Sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenme günümüz şartlarında artık son derece önem vermemiz ve üstüne düşmemiz gereken bir konu haline gelmiştir. Özellikle vücudumuzu anlamak ve ne istediğini, neyin vücudumuza iyi geleceğini bilmek çok önemli. Beslenme şeklimizin vücudumuza olan etkisi tükettiğimiz ürünlerle doğru orantılıdır. İşte bu noktada size son zamanlarda Hollywood yıldızlarının da favori beslenme şekli olan alkali diyetinden bahsedeceğiz. Şehrin koşuşturması, hayatınızın hızlı temposu sizi tüketim sektöründe yer alan sağlıksız ürünlere itmiş olabilir. Yaşlanma karşıtı şaşırtıcı derecede mucizevi diyet alkali beslenme hakkında bilgiler toplayıp, sağlıklı bir başlangıç yapabilirsiniz.
1. Vücudunuzu Tanıyın
Vücudumuzun farklı bölgelerinde pH değerimiz farklıdır. Midemiz 1.5 ve 3.5 arasında asidik düzeye sahiptir bu da yediğimiz gıdaların parçalanmasını sağlar. Derimizin pH değeri ise 4 ve 6.5 arasında nötre yakın asidik değere sahiptir. Kanımızın pH değeri ise böbrek ve ciğerlerimiz tarafından sağlanıyor, bildiğiniz üzere ciğerlerimizin temel ve en önemli göreviyediğimiz gıdalardan yararlı besin değerlerini almak ve oksijeni kana vermektir. Böbreklerimiz en önemli görevi ise ağız yoluyla aldığımız gıdaların sindirimi sonrasında oluşan bazı zararlı ve atık maddeleri idrar yoluyla süzerek dışarı atmaktır.
2. pH Dengesine Önem Verin
Sağlıklı bir yaşam için insan vücudunda kan pH değeri 7.35 ile 7.45 arasında olması gerekir. Tükettiğimiz asidik ürünler kanımızın pH değerini doğrudan etkilemez fakat sindirimi zordur. Bu nedenle asidik yiyecekler böbrek ve ciğerlerimizin doğru şekilde çalışmasını etkileyebilir ve bunun sonunda kan pH değerimiz düşebilir ve pH değerinin düşmesi bakterilerin üremesini tetikleyerek kanser, obezite, diyabet ve osteoporoz gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Alkali beslenme şekli ile vücudumuzun ihtiyacı olan vitamin, mineral ihtiyacını sağlayarak bu sağlık sorunlarının vücudumuzda kök salmasına engel olabiliriz.
3. Antioksidan İle Yaşlanmayı Yavaşlatın
Derimizin yaşlanmasında yediğimiz besinlerin etkisi olduğu biliniyor. Sağlıklı beslenen ve egzersiz yapan bireylerin daha dinç oldukları bilinen bir gerçektir. Bilimsel açıdan herhangi bir kanıt bulunmasına rağmen alkali beslenme, antioksidan içerikli gıdaları tüketmemizi önermektedir ve bunun da deri sağlığımızın korunmasını desteklediği ve yaşlanmayı yavaşlattığı bilinmektedir. Antioksidan içeren yiyecekler, yeşil ve siyah çay, vitamin E, vitamin C, koenzim Q10 derimizin yaşlanma süresini yavaşlatmaktadır. Cildimizin sağlıklı olmasını ve cilt yaşlanmasının önüne geçilmesini alkali diyet ile destekleyebiliriz.
4. Alkali İle Kilo Verin
Şeker ve hazır gıdalardan uzak durduğumuz alkali diyet çoğunlukla sebze, meyve, baharatlar, sağlıklı yağlar ve tohumların tüketimine dayalı bir beslenme diyetidir. Yüksek lif içerikli bu besinler sindirimi kolaylaştırır, vücudumuzu toksinlerden arındırarak metabolizmamızın hızlı çalışmasına olanak sağlar. Bu beslenme şekli ile sağlıklı kilo vermek mümkün fakat unutulmamalıdır ki düşük protein tüketimi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle alkali diyette %20 asidik ve %80 bazik bir denge kurmak gerekir. Bu şekilde dengeli bir beslenme sağlayabilir ve sağlıklı bir şekilde kilo verebiliriz.
5. Kalp Sağlığınızı Koruyun
Yüksek kalori ve yüksek yağ içeren ürünlerin tüketiminin kısıtlanması kalp sağlığımız için önemlidir. Yüksek yağ içerikli beslenmek, şeker ve tuz tüketimi vücudumuzda bazı hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Kan basıncı ve kolesterol gibi hastalıklar kalp sağlığımız için risk arz eden ciddi sağlık sorunlarıdır. Sağlıklı beslenmek, sebze ve meyve tüketiminin arttırılması vücudumuzdan toksinlerin atılmasına olanak sağlar. Böylece alkali diyet, kan basıncı ve kolesterol seviyemizin düşmesini destekleyerek kalp ve damar sistemimizi bu hastalıklardan korumuş olur. Kısaca alkali diyet, burada mucizevi bir şekilde fayda sağlayarak şaşırtıcı bir şekilde yaşlanma karşıtı olduğu hakkında bize bilgiler veriyor.
6. Alkali Diyet İçin Yiyecekleri Tanıyın
Tükettiğimiz besinler asidik, nötr ve bazik olmak üzere 3’e ayrılıyor. Nötr besinlerin pH değerimiz üzerinde etkisi olmazken, asidik ve bazik besinler pH dengesini etkiliyor. Bu pH değerini dengelemek için önce besinleri tanımamız gerekiyor. Alkali beslenme şekli her ne kadar başlangıçta zor gibi görünsede, besinleri tanıdığımızda bu beslenme şeklini oturtmamız daha kolay olacaktır. Bir süre alışkanlıklarımızı değiştirmekte zorluk çekmemiz tabi ki de çok normal. Sizler için bunu kolaylaştırmaya çalıştık ve besinleri asidik, nötr ve bazik olarak 3 ayrı kategoriye ayırdık.
7. Asidik Yiyeceklerden Uzak Durun
Alkali beslenmede asidik gıdalardan kaçınmamız gerektiğini artık biliyoruz. Asidik ürünlerin alkali beslenme diyeti içerisinde maksimum % 20 oranında tüketilmesi gerekir. Alkol, sigara ve şeker gibi ürünlerin yanı sıra; et, tavuk, yumurta, çiftlik balığı, kabuklu deniz ürünleri, peynir, süt ve diğer sütlü ürünler, alkol, çay, kahve, tatlandırılmış meyve suyu, yapay tatlandırıcılar, kakao, marmelat, bal, reçel, sosis, salam, cips, sigara hardal, ketçap, mayonez, kola, gazoz, sirke, maya, kuru meyve, pirinç, rafine tuz, pastalar/dondurmalar, pizza, bisküvi, çikolata, sucuk, maden suyu gibi ürünler asidik ürünlere örnektir.
8. Nötr ve Bazik Yiyecekler Tüketin
Nötr ve bazik yiyecekler, alkali beslenme diyeti içerisinde tüketebileceğimiz, pH değeri orta ve yüksek düzeyde olan yiyeceklerdir. Greyfurt, nar, mercimek, baharatlar, zeytinyağı, omega 3 yağları, keçi sütü, böğürtlen, ahududu, badem, enginar, kuşkonmaz, brüksel lahanası, karnabahar, taze patates, bezelye, balkabağı, soğan, nötr gıdalara örnek olarak verebiliriz. Salatalık, himalaya tuzu, hindistan cevizi, buğday çimi, arpa çimi, yonca, karahindiba, ıspanak, soya filizi, maydanoz, brokoli, siyah turp, pazı, zencefil, zerdeçal, kereviz, marul, pancar, avokado, limon vs. ise bazik ürünlere örnek olarak verebiliriz.
9. Limon ve Su Tüketin
Bazı yiyeceklerin pH değeri asidik düzeyde olmasına rağmen sindirildikten sonra alkali olabilir. Bazılarımızın çorbaların yanında severek tükettiği, bazılarımızın ise görünce yüz ekşittiği limon buna örnektir. Doğal olarak asit düzeyi yüksek bir meyve olan limonun pH değeri 2 ve 3 arasındadır. Buna rağmen limon vücudumuzda sindirildikten sonra pH değeri 7 ve üstüne çıkarak alkali olur. Alkali beslenme diyetimizde yiyeceklerimize gönül rahatlığıyla limon ekleyebiliriz, hatta suyumuza limon ekleyerek pH seviyesini yükseltebilir ve alkali değeri yüksek bir su elde edebiliriz.
10. Diyetisyene Danışın
Siz de bu mucizevi diyeti uygulamak istiyor fakat aklınızda soru işaretleri var ise mutlaka uzman bir diyetisyen görüşü alın. Büyüme zamanında olan çocuklar, gebelik döneminde olan ve sağlık sorunları olan bireyler için bu diyet sakıncalı olabilir. Her ne kadar Hollywood yıldızlarının favori beslenme şekli olsa da, bir çok gıdanın tüketilmesini kısıtladığı için vücudumuz bu diyete hazır olmayabilir. Alkali beslenme, günlük yaşama uygulanması zor bir diyettir. Yanlış uygulamalarda vücudunuzun ihtiyacı olan mineral ve ve vitamin eksiklikleri ortaya çıkabilir, bu nedenle mutlaka bir uzmana danışmak sizin için yararlı olacaktır.
