1. Anasayfa
  2. Magazin

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar


0

Günümüzde sanatın yedi formu olduğu kabul edilmektedir. Bunlar; resim, mimari, heykel, edebiyat, müzik, performans ve sinemadır. Renkli kumaşların ve ilginç tasarımların yarattığı moda da gün geçtikçe bir sanat dalı olarak görülmektedir. Aslında düşünürseniz bu pek de yanlış değil çünkü modanın diğer sanat dallarından pek de bir eksiği yok. Hatta günlük yaşantımıza onlardan daha fazla yansımaktadır. Bir gelişim süreci, belli akımların hakimiyetleri ve etkilerini sürdüren isimler moda dünyasında da mevcuttur. Bu isimlerden biri 20. yüzyılda yaşayan Diana Vreeland’dir. “Modanın Kraliçesi” olarak anılan etkileyici isim Diana Vreeland ve hayatı hakkında detaylar için içeriğimizi inceleyebilirsiniz. Keyifli okumalar!

1. Diana’nın Moda Sergilerini Yaratışı

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

Diana Vreeland hakkında neden Modanın Kraliçesi olarak anıldığını gösteren etkileyici detaylar bulunmaktadır. Bunlardan biri de öncü kişiliğiyle moda dünyasına kattığı sergi anlayışıdır. 1971 yılında Vogue dergisinden kovulduktan sonra ünlü isim, Metropolitan Sanat Müzesi’nde (MET) sergilerin küratörlüğünü üstlenmiştir. Tarihi doğruluk anlamında sorunlar yaşayan Vreeland, kendisinin “bilgiler konusunda kötü” olduğunu itiraf etmiştir. Hazırladığı çalışmalarda genellikle yüzyılları karıştırmıştır. Bunun farkında olduğu için akademik alınganlıkları bir kenara atmış ve milyonlarca ziyaretçi toplamıştır. MET’in yıllık moda sergisi onun bir mirasıdır.

2. Diana’nın İmza Rengi

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

Ünlü editör ve moda uzmanı Vreeland, 1903 yılının Paris’inde, aristokratik bir ailede dünyaya gelmiştir. Bu da çeşitli iyi eğitimler almasına, dolayısıyla da sanatı çok iyi anlamasına olanak sağlamıştır. Bu eğitimleri sırasında muhafız memurlarla at sürme yolculuklarına çıkan ünlü isim, memurların üniformalarında yer aldığı için dünyadaki en iyi rengin kırmızı olduğuna karar vermiştir. Bu noktadan sonra kendisi kırmızı rengini sahiplenmiştir denilebilir. Yaşadığı dönemde kırmızı, onun imza rengi olmuştur. Ne yazık ki istediği mükemmel tonu asla bulamamıştır. Onun sözleriyle anlatmak gerekir ise aradığı ton “herhangi bir Rönesans portresindeki bir çocuğun şapkasının kırmızısı”dır.

3. Diana’nın Okuma Sevgisi

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

Tarihte yer edinmiş, bir şeyleri değiştirmiş ve insanların hayatlarını şekillendirmiş kişiler, genellikle ortak bir noktada birleşir: Okumak. Modanın kalbi Paris’te doğup büyüyen duayen isim Diana Vreeland de bunlardan biridir. Sektördeki kariyerine kaleme aldığı köşe yazılarıyla başlayan etkileyici isim, bu konudaki başarısıyla Amerikan’ın en büyük moda dergileri Harper’s Bazaar ve Vogue’da editör olarak yer almıştır. Yazma yeteneğinin okumayla beslendiği bilinen bir gerçektir. Bunun farkında olan Vreeland, “Hayatım her şeyden daha çok kitaplar tarafından etkilenmiştir.” demiştir. En sevdiği kitap ise Amerikalı yazar Herman Melville’in “Moby Dick” romanıdır.

4. Diana’nın Oscar Wilde ile Benzerliği

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

19. yüzyılda hayatını sürdürmüş olan İrlandalı oyun yazarı, romancı ve şair Oscar Wilde, iğneli üslubunun da yardımıyla döneminin en başarılı edebi isimlerinden biri olmuştur. Kendisinin ünlendiği bir başka özelliği ise kullandığı “one-liner”lar olmuştur. Bir başka deyişle, Wilde tek satırlık yazdığı şakalarla, sözlerle bilinmektedir. Örneğin, “Ayartılmak dışında her şeye dayanabilirim.” en ünlü sözlerinden biridir. Modanın Kraliçesi Diana Vreeland de bu şekilde belirttiği etkileyici detaylar ile hakkında, kendine has bir şöhret elde etmiştir. En ünlüsü ise “Pembe, Hindistan’ın lacivertidir.” cümlesidir. “Londra hakkındaki en iyi şey, Paris.” sözü de onunla özdeşleşmiştir.

5. Diana’nın Kusurlara Olan Sevgisi

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

Diana Vreeland gibi modanın bir kraliçesi olmak için insanlar hakkında etkileyici özellikler ve detaylar bilmek gerekir. Onları, diğer insanların görmeyeceği bir şekilde görmek ve farklı bir bakış açısıyla yeni bir şeyler katmak sizi öne çıkarır. Bunu en iyi şekilde yapan isimlerden biri olan Diana, günümüzdeki moda anlayışını yaşadığı dönemde yıkmıştır denilebilir. Kendisi nadir bulunan, dokunulmaz güzelliklerin hayranı olmamıştır. İnsanları eşsiz yapan özelliklerini kutlamak istemiştir. Bu benzersizlik arayışı editörlüğünü yaptığı dergilere de yansımıştır. Barbra Streisand, Jackie Kennedy, John Lennon gibi isimlerle çalışan yıldız, kimle çalışırsa çalışsın kişilik görmek istemiştir.

6. Diana’nın 1960’lı Yıllardaki Etkisi

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

Kariyerinin yükselişe geçtiği yıllarda, Diana’nın yolu Vogue ile kesişmiştir. 1962 senesinde dergiye katılan Vreeland, o zamanlarda bir pop kültürü kuşuydu denilebilir. Yaşanan her şeyin farkında ve gözlemci olabilecek biri olarak yaşamıştır. Bu da onu etrafında yaşanan on yılı dergi sayfalarına yaymak için en mükemmel editör yapmıştır. 1950’li yıllarda beyaz eldivenli sosyete kadınlarının dergisi olan Vogue’un kapağına Mick Jagger, Veruschka, Twiggy ve Cher gibi isimler koymuştur. Bu da dergide bir “gençlik depremi” yaratmıştır. Vreeland, aynı yıllarda dönemin en büyük ikonlarından Jackie Kennedy’nin de moda anlayışını şekillendirerek 1960’lı yılları etkilemiştir.

7. Diana’nın Belgeseli

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

Harper’s Bazaar ve Vogue’da gerçekleştirdiği işlerle ünlenen ismin hayatı, “Diana Vreeland: The Eye Has to Travel” belgeselinde anlatılmıştır. 2011 senesinde yayınlanan yapım, modaya bir miras bırakmış olan editörün kariyerine odaklanmıştır. Prömiyeri ise Venedik Uluslararası Film Festivali’nde gerçekleştirilmiştir. Yönetmenlik koltuğunda oturan ve yapımcılığı üstlenen isim ise Lisa Immordino Vreeland’dir. Kendisi, soyadından anlaşılacağı üzere, aileden pek de uzak değildir. Lisa, Diana’nın torununun eşidir. 86 dakikalık belgesel, moda editörünün ses kayıtları ve röportajlarının yanı sıra çevresindekilerin röportajlarını da içermektedir.

8. Diana’nın Kot Hakkındaki Düşünceleri

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

Kot giyim, 2000’li yılların modasında vazgeçilmez olmuştur denilebilir. Günlük hayatta sık sık giyilen bir parça olmasının yanı sıra zaman zaman önemli moda anları da yaratmıştır. Bunlardan biri 2001 senesinde gerçekleşen MTV Video Müzik Ödülleri’nde yaşanmıştır. Dönemin ünlü çifti Britney Spears ve Justin Timberlake tamamen kot kıyafetleriyle törene katılmıştır ve yıllarca hatırlanacak bir görsel ortaya çıkmıştır. Elbette modanın en ünlü isimlerinden birinin, günlük giyimin ilk akla gelen parçalarından birine yorum yapmaması beklenemez. Vreeland’e göre “Mavi kotlar dünyanın en güzel şeyleri. İyi görünüyorsanız ve uzun uzuvlarınız varsa ne kadar dar giyebilirsiniz o kadar dar olabilir.”

9. Diana’nın Modadan Önceki Yaşamı

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

Elbette Diana Vreeland’in dünyaca ünlü bir moda editörü olmadan önce de bir hayatı olmuştur. Paris’te doğan köşe yazarı, I. Dünya Savaşı yıllarında ailesiyle beraber New York’ta yaşamıştır. Orada kendi ailesini kuran Vreeland, bir süre sonra Londra’ya taşınmıştır. Kendisi şehirde bir iç çamaşırı mağazası sahibi olarak yaşamıştır. Hatta bazı dedikodulara göre Wallis Simpson, o zamanlarda Wales Prensi olan Edward’ı bu mağazadan satın aldığı bir gecelikle baştan çıkartmıştır. Edward’ın Simpson ile evlenebilmek için tahttan vazgeçmesi üzerine Diana’nın oğlu Frederick’in hoş bir şakası vardır: “Annemin dükkanı İngiliz İmparatorluğu’nu devirdi.”

10. Diana’nın Günlük Alışkanlıkları

Modanın Kraliçesi Diana Vreeland Hakkında Etkileyici Detaylar

Diana Vreeland, günlük alışkanlıklarından vazgeçmeyen birisi olarak bilinmektedir. Bu alışkanlıkların bazıları normal karşılanabilecek şeyler olsa da aralarından birkaçı oldukça tuhaf da karşılanabilecek niteliktedir. Örneğin; Vreeland kağıt paralarını ve mendillerini, el çantasına koymadan önce her zaman ama her zaman ütüleyip düzeltirmiş. Eşyalarını düzenli olmasına bu kadar özen gösteren biri olarak öğle yemeklerinde de farklı tercihlere yönelmezmiş. Her gün kepek ekmeğine yapılmış fıstık ezmeli ve marmelatlı bir sandviç yiyip yanında viski tüketirmiş. Bu sandviçe olan sevgisini kendi sözleriyle anlatmak gerekirse “Fıstık ezmesi, Hristiyanlıktan beri en büyük icattır.”

  • 0
    alk_lad_m
    Alkışladım
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    destekledim
    Destekledim
İlginizi Çekebilir