Uzay araçları, kozmosun derinliklerine doğru süzülürken, varlığını sürdürdüğümüz evrenin nefes kesici görüntülerini bizlere iletmektedir. Bunun yanı sıra NASA’nın insansız uzay araçları uzayın boşluğundaki çeşitli frekansları, manyetik dalgaları, radyo dalgalarını yakalamaktadır. Bu keşifler sonucunda uzayda kaydedilmiş olan veriler, sese dönüştürüldüğünde ortaya oldukça korkutucu ve ilginç sonuçlar çıkmıştır. Biz de sizler için, NASA tarafından uzayda kaydedilen uzayın derinliklerindeki en ürkütücü sesler listesini derledik. İyi okumalar!
1. Güneş Sistemimizin Kalbinden Gelen Ses
Güneşimizin, sıcacık kalbinde ne vardır bilinmez fakat kendisi helyum, hidrojen, oksijen gibi gazlardan oluşmaktadır. 4,5 milyar yıldır parlayan ve gezegenimizi ısıtan bu devasa yıldız, sistemimizdeki en büyük gök cismidir. Bu gök cisminin yüzey sıcaklığı 5500°C’dir, çekirdek sıcaklığı ise 16 milyon °C’dir. NASA ve diğer uzay ajanslarının verilerine göre, Güneşin uğultulu sesi, doğal titreşimleri, yüzeyindeki enerji patlamaları, dinamik hareketlerinin olduğu tespit etmiştir. En ürkütücü sesler arasında NASA tarafından uzayda kaydedilen bu ses, temiz ses dalgalarıyla birlikte elde edebilmek için verileri yaklaşık 3 mHz’de filtrelenmiştir. Elde edilen ses kayıtları, ölçeklendirip insan kulağının işitme aralığına getirilmiştir.
2. Dünya’nın Uzay’daki Manyetik Sesi
Dünyamızın katmandan oluşan zırhı bulunmaktadır. Yaşamlarımızı sürdürdüğümüz dünyayı çevreleyen koruyucu katmanı oluşturan manyetosfer ve Güneşten gelen yüksek enerji parçacıklarına karşı ilk bariyerimiz olan manyetopoz ile çevrilidir. Bilim insanları, bu sınır bölgemiz olan manyetopozun Güneşten gelen bir plazma dalgasının çarptığını, çarpan dalgaların ileri geri yankılandığını ve bir davul gibi titrediğini keşfetmişlerdir. Uzun zamandır çeşitli elektromanyetik dalgaların yarattığı uzay seslerini dinleyen bilim insanları, seslerin doğru işlendiğinde duyulabilir olduğunu hatta davula benzer davranışlar sergilediklerini tespit etmişlerdir.
3. Dünya’nın Atmosferindeki ‘Koro Plazma Dalga’ Sesi
Bilim insanları, uzayın derinliğinden bizlere seslenen plazma dalgalarının, duyamadığımız seslerini kaydetmeyi başarmış ve bizlere ulaştırmışlardır. Manyetik alana sahip olan dünyamız, elektromanyetik alanlar tarafından enerji yüklü parçacıklar içermektedir. Elektromanyetik özelliğe sahip olan koro plazma dalgaları, sürekli olarak ileri ve geri hareket etmektedir. Bu hareket sebebiyle uğuldayan hatta bilim insanları tarafından okyanus sörfüne de benzetilen plazma dalgaları, olukça ilginç ve dağınık sesler çıkartmaktadır. NASA’nın uzay aracı tarafından kaydedilmiş olan dağınık plazma dalga seslerinin, uzayda ritmik bir ses uyumsuzluğuna neden olduğu gözlemlenmiştir.
4. Gaz Devi Jüpiter’den Gelen Ses
Adını Mitolojik Roma tanrısı Jüpiter’den alan gaz devi gezegen, büyük bir oranda Hidrojen ve Helyumdan oluşmaktadır. Güneşe olan uzaklığı 780 milyon km iken, dünyaya olan uzaklığı ise 620 milyon km’dir. Gezegen sıralamasında beşinci sırada yer alan Jüpiter, güneş sistemindeki en büyük gezegen olma özelliğine sahiptir. Jüpiter, güneş sistemimizdeki diğer gezegenlerin toplam kütlesinin iki katından daha fazla büyüklüğe sahiptir. NASA’daki bilim insanları, Juno uzay aracı tarafından kaydedilmiş olan sese ‘ıslık’ adını vermişlerdir. Bu sesin sebebinin Jüpiter’in yüzeyindeki kasırgalar, fırtınalar ve yıldırımlardan kaynaklandığı belirtilmektedir.
5. Jüpiter’in Manyetosferindeki Ses
Konu çekicilikse orada devreye Jüpiter girmektedir. Juno uzay aracı Jüpiter’in çekim alanına girip, oradan manyetosferine giriş yapmıştır. Juno, Jüpiter’in manyetosferinde üretilen elektromanyetik radyo dalgalarını yaklaşık iki saat boyunca kaydetmiştir. Bilim insanları Juno uzay aracının Jüpiter’in yörüngesinden geçerken, manyetosferindeki sesleri kaydetmiştir. Seslerin insan kulağının duyabileceği frekans aralığında olmadığını, bu sebeple seslerin duyulabilecek frekansa indirgendiğini ve yavaşlatıldığını belirtmişlerdir. Jüpiter’in yüzeyindeki sinyalleri daha iyi anlayabilmek için radyo sinyallerini sese çevirmiş ve buna ‘veri sonifikasyonu’ adını vermişlerdir.
6. Satürn’ün ve Uydusunun Radyo Dalgasının Sesi
Halkalı gezenimiz olan Satürn, tıpkı Jüpiter’imiz ve Güneşimiz gibi helyum ve hidrojen gazlarından oluşmaktadır. Satürn’ün, yörüngesinde dönen buz ve kaya parçalarından oluşan halkalara sahiptir. Cassini uzay aracı, Satürn ve yörüngesindeki uydusundan biri olan Enceladus’un radyo plazma dalgalarını kaydetmeyi başarmıştır. Tespit edilmiş olan bu plazma dalgalarının kaynağı, Satürn ile Enceladus arasındaki özel bir etkileşimden dolayı meydana düşünülmektedir. Bilim insanları bu kaydedilen radyo dalgalarına ait sesin, yüksek çözünürlüklü ölçüm araçlarıyla, insan kulağının algılayabileceği bir ses kaydına dönüştürmeyi başarmışlardır.
7. Yıldızlararası Plazma Dalgalarının Sesi
2022 yılı itibariyle hala görevine devam eden vefakâr Voyager 1 uzay aracı, ilk kalkışını 1977’de gerçekleştirmiştir. Dünyaya en uzak uzay aracı unvanını taşımaktadır. Dünyadan 14 milyar yıl uzaklıkta ve keşfine devam etmektedir. Yıldızlar arasında yoğun bir plazma, iyonize ve elektrik yüklü uğultuya benzeyen dalgaları keşfetmiştir. Bu keşfedilmiş olan plazma dalgaları insan kulağının algılamayacağı frekans aralığında yer almaktadır. NASA tarafından uzayda kaydedilen plazma dalgaları, en ürkütücü sesler arasındadır. Bu sesler, uzayın boşluğunda bulunan, küçük miktarlardaki gazların sürekli neden olduğu titreşimden oluşmaktadır. Bu titreşimler manyetik bir alana sahip plazma dalgaları ile özel bir frekanstan oluşmaktadır.
8. Mars Depreminin Kaydedilen İlk Sesi
Mars’taki koloniye katılacak olanlarınız varsa dikkat edin oralarda kendinize, yüzeye başarıyla inmiş olan InSight uzay aracı, sismometre tarafından zayıf sismik bir sinyal tespit edilmiştir. Marsa inişinin 128. günü, yüzeyinin aksine gezegenin yeraltı katmanından geldiği anlaşılan ve Mars yüzeyindeki ilk titreşim olduğu kaydedilmiştir. Sarsıntının kaynağı ve uzaklığı tespit edilememiştir. Kızıl gezegenin yüzeyinin oldukça sessiz olduğunu söyleyen NASA bilim insanları, InSight’ın özel olarak tasarlanmış sismometresinin hafif uğultuları bile algıladığını, ayrıca kaydedilen sarsıntının Ay yüzeyindeki sarsıntı ile de benzerlik gösterdiği belirtmektedir.
9. Hubble Uzay Teleskobundan Bizlere Ulaşan Ses
Kamerasını çok uzaklara çevirmiş ileri görüşlü sevgili Hubble’mız, gelişmiş ve geniş alan kamerasıyla kaydedilmiş görüntüleri NASA bilim insanlarına iletmiştir. Bu görüntülerle bilim insanlarımız uzayı sesli hale getirmişlerdir. Yakaladıkları görüntülere ait lekelerin çoğunun, sayısız yıldız ve galaksilere ait olduğunu bildiren bilim insanları, bu görüntülerde yer alan yıldızlara, yoğun galaksilere net ve kısa sesler tanımlamışlardır. Helezonik galaksilere de uzun sesler tanımlamışlardır. Yakaladıkları görüntü kayıtları sayesinde uzayı sesli hale getirdiklerini bildirmişlerdir. Sesin frekansı aşağıdan yukarıya doğru bir biçimde, 30 ila 1.000 hertz arasından değişiklik gösterdiğini belirtmişlerdir.
10. Vela Pulsarından Gelen Ürkütücü Ses
Gezegenimize çok değil, sadece 958,9 ışık yılı uzaklıkta olan ve gözlemlenebilir uzaydaki en parlak pulsar olma özelliğini taşımaktadır. Vela takımyıldızının bir parçasıdır ve yarıçapı 9,656 km’dir. 10.000 yıldan daha uzun bir sürede devasa süpernova patlamasından doğmuş olan ve elektromanyetik dalgaları dışarı atan, kendi etrafında yedi yüz kere de dönen ve dönerken de ürkütücü ses çıkartan bir nötron yıldızıdır. NASA tarafından en ürkütücü sesler olarak uzayda kaydedilen Vela pulsarının çıkarttığı sesin nedeni, dönerken meydana gelen yalpadan ve hızındaki ani artışlardan kaynaklandığı düşünülmektedir.
