Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

5 dk okuma süresi


James McAvoy, X-Man’in Profesör X’i, Narnia’nın Bay Tumnus’u, Kefaret’in fakir ve şanssız Robbie Turner’ı, Unbreakable üçlemesinin 24 karakterli psikopat Kevin’ı. Hayatının üçte birini oyunculuk yaparak geçirmiş hem karizmatik hem sempatik karakteriyle dikkatleri çeken Hollywood’un blockbuster yıldızlarından olma yolunda. Akıcı İskoç aksanının yanı sıra kendisini oyunculuğuyla ekranlarda kanıtlamıştır. İskoçya’nın gururu ve sempatik oyuncu James McAvoy’un zorlu yaşamına dair hiçbir yerde bulamayacağınız bilinmeyenler listesini sizler için derledik. Keyifli okumalar!

1. Neredeyse Bir Rahip Oluyordu

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

İskoçya’nın Glasgow kentinde doğan oyuncu, annesi ve babası boşandıktan sonra annesinin sağlık sorunları nedeniyle büyük ebeveynleri tarafından büyütülmüştür. Büyükleri tarafından Katolik okuluna gönderilmiştir. Dünyayı gezmek için güzel bir imkân olabileceğini düşünerek misyonerliğe yönelmiştir. Dolayısıyla rahip olmayı kafasına koymuştur. Daha sonra sebeplerinin yeteri kadar manevi olmadığını kabul edip hayatı boyunca bekâr kalma fikrine de pek sıcak bakmadığından kısa sürede rahiplik hayalinden vazgeçmiştir. Tüm bu rahiplik serüveni sırasında yalnızca bir çocuk olduğunu söyleyen McAvoy, röportajlarında artık bu konunun sorulmasına gıcık olduğunu ve hala maneviyatına önem verse de o zamanlardaki gibi dinine bağlı olmadığını da dile getirmiştir. Şimdilerde oyuncu olmasaydınız ne olurdu sorusuna hemşire veya korucu cevaplarını vermektedir.

2. Oyunculuğu Ayağına Getirtti

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

Okuduğu Katolik okulunun ardından rahip olma hedefi konusunda hala tereddütleri vardı. Bu sıralarda, o dönemler okuduğu liseye konuşmaya gelen oyuncu ve yönetmen David Hayman’dan bir rol istemiştir. Başarılı yönetmen ondaki ışığı fark etmiş olacak ki genç adam kendini bir anda kaliteli bir yapımın ortasında, başrol koltuğunda otururken bulmuştur. Yan Oda “The Near Room” ile oyunculuk kariyerine başlamıştır. McAvoy, ardından İskoçya’nın en iyi akademilerinden biri olan Royal Scottish Music and Drama’ya girmiştir. Sonrasında yine birçok yapımda boy göstermiştir. 2006’da Shameless’ın Birleşik Krallık versiyonunda Fiona’nın sevgilisi Steve’i oynamıştır. Bu dizide tanıştığı Fiona karakterini canlandıran Anne-Marie Duff ile gerçek bir aşk yaşamıştır. Bu güzel kadınla 10 yıllık bir evlilik yaşayan oyuncu, ilk küresel tanınırlığını ise 2011 yılında “X-Men: First Class” ta Profesör Charles Xavier’i canlandırarak kazanmıştır.

3. İşte İngiliz, Evde İskoç

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

James McAvoy denince ilk akla gelen oynadığı roller ve mavi gözleridir. Bunun yanında aklımıza gelen bir diğer spesifik özellik ise o hoş ve yüksek bir tınısı olan güzel İskoç aksanı. Hollywood yapımında rol aldıkça aksanı gün geçtikçe gözümüze daha az çarpsa da karizmatik oyuncu kendini “İşte İngiliz, evde İskoç” olarak tanımlamaktadır. Yeşili ve soğuk iklimine rağmen yabancılar için dahi ev gibi hissettiren İskoçya’nın yine ev gibi hissettiren aksanı, oyuncunun hem karizmatik hem de sempatik bulunmasının asıl sebeplerinden biri olarak görülmektedir. Eğitimini tamamladıktan sonra iş imkanlarının fazlalığı nedeniyle Londra’ya yerleşmiştir. Uzun süredir İngiltere’de yaşayan oyuncunun bir ayağının hala İskoçya’da olduğu bilinmektedir.

4. “Macbeth” Rolü İçin Kan, Ter ve Gözyaşı Döktü

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

Macbeth, Shakespeare’in en meşhur ve kanlı oyunlarından olması, ne yazık ki karizmatik oyuncu için yalnızca sözde kalmamıştır. 2013 yılında sahnelenen oyunda Macbeth rolüyle sahneye çıkan McAvoy, oldukça vahşi şekilde sergilenen tiyatro oyunu esnasında başparmağını kırmıştır. Bununla birlikte bir başka oyuncunun palasının çarpması sonucu gözüne dikişler atılmıştır. Yine de başarılı oyuncu tüm bu yaşananlardan gururla bahsetmektedir. Yaptığı işten oldukça keyif aldığını, zaman zaman Macbeth olmayı özlediğini söylemektedir. Distopik bir evrende sergilenen oyun bazı seyirciler ve eleştirmenler tarafından fazla sert ve kanlı bulunduğundan sevilmemektedir. Ancak McAvoy oynadığı zaman onun için bayılıp korkan seyircilerin varlığı onu mutlu etmektedir.

5. At Kılına Alerjisi Bulunmaktadır

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

Dönem filmlerine çok yakıştığını Kefaret (“Atonement”) ve Aşkın Son Mevsimi (“The Last Station”) gibi filmlerle kanıtlasa da yakışıklı oyuncunun senaryoyu kabul etmeden önce dikkat etmesi gereken bir detayı vardır. McAvoy’un at kılına alerjisi olduğundan maalesef at ile bir ilişiği olan tüm işleri reddetmek zorundadır. Hatta öyle ki, McAvoy’un anlattığı üzere bir seferinde şimdi eski eşi olan Anne-Marie Duff ile Central Park’ta at arabasıyla yaptıkları bir gezi sırasında hava estiğinden ikiliye bir battaniye temin edilmiştir. Fakat örtü gün boyu atın üzerinde durduğundan üzerine yapışan at tüyleri yüzünden alerjik ikiliyi gün boyu hapşırtmıştır. Bu durum akıllara eğer yakışıklı oyuncunun at kılına alerjisi olmasaydı şimdi çok daha geniş bir IMDb profiline sahip olabilir miydi sorularını getirmektedir.

6. Çıplaklığıyla 2013’te Barıştı

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

Trance filmi, Bir soygun çetesine karışan ve soygun sırasında yaşanan kaza sonucu hafızasını kaybeden müzayede müdürünün sakladığı çalıntı malları bulmak için çete üyeleriyle bilinç altına hipnoz yoluyla nasıl girildiğini anlatır. Başarılı oyuncu daha önce psikolojik bir alt yapıya sahip olan bir dizide rol almadığından başlarda gözünü korkutmuştur. McAvoy’un bu filmi kabul etmesinin en büyük sebebi yönetmenin Danny Boyle olmasıdır. Çıplak sahne çekmeye sıcak bakmayan McAvoy, yönetmenin onu rahat hissettirmek için elinden geleni yaptığını söylemiştir. Daha sonra bu konuda kendini daha rahat hissetmiş olacak ki aynı sene içerisinde çektiği bir diğer film olan Pislik (“Filth”) filminde de kendisini birçok kez çıplak görmekteyiz.

7. “It: Chapter Two” Setinden Hoşlanmadı

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un çocukluğunda palyaçolardan hoşlanmadığını düşünün, ancak ne oldu da “It” ile yolu kesişti derseniz, yetenekli oyuncunun kendisi de zorlu yaşamına dair bu sorunun cevabını bilmediğini belirterek bilinmeyenler yönünü ifade etmiştir. Özellikle “It: Chapter Two”da öne çıkan McAvoy, birçok kez sette yetişkin olmasına rağmen korktuğunu itiraf etti. Pennywise isimli palyaçoya hayat veren Bill Skarsgard başlarda oyuncuların ondan ve setten korkmasını abartı bulmuştur. Ancak zamanla bunu eğlence haline getirmiş olacak ki birçok kez McAvoy dahil diğer oyuncuları korkutmuştur. McAvoy set günlerini “Birbirimize bakıp ‘Burada olmayı sevmiyorum’ diyorduk” diyerek anlatmıştır.

8. “Glass”taki Karakterini Gerçek Hayattan Uyarladı

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

McAvoy, “Unbreakable” serisinde hayat verdiği çoklu kişilik bozukluğuna sahip 24 karakterli Kevin Wendell Crumb karakterine hayat vermiştir. Serinin üçüncü filmi “Glass”ta hayat verdiği karakterlerden biri için “Atonement” çekimleri sırasında 11 yaşında olan Saoirse Ronan’ın, McAvoy’un tanımına göre, “tiz ve hayat dolu” sesi, 24 karakterden biri için ilham olduğudur. Serinin ikinci filmi “Split”te McAvoy’un canlandırmadığı karakterlerden biri olduğuna göre filmin hayranları için bu “İrlandalı ikizlerden Mary Reynolds” tan başkası olamaz. Ronan’ın 23 psikopat karakterden birine ilham olduğunu bilmek hoşuna gider mi bilinmez tabi.

9. “Split”e Youtube ile Hazırlandı

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

Split ve devam filmi Glass’ta tam 24 ayrı karaktere can veren yetenekli oyuncuya bu kadar fazla role nasıl hazırlandığı sorulmuştur. Cevap ise 24 ayrı karakteri oynayabilmek kadar beklenmedik olmuştur. McAvoy, rolüne Youtube ile hazırlandığını söylemiştir. Çoklu kişilik bozukluğu rahatsızlığına sahip insanların baskın alter kimlikleri tarafından hazırlanan videolarını izleyip, bu kişilerin her farklı karakterde nasıl davrandığını gözlemlemiştir. Ayrıca McAvoy onlara böyle kolay bir yolla ulaşmanın ne kadar güzel olduğundan da bahsetmiştir. Filmde canlandırdığı her karakteri seyirciye düşünme fırsatı sunmadan hızlıca anlatabilmesiyle videoların ne kadar işe yaramış olduğunu görebilmekteyiz.

10. Favori “Split” Karakteri

Sempatik Oyuncu James McAvoy’un Zorlu Yaşamına Dair Bilinmeyenler

Yetenekli oyuncuya 24 psikopat karakterden hangisi favorin diye sorulduğunda elbette kimse “Hepsi benim bebeklerim.” gibi bir cevap beklememektedir. McAvoy da favorisini her röportajında dile getirmekten çekinmemiştir. Ünlü oyuncunun filmde canlandırmayı en sevdiği karakterin, 9 yaşındaki şapşal ve masum Hedwig’ten başkası olmadığını dile getirmiştir. Seyirciyi güldürüp, film boyunca hissettiği gerginliği bu karakterin şapşallığıyla atmasını sağlarken bir anda yaptığı inanılmaz korkunç şeylerle onları korkutup yürekleri ağızlara getirdiğinden McAvoy için Hedwig, oynaması en inanılmaz ve en eğlenceli karakter olmuştur. Salonda seyirciyle beraber filmi izlediğinde bunun işe yaradığını gören oyuncu, bundan düşündüğünden daha fazla keyif aldığını söylemiştir.


Bu içeriğe ifadenle renk ver!

Beğen Beğen
4
Beğen
Mutlu Mutlu
1
Mutlu
Eğlenceli Eğlenceli
1
Eğlenceli
Üzgün Üzgün
0
Üzgün
Olamaz Olamaz
0
Olamaz
Kızgın Kızgın
0
Kızgın
Komik Komik
0
Komik
İlginç İlginç
0
İlginç

Yorum bırak