Başarılı olduğunuz söylense de bu durum size inandırıcı gelmiyor mu? Ne kadar çalışırsanız çalışın yeteri kadar başarılı hissetmiyor musunuz? İçinizde mükemmel bir kişi olma tutkusu varsa, Aşil sendromu dediğimiz psikolojik rahatsızlığa sahip birçok kişi arasında olabilirsiniz. Gizli başarısızlık korkusu olarak da bilinen bu sendrom, toplumda hızla artan sorunlar arasındadır. Birçok insan bu durumla başa çıkıyor ama bazı kişiler için ciddi endişelere yol açabiliyor. Kişinin içindeki sözde yetkinlik Aşil sendromu için önemli bir olgudur. Aşil’e dair daha fazla bilgi için yazının devamı sizleri bekliyor. Keyifli okumalar!
1. Aşil Sendromu Nedir?
Mükemmel bir kişi olma tutkusu barındıran Aşil sendromu, halk arasında sözde yetkinlik sendromu diye de bilinir. Bu sendromun temelinde başarmanın verdiği hazzı yaşayamamak yatar. Bu sendroma sahip kişiler başarıya ulaştıklarına bir türlü ikna olamazlar. Hep daha iyisi olması gerektiğini düşünürler. Bu düşünceden dolayı daha çok çalışıp daha çok yorulurlar. Mükemmeliyetçilik bu kişileri tükenmeye kadar götürür. Bu yavaş yavaş gelişen bir sendromdur. Sendromun kişinin derin kusur duygusunu örtmek için mükemmel bir kişilik yaratma çabası olduğunu da düşünenler vardır.
2. İsmi Neden Aşil?
Sendromun ismi Yunan mitolojisinin önemli kahramanlarından olan Achilles’e dayanır. Bir ölümsüz ve ölümlünün çocuğu olan Achilles’in yenilmez olduğuna inanılır. Annesi Thetis onu ölümsüz yapmak için ölümsüzlük nehrinde yıkar. Bu sırada Achilles’i topuğundan tutar. Bu yüzden Achilles’in sadece topuğundan vurulursa öleceğine inanılır. Achilles, Truva Savaşında topuğundan okla vurularak öldürülür. Ayrıca, topuğumuzda bulunan tendona da bu sebeple Aşil tendonu denir. Aslında sendrom hakkında araştırmalar yapan ve sendroma ismini veren kişi Petruska Clarkson’dır. Achilles gibi ölümsüz bir kahramanın da öldürülebileceği bir nokta olduğu için Clarkson, sendroma bu ismi vermiştir.
3. Tedavisi Nedir?
Petruska Clarkson bu sendrom hakkındaki araştırmalarını Aşil Sendromu adlı kitabında toplamıştır. Bu kitapta sendromu aşmak için bazı çözüm adımlarından da bahsediyor. Öncelikle her psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi sorunu kabul etmek gerek. Kişi, herkesin farklı olduğunu kabul etmeli. Neler değiştirebileceğinizi keşfetmelisiniz. Diğer bir maddeye göre, kendinize dürüst olmalısınız. Yetersizliğe sahip olduğunuz alanlarda yaşamak kolaydır ancak yetkin olduğunuz alanları da belirlemelisiniz. Kendinize açık olun ve parlayacağınız alanları bulun. Bir başka madde ise; korkularınızı isimlendirin. Karanlıktan neden korkarız? Karşımıza ne çıkacağını bilmediğimiz için. İşte korkuları isimlendirmek de bu yüzden önemlidir. Korkuyorum demek yerine neyden korktuğunuzu fark etmelisiniz. Böyle sorunları çözerken çok daha yapıcı ve gerçekçi olursunuz.
4. Sebepleri Nelerdir?
Kişiliğin oluşmasında ailelerin önemi burada da kendini gösteriyor. Clarkson’a göre ebeveynlerin, çocuklarını her şeyi mükemmel yapmak zorundaymış düşüncesiyle yetiştirmesi sendromun sebepleri arasında. Çocuk bu mükemmellik baskısı yüzünden kendi hislerine güvenemiyor. Ayrıca, ebeveynlerin cezalandırıcı ve manipülatif istekleri çocuğun sahte yetkinliğine sebep oluyor. Bu durumdaki sözde yetkinlik, başka bir sendrom için olmasa da Aşil için önemlidir. Bireylerdeki etkisi büyük olan öğretmenlerin bazı tutumları da bu sendromda etkilidir. Bazı öğretmenlerin çocuğu herhangi bir göreve hızlı itmesi çocukta erken yetersizliğe sebep olabilir. Çocukların bu noktada kendilerini yetersiz hissetmeleri, kişiliklerinin temeli için önemlidir. Bazı kişiler sahip oldukları kusurları örtmek için mükemmel bir görüntü çizmeye çalışırlar. Bu durum da sebepler arasında gösterilir. Ayrıca, mesleki tükenmişlik ile bu sendromun bağlantısını ortaya koyan araştırmalar yapılmıştır. Mesleki tükenmişlik de sendromla ilişkidir.
5. Belirtileri Nelerdir?
Sendromu yaşayan kişilere bakıldığında görülen en büyük belirti paniktir. Tabi ki panik olduğumuz her durum için sendroma sahibiz diyemeyiz. Bir durum veya görevden önce yapılan uygunsuz paniği belirtilerden sayabiliriz. Birçok insan önem verdiği görevlerden önce panikleyebilir, burada önemli olan paniğin boyutu ve sürekliliğidir. Ayrıca, başarı hissinin devamlı olmaması da temel bir belirtidir. Sürekli tekrarlayan utanç ve aşağılanma korkusu da önemlidir. Kamuoyunda konuşmak zorunda kalındığında yaşanan uygunsuz anksiyeteyi de listeye ekleyebiliriz.
