörükselim mahallesinde geçirdi. Edebiyat zevkini lise yıllarında Yusuf Ziya Beyzadeoğlu ve Mustafa Atatanır öğretmenlerinin etkisiyle keşfetti. Üniversite yıllarında, Nuri Pakdil’in çıkardığı Edebiyat dergisine katkı sağlayarak edebiyat dünyasında adını duyurdu. “Sebep Ey” adlı ilk şiir kitabıyla geniş kitlelere hitap eden yüksek perdeli mısralar yazarak tanındı. Ankara’ya davet edilerek Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Mehmet Akif İnan ve Alaeddin Özdenören tarafından hazırlanan Mavera dergisi ve Akabe Yayınları’nın yönetiminde yer aldı. Şiirlerinde, insanın manevi kurtuluşunu arayan, çağın teknolojik gelişmelerini yargılayan ve Müslümanların emperyalizme karşı duruşunu yansıtan temalar işledi. Köşe yazıları ve program sunuculuğu gibi alanlarda da etkinlik gösterdi. 5 Temmuz 2008’de akciğer kanseri nedeniyle vefat eden Bayazıt, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir.

6. Erdem Beyazıt Edebi Kişiliği

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Erdem Bayazıt’ın şiir evreni, ilk olarak doğa teması etrafında şekillenir. Bu nahiflikle dolu şiirler, başlangıçta yüksek perdeli bir tonla güneş, dağ, deniz gibi büyük imgelere dayanır. Daha sonra, savaş metaforları ve başkaldırı teması bu şiirlerde poetik bir karakter kazanır. Ancak ilerleyen dönemlerde tüm bu kabarmalar, fırtınalar ve iç çatışmalar Allah’a yönelişte, kalbin ritminin evrenin büyük ritmiyle buluşmasında anlamını bulur. Şiir, adeta bir duaya dönüşür ve derinleşir. Bayazıt’ın eserleri arasında yer alan “İpek Yolundan Afganistan’a” adlı kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği tarafından basın ödülüne (1982) ve “Risaleler” adlı kitabıyla şiir ödülüne (1987) layık görülmüştür. Ayrıca, Strasburg’da düzenlenen Türkçe’nin V. Uluslararası Şiir Şöleni’nde Yahya Kemal büyük ödülünü kazanmıştır. Şairin eserleri “Sebep Ey” (1973, 1979), “Risaleler” (1987), “Şiirler” (1992, 2014) ve “Gelecek Zaman Risalesi” (1998) adlı kitaplarda toplanmıştır. Erdem Bayazıt ve Yedi Güzel Adamın Türk Edebiyatına büyük katkıları olmuş ve hayatları bilinmesi gereken sırlarla doludur.

7. Ali Kutlay

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Yedi güzel adam üyelerinden biri olan Ali Kutlay, 15 Haziran 1940 tarihinde doğdu. Eğitim hayatına Kahramanmaraş’ta başlayarak ilk, ortaokul ve lise eğitimini tamamladı. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde sürdürdü. Hukuk Fakültesi son sınıftan mezuniyetine kadar geçen süreçte ve mezuniyetinin ardından yaklaşık 10 yıl boyunca Almanya ve İsviçre’de yaşamıştır. Bu süreçte İsviçre kökenli bir firmanın üst yönetim kadrosunda görev yapmıştır. 1970 yılında firmanın Türkiye faaliyetlerine girişi için kuruluş aşamasında yer almış ve ülkesinde yöneticilik görevini üstlenmiştir. 1974 yılında eczacı Gonca Hanım’la evlenen Kutlay, üç kız çocuğu babası olmuş ve emeklilik sonrasında bir dönem Hukuk Danışmanlığı yapmıştır. 7 Kasım 2008 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Ömrü boyunca Yedi Güzel Adamın esrarengiz bir üyesi olan Kutlay, bıraktığı eserleri ile edebiyat dünyasında herkes tarafından bilinmesi gereken bir şairdir.

8. Ali Kutlay Edebi Kişiliği

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Ali Kutlay, edebiyat dünyasına çok fazla eser kazandırmamış görünse de yedi güzel adam arasında yer alarak diğer yazarları ve şairleri etkilemiştir. Yazmayı çok sevmesine rağmen kendi eserlerini beğenmediği için hiçbir zaman yayımlamamıştır. Fakat, diğer üstat şairler onun kalemi hakkında oldukça güçlü yorumlar yapmıştır. Aynı zamanda Rasim Özdenören öykü yazmasında büyük bir rol oynayan kişinin Ali Kutlay olduğundan bahsetmiştir. Kendisi 16 yaşından 18 yaşına kadar öykü yazmaya başlamış fakat hiçbir yerde paylaşmamıştır. Kızının söylediğine göre Ali Kutlay tarafından yazılmış bir eser bulunmakta ve Rasim Özdenören’in katkılarıyla bu kitap kütüphane raflarında yer almıştır. Kızlarına yazdığı mektuplar, sade bir dilde fakat imgelerle doludur. Bu mektupların birinde son cümlesi şöyledir: “Kuşların cıvıldamaya ve kelebeklerin uçuşmaya başladığı bir gün bir de bakarız ki güneş ılık ılık bir öpücük kondurmuştur uzun gecelerin soldurduğu yanaklarımıza…”

9. Rasim Özdenören

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Rasim Özdenören, 1940 yılında Kahramanmaraş’ta dünyaya gelmiş bir yazardır. Alaeddin Özdenören’in ikiz kardeşidir. Edebiyatla erken yaşlarda tanışmıştır. Kahramanmaraş Lisesi’nde Erdem Bayazıt, Hasan Seyithanoğlu, Cahit Zarifoğlu ve onun abisi Sait Zarifoğlu gibi isimlerle arkadaşlık kurmuştur. Edebiyat dergilerini takip ederek ve yerel gazetelerde sanat sayfalarında yazarak edebi ilgisini geliştirmiş ve hikayelerini çeşitli dergilerde yayımlamıştır. 1960’lı yıllarda edebi hayatındaki önemli dönüm noktalarından biri, İstanbul Üniversitesi’nde İktisat Fakültesi Gazetecilik Enstitüsü ve Hukuk Fakültesi’ni tamamlaması olmuştur. Bu dönemde Sezai Karakoç ile tanışmış ve edebi çevresini genişletmiştir. 1969 yılında Alaeddin Özdenören, Nuri Pakdil, Mehmet Akif İnan ve Erdem Bayazıt ile birlikte “Edebiyat” dergisini kurmuş ve yazılarıyla dikkat çekmeyi başarmıştır. Özdenören, uzun ve verimli bir yazarlık kariyerinin ardından sağlık sorunları nedeniyle 82 yaşında, 23 Temmuz 2022 tarihinde vefat etmiştir.

10. Rasim Özdenören Edebi Kişiliği

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Özellikle hikâye türünde yetkin eserler veren Özdenören, metinlerinde genellikle toplumsal değişim ve çözülmenin nedenleri ile sonuçlarını gözler önüne sermiştir. Eserlerinde kültürel yabancılaşma, aile içi çatışmalar ve bunalımlar gibi önemli temaları işlemiştir. Müslüman-seküler sentezi çerçevesinde ilerleyen yazar, hikâyelerinde  öne çıkan unsur olarak insanı ve insan ruhunu merkeze almıştır. Özellikle “Denize Açılan Kapı” adlı hikâyesinden itibaren tasavvufi bir duyarlılığı okuyucularına yansıtmıştır. Tarafsız bir perspektifle yazan yazar, eserlerinde gerçekleri olduğu gibi yansıtmış  ve idealize edilmiş olumlu karakterler kadar eleştiriye tabi tutulan olumsuz karakterleri de aktarmıştır. Kendine has, şiirsel bir üsluba sahip olan yazar, tasvir ağırlıklı hikâyelerinde alegorik anlatımı da önemli bir şekilde kullanmıştır. Hikâyelerinde geçmişten kopamayan bireyi, zamanın sarmalında direnmeye çalışan insanı, aile içi çatışmaları ve parçalanmayı ele almıştır. Eserlerinde Yalnızlığı, yabancılaşmayı, kuşak çatışmalarını ve modernlik ile gelenek arasındaki çatışmayı  işlemiştir.

11. Nuri Pakdil

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Nuri Pakdil, 1934 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş, eğitim hayatını ailesinin yaklaşımı nedeniyle aralıklarla sürdürmüş bir yazardır. İlkokul yıllarından itibaren yazmaya başlayan Pakdil, “Büyük Doğu” dergisiyle tanıştıktan sonra düşünce ve yazı alanında ilerlemeye başlamıştır. Ailesinin eğitime bakış açısını ele aldığı yazısında, içsel çatışmalarını yansıtmıştır. Ortaokulda “Hamle” adlı edebiyat dergisini çıkararak, yazı macerasını sürdüren Pakdil, İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş ve edebiyat dünyasında önemli isimlerle ilişkiler kurmuştur. “Edebiyat” dergisinin kurucuları arasında yer alarak, edebiyat alanında etkili bir çıkış yapmıştır. Pakdil, eserlerinde İslami temaları derinlemesine işlemiş, deneme türünde önemli eserler üretmiştir. Kendi ifadesiyle yazarak savaşan şair, İslam’a olan bağlılığını eserlerine de yansıtarak geniş bir okur kitlesi kazanmıştır. Türkiye’deki İslami uyanışa olan inancını ve Kudüs’e duyduğu derin sevgiyi eserlerinde dile getirmiştir. 2019 yılında 85 yaşında vefat etmiştir.

12. Nuri Pakdil Edebi Kişiliği

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Nuri Pakdil, çok yönlü sanatçı kimliğiyle şiir, günlük, oyun, deneme ve mektup gibi farklı türlerde geniş bir eser koleksiyonu sunmuştur. Eserlerinde farklı müstear makamlar altında da yazan Pakdil’in “Batı Notları” adlı eseri, Batı dünyasına Müslümanca eleştirel bir bakışla yaklaşmıştır. “Biat” serisi yerli düşünceyi toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel boyutlarıyla işleyerek bir tür manifesto niteliği taşır. Edebiyat anlayışını emek ve eylemle birleştirerek yansıtan Pakdil, özgün üslubunu harf büyüklükleri ve noktalama işaretleriyle birleştirerek estetik bir bütünlük oluşturur. Oyunlarında çağdaş insanın içsel bunalımlarını ve toplumsal haksızlıkları derinlemesine işlerken, insanın Tanrı’dan uzaklaşmasını temel bir mesele olarak ele alır. Nuri Pakdil, edebiyatı sadece sanatsal bir ifade aracı olarak değil, aynı zamanda sömürü ve haksızlığa karşı güçlü bir duruşunun bir yansıması olarak görme anlayışını benimsemiş, özgün dil kullanımı ve düşünsel derinliğiyle Türk edebiyatına yeni bir estetik algı ve düşünme biçimi kazandırmıştır.

13. Alaeddin Özdenören

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Alaeddin Özdenören, Kahramanmaraş’ta 20 Mayıs 1940 tarihinde doğdu. Edebiyat dünyasında tanınmış öykücü Rasim Özdenören’in ikiz kardeşidir, aynı zamanda Necip Fazıl Kısakürek ile akrabadır. Öğrenim hayatına Maraş’ta başlayan Özdenören, daha sonra ailesinin tayini nedeniyle Malatya, Tunceli ve tekrar Maraş’ta öğrenimini sürdürmüştür. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nden mezun olmuştur. Şiir ve edebiyat yazılarını kurucusu olduğu Mavera dergisinin yanı sıra Diriliş ve Edebiyat gibi farklı dergilerde de yayımlayan Özdenören, gazete köşe yazarlığı da yapmıştır. Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir. Alaeddin Özdenören’in şiirlerinde, ikinci yeni akımının etkileri ve Sezai Karakoç’un esintileri görülmektedir. Alaeddin Özdenören’in özgün ve insanı derinden etkileyen şiirleri, kuşağının diğer şairlerine kıyasla daha lirik bir yapıya sahiptir. Aşk, ayrılık, ölüm, zaman gibi temalar etrafında lirik bir duyarlılıkla örülmüş eserleriyle öne çıkar. 26 Haziran 2003’te Balıkesir’de gırtlak kanserine yakalandıktan sonra vefat etmiştir.

14. Alaeddin Özdenören Edebi Kişiliği

Yedi Güzel Adamın Bilinmesi Gereken Esrarengiz Hayatları

Alaeddin Özdenören, şiir alanında önemli eserlere imza atmış bir şairdir. İlk şiir kitabı “Güneş Donanması” (1975), daha sonra “Yalnızlık Gide Gide” (1996) adlı ikinci şiir kitabını yayımlamıştır. Şiirlerinde İkinci Yeni akımının etkisi ve Sezai Karakoç’un izleri de görülmektedir. Özellikle aşk, ayrılık, ölüm, çocuk, zaman gibi kavramları işlemiştir. Alaeddin Özdenören, M. Akif İnan ve Cahit Zarifoğlu gibi şairlere nispeten daha lirik bir anlatım tarzını benimsemiştir. Şiirlerindeki özne, toplumsal ve tarihsel bağlantılarından uzaklaşarak insanın içsel dünyasına odaklanır. Yabancılaşma sorununu işlediği şiirleri, insanın kendiyle yüzleşmesini ve makus talihinin izini sürmesini ele alır. Edebiyat alanında denemeler de kaleme alan Özdenören, “Batılılaşma Üzerine” (1983), “İnsan ve İslam” (1984), “Devlet ve İnsan” (1986), “Yakınçağ Batı Dünyası ve Türkiye’deki Yansımalar” (1986) gibi eserleriyle düşünsel derinliğini gösterir. Anılarını “Unutulmuşluklar” (1999) adlı kitabında samimi bir üslupla paylaşmış, şiir üzerine yapılan söyleşileri de “Şiir Beni Korkutmuştur” (2017) adıyla yayımlamıştır.

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    destekledim
    Destekledim