İlahî Aşka Adanmış Mevlana’nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

5 dk okuma süresi


Mevlana’nın asıl adı Muhammed Celaleddin’dir. 30 Eylül 1207’de Afganistan sınırlarının içinde olan Horosan’ın, Belh bölgesindeki Vahş kasabasında dünyaya gelmiştir. 17 Aralık 1273 yılında ise Konya’da vefat etmiştir. Müslüman bir şair, ilahiyatçı, fıkıh alimi ve mutasavvıfçıdır. Kendi varlığını sadece yaşadığı dönemde değil günümüzde de hissettirmektedir. Türkler, İranlılar, Tacikler, Peştunlar, Rumlar, Orta ve Güney Asyalı Müslümanlar tarafından yüzyıllardır benimsenmiş ve takdir görmüştür. Hazırlamış olduğumuz, ilahî aşka adanmış Mevlana’nın insanlığa ışık tutan hayatı sizlerle. Keyifli okumalar!

1. Alimler Sultanı’nın Oğlu

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

İlahî aşka adanmış hayatı ile insanlığa ışık tutan Mevlana’nın annesi Mümine Hatun, Belh Emiri Rükneddin’nin kızıdır. Babaannesi ise Fars Prensesi, Harzemşah’lar hanedanından olan Melîke-i Cihan Emetullah Sultan’dır. Sultan-ül Ulema yani Alimlerin Sultanı olarak tanınan babası Muhammed Bahâeddin Veled’dir. Dedesi ise Ahmed Hatîbî’nin oğlu Hüseyin Hatîbî’dir. Mevlana, 1232 yılında babasının ölümünden bir yıl sonra Konya’ya gelmiş olan Seyyid Burhaneddin’in manevi terbiyesinin altına girmiştir. Bununla birlikte dokuz yıl boyunca ona hizmette bulunmuştur. Babası tarafından Mevlana’ya verilen bir diğer lakabı ise sultan anlamına gelen Hudâvendigâr’dır.

2. Çocukluktan Yetişkinliğe

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

Hayatını ilahî aşka adamış Mevlana’nın babası Bahâeddin Veled’in 1212-13 yılında Belh’ten ayrıldığı bilinmektedir. Mevlana ise bu sırada henüz beş yaşındadır. Vatanından ayrılmasının verdiği hüzün ile yola koyulan Bahâeddin Veled, gidişinin üzüntüsüne giren Belh halkına ülkeden çıkarılma kararına değinmeksizin Hicaz’a gitmek için şehri terk ettiğini açıklamıştır. Bahâeddin yolda giderken Belh şehri, Moğol’lar tarafından istilaya uğramıştır. Reynold Alleyne Nicholson ve Hellmut Ritter, Bahâeddin Veled, ailesi ve dostlarının Moğolların istilasından kaçmak için ülkesini terk ettiğini söylemişlerdir. Ancak elde bulunan kaynaklarda böyle bir kayıt bulunmamaktadır.

3. Belh’ten Konya’ya Geçişi

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

Ailesi ve dostlarıyla Belh’ten ayrılan Sultan-ül Ulema ilk olarak Hacca gitmek istemiştir. Üç günden fazla Bağdat’ta kalmadan Küfe yolundan hac için Arabistan’a yönelmiştir. Hac vazifesini yerine getirdikten sonra Hicaz’dan dönerken Şam’a uğramıştır. Bahâeddin Veled, yanında oğlu Mevlana ve kervanıyla birlikte Şam’a oradan Anadolu’ya geçmiştir. 1217’de Malatya’ya sonra 1219’da Sivas’a daha sonra Erzincan üzerinden Akşehir’e geçmiştir. Burada kendi adına yaptırılan medresede dört yıl ve daha sonra Larende’de en az yedi yıl olmak üzere burada da müderrislik yapmıştır. Bu sırada Mevlana 14 yaşındadır. Karaman’da bir süre kaldıktan sonra Konya’da kalmaya karar vermiştir.

4. Evliliği Ve Çocukları

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

İlahî aşka adanmış Mevlana’nın insanlığa ışık tutan hayatı ve 1221-22’de Karaman’a gelen Sultan-ül Ulema, ailesiyle yedi yıl burada kalmıştır. 1225 yılında Karaman’da Mevlana, Şerafettin Lala’nın kızı Gevher Hatun ile evlenmiştir. Bu evlilikten Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi isimlerinde iki oğlu olmuştur. Gevher Hatun’un vefatından sonra çocuklu bir dul olan Kerra Hatun ile ikinci bir evlilik yapmıştır. Bu evlilikten, Emir Muzaffereddin Âlim Çelebi isminde bir oğlu aynı zamanda Melike Hatun isminde de bir kızı olmuştur. Anadolu’nun büyük bir kısmına hâkim olan Selçuklu Devleti hükümdarı Alâeddin Keykubad, Bahâeddin Veled’i Konya’da kalmaya davet etmiştir ve o da kabul etmiştir.

5. Şems-i Tebrizi’nin Dostu

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

Şems-i Tebrizî, 1244 yılında Konya’ya gelmiştir. Mevlana’nın Şems ile tanışması hayatında dönüm noktası olmuştur. Onunla büyük bir sevgi ve saygı ile gönül bağı kurmuştur. Tasavvuf alanında yeni bilgiler öğrenmek için zamanının tümünü Şems ile geçiren Mevlana, halk ile yaptığı dersleri ve vaazları bırakmıştır. Aralarındaki bu muhabbeti kıskanan halkın yaptığı dedikodular sonucu Şems 1246 yılında aniden ortadan kaybolmuştur. Bu ayrılıktan sonra Mevlana kendi iç dünyasına kapanmış ve bu dönemde şiirleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Oğlu Sultan Veled, Şems’i ikna ederek Şam’dan getirmiştir. Dostluklarını kıskanan halktan dolayı Şems geri dönmemek üzere 1247’de Konya’dan ayrılmıştır.

6. Mevleviliğin Kurucusu

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

Mevlana vefat ettikten sonra oğlu Sultan Veled tarafından kurulmuştur. Esasında Mevlana’nın görüşlerini benimseyen bir tarikattır. Dostlarıyla beraber düzenlediği sohbetlerinde dini konuşmalar yapılır, müzik dinlenir, sema ve zikirler yapmıştır. Zamanla etrafa yayılan Mevlana’nın fikirleri, Arabistan ve İran gibi yabancı ülkeler tarafından dikkat çekmiştir. Mevlana, düzenlediği bu sohbetlere bir düzen getirmek amacıyla bazı kurallar koymuştur. Mevlana vefat etmeden önce koyduğu bu kurallarla Mevleviliğin temelini oluşturmuştur. Sultan Veled şeyh olduktan sonra bir tekke inşa etmiştir. Kuran ve Mesnevi okuttuğu bu tekkede Mevlevilik, sûfî tarikatlardan biri olmuştur.

7. Şair ve Tasavvuf Düşünürü

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

Mevlana tam olarak bir âlim, sûfî ve şairlik yönleriyle bilinen bir şahsiyettir. İlk tasavvuf eğitimini babasından almıştır. Bununla birlikte Halep ve Şam’da eğitimini sürdürmüştür. Kuran ve sünnet-i seniye, Mevlana’nın sahip olduğu dini-tasavvufi düşüncelerinin kaynağı olmuştur. Dîvân-ı Kebîr’deki, dünya şiirinin zirvelerinden olan şiirlerinin büyük bir bölümünü Şems’ten ayrıldığı zamanlar söylemiştir. Bu şiirlerin ardından İslam kültürünün en yaygın ve önemli eserlerinden biri olan Mesnevi takip etmiştir. Bir Müslüman olarak pergel gibiyim; bir ayağımla şeriat üstünde sağlamca durduğum halde öbür ayağımla yetmiş iki milleti dolaşıyorum, diyerek insanlığı nasıl kucaklayabildiğini anlatmıştır.

8. Manevi Aşkın Tanımlayıcısı

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

İlahî aşka adanmış ve insanlığa yüzyıllardır ışık tutan Mevlana’ya göre yaratılmış olan her varlık Allah’ın bir tecellisidir. Bundan dolayı soyut yerine somut bir sevgi ile Hak’kı halkla ve halkı da Hak ile sevmek gerektiği düşüncesine sahiptir. Asıl ilgilendiği konu insan olan Mevlana, edep, vefa, sabır ve eğitim gibi kavramların gerçek anlamlarını aramayı ve bunları insanlara öğretmeyi kendisine görev edinmiştir. Din, felsefe, ahlak gibi konularda takılıp kalmadan bu yolda gerçeğe ulaşmanın “aşk” tan geçtiğini aynı zamanda bu sonsuz sevginin hoşgörü ve vefa ile desteklenmesi gerektiğini savunmuştur. Mevlana’nın bahsettiği aşk anlatılmaz, yaşanır ve ancak yaşayarak öğrenilirdi.

9. Meşhur Eserleri

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

İlahî aşka adanmış Mevlana’nın insanlığa ışık tutan hayatı ve eserleriyle tasavvuf ve tekke edebiyatımızın başlıca kaynağı olan Mesnevi’yi yazmıştır. Altı cilt olup Kuran ayetleri ve hadislerden ilhamla alınan öğütler ve hikâyelerden oluşmaktadır. Divan-ı Kebir, Şems-i Tebrizî’nin imzasını kullandığı birçok gazeli sebebiyle Divan-ı Şems-i Tebrizî diye de bilinen 5 ciltten oluşan bir eserdir. Mevlâna’nın hayatı ve dönemi hakkında bilgiler veren Fih-i Ma Fih ise önemli mensur bir eserdir. Mecâlis-i Seb’a eseri ise camilerdeki vaazlarından oluşmuştur. Mektûbât eseri ise Mevlana’nın değişik sebepler ve çeşitli kimselere yazdığı mektuplardan oluşan bir eserdir.

10. Günümüze Işık Tutan Sözleri

İlahî Aşka Adanmış Mevlana'nın İnsanlığa Işık Tutan Hayatı

Mevlana’nın, günümüzde aşina olduğumuz ve düşüncelere daldıran cümleleri ve şiirleri bulunmaktadır. Mevlana insanlara ulaşmak isteyen bir âlim olup günümüzde hâlâ dilden dile dolaşan 7 öğüdünü herkes tarafından bilinmektedir. Kapalı kapı yoktur yanlış anahtar vardır diyerek insanların kalbine girilecek kapıların hep olduğunu dile getirmiştir. Aynı zamanda Mevlana hazretleri ne olursan ol yine gel diyerek insanların ümitsizlikten kurtulmalarına yardımcı olmuştur. Gönül almayı bilmeyene ömür emanet edilmez; cümlesiyle insanları ince ruhlu olmaya davet etmiştir. Eğriyi kendinde arayan doğruyu kalbinde bulur diyerek insanlara çok geniş bir bakış açısı sunmuştur.


Bu içeriğe ifadenle renk ver!

Beğen Beğen
4
Beğen
Mutlu Mutlu
3
Mutlu
Eğlenceli Eğlenceli
0
Eğlenceli
Üzgün Üzgün
0
Üzgün
Olamaz Olamaz
0
Olamaz
Kızgın Kızgın
0
Kızgın
Komik Komik
0
Komik
İlginç İlginç
2
İlginç

Yorum bırak