Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

5 dk okuma süresi


Dünya üzerindeki sayısız insanın önem verdiği, belki de iki kişi arasında en özel gün olan 14 Şubat Sevgililer Günü, farklı ülkelerde “Aziz Valentine Günü” olarak adlandırılır. Kökeni Roma dönemine kadar dayanır. Romantizmin, aşkın, sevginin had safhada olduğu Sevgililer Günü’nün kökeni hakkında bilgi sahibi olmak ve neden her yıl heyecanla karşılanan bir gün olduğunu anlayabilmek için sizlere bir liste hazırladık. Haydi, Sevgililer Günü, ne olmuş ve nasıl olmuşta ortaya çıkmış birlikte bakalım. Keyifli okumalar!

1. Sevgililer Günü’nün Başlangıcı: Lupercalia

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Sevgililer Günü’nün bilinen en eski kökeni, Roma döneminde baharın gelişini kutlamak için gerçekleşen bir festivale dayanmaktadır. Lupercalia festivali doğurganlık tanrısını anmak ve şereflendirmek düşüncesi üzerine kurulmuştur. Roma’da; bahar ayı ve doğurganlık, bir araya gelerek simgesel bir anlama bürünür. Bu kutlama sürecinde, kadınlar bir kutuya isimlerini yazıyor, erkekler ise bu kutudan rastgele bir kâğıt çekerek eşleştiği kadınla sevgili oluyordu. Sonraki yıllarda Katolik Kilisesi tarafından kutlamalar bitirilmek istendi. 14 Şubat 496 tarihinde; yapılan bu şenlikler, ismini dönemin şehitlerinden birinden alarak Aziz Valentine günü olarak değiştirildi. Daha sonraları Sevgililer Günü olarak kutlanmaya devam eden bir gelenek oldu.

2. Aziz Valentine Hakkında İlk Rivayet

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Tarihçilere göre, 14 Şubat’ta dönemin imparatoru tarafından öldürülen Aziz Valentine hakkında iki farklı rivayet vardır. İlk rivayete göre, o dönemde evli askerlerin savaşta etkin performans gösteremeyeceğine inanılıyordu. Bu nedenle belli dönemlerde evlilik yasaklanmıştı. Valentine ise bu kurala karşı gelerek, birbirlerini seven Hristiyan çiftlerin evlenmelerine yardım ediyordu. Bahsi geçen dönemde yasak olmasına rağmen böyle girişimlerde bulunduğu için hapse atıldı. Karşı koyan, cesur ve ilham veren bir kişilikti. Daha sonrasında ise idam edildi. Aziz Valentine, askerlerin onu tanıyabilmesi için üzerinde aşk tanrısı sembolü olan bir yüzük takıyordu. Bu nedenle, aşkı koruyan bir aziz olarak görülüyordu.

3. Sevgiliye Kart Göndermek

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Günümüzde dahi her yıl büyük bir heyecanla karşılanan Sevgililer Günü’nün kökeni, ilk rivayetteki Aziz Valentine üzerinden gelen bir başka hikâyeyi de barındırır. Modern çağlarda bile, sevgililer bu özel gün için birbirlerine aşk dolu mektuplar, kartlar hatta daha güncel haliyle mesajlar atarlar. Bir söylenceye göre hapse atılan Valentine, hapiste geçirdiği süre boyunca gardiyanlardan birinin kızı olan Julia’ya ders verir. Hikâyeye göre Julia görme engellidir ve Valentine ile derslerin sonunda ettikleri dualar ile görüşünü geri kazanmıştır. Aziz Valentine idamından önce, Julia’ya bir not yazar ve “Valentine (Sevgili)” diye imzalar. İşte bu olay daha sonraları sevgililer arasında kart gönderme geleneğinin ilhamıdır.

4. Aziz Valentine Hakkında İkinci Rivayet

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Aziz Valentine için öne sürülen bir diğer rivayet ise fiziksel engelleri iyileştirme yeteneği ile bilinen Terni Piskoposu olduğu yönünde. Bu rivayete göre; konuşamayan ve bedensel engelli bir çocuk, iyileşebilmesine yardım etmesi için Valentine gönderilmiş ve Piskopos Valentine, bir gece boyunca dua edip çocuğu iyileştirmiş. Bu olayın neticesinde çocuğun ailesi Hıristiyanlık inancını benimsemişler. Piskopos, buna benzer mucizelerinden ötürü tutuklanmış ve putperestliğe dönmesi istenmiş. Ancak Valentine bu isteği geri çevirmiş. Neticesinde ise başı kesilerek idam edilmiş. 14 Şubat’ın hangi Valentine’ye adandığı kesin olmasa bile, her ikisinin de hayatı öldürülerek sonuçlanır.

5. Shakespeare Ve Aşk Mektupları

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Kökeni Roma’ya kadar dayanan her yıl heyecanla karşılanan Sevgililer Günü’nün, Orta Çağdan günümüz modern çağına kadar popülerliğini yitirmeden gelişebilmesini sağlayan dinamikler vardır. Shakespeare bu dinamiklerin en başında gelmektedir. Onun aşk ve sevgi dolu çalışmalarının en güzel örneği olan “Romeo ve Juliet” ise romantizmin doruklara çıktığı nadide eserlerden biridir. Bu yapıt, ilhamını Valentine hakkındaki ilk rivayetten alır. Romantik trajedi örneği olan eser de Romeo, Juliet’e aşk dolu mektuplar gönderir. Şüphesiz ki günümüzde mektup her ne kadar eskisi kadar popüler olmasa da sevgiliye mektup göndermek, Sevgililer Günü’nün sembollerinden birisi olmuştur.

6. Geleneğin Yeni Dünya’ya Seyahati

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Sanayi Devrimi ile, 19. yüzyılda fabrika üretimi kartlar yapılmaya başlandı. Hallmark Cards, Shakespeare’in romantik çalışmalarından ilham almıştı ve mektuplaşma düşüncesinden yola çıkarak 1913 yılında Sevgililer Günü için seri üretim kartlar basmaya başladı. Bu noktadan sonra global bir endüstriye dönüşen 14 Şubat, günümüze ulaşabilmesini basılan bu kartlara borçludur. Kartlar, çiftlerin aşk cümleleri ile doludur. Günümüzde bile 14 Şubat’a özel üretilen bu “sevgi pıtırcığı” kartlara pek çok talep var. Dünyanın pek çok yerinde ekonomiye canlılık katan elementlerden birisi olan Sevgililer Günü’nün böylesine önemli bir gün haline gelmesi, bu nedenle şaşılacak bir durum değildir.

7. Simgesel Tatlı: Kalpli Çikolatalar

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Dijital arama motorlarına çikolata ve sevgili kelimelerini yazarsanız karşınıza direk “Sevgililer Günü Çikolataları” başlıklarında pek çok kalp şekilli çikolatalar çıkar. Tabi ki kalpli çikolatalarında, 14 Şubat’a özgü bir hal almasının bir nedeni var. 1382 yılında (Roma Dönemi) Geoffrey Chaucer’in yazıları incelendiğinde; yasa dışı saray aşklarında, şövalyelerin sevdikleri kadınlara şeker verdikleri ve sevgililer arasında bir sembol olduğu anlaşılır. 1840 yılına gelindiğinde, bu hikâyeden yola çıkan Richard Cadbury (çikolata üreticisi), kendisine mükemmel bir pazarlama fırsatı yaratır ve ürettiği kalpli çikolataları bu özel günde dekore edilmiş kutularda satmaya başlar. Kalpli çikolatalar, o günden sonra Sevgililer Günü için bir ikon haline gelir.

8. Aşk Tanrısı: Cupid

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Cupid olarak adlandırılan yay ve oklu, kanatları olan tombul bebek, çok uzun bir süredir Sevgililer Günü ile bağdaştırılır. Eski Yunan’da Afrodit’in oğlu ve aşk tanrısı Eros olarak biliniyordu. Romalı yazarlar tarafından anlatılan bir öyküye göre; Cupid, arzu duygusu yaratmak için altınok, nefret için kurşun oklara sahiptir. Apollon, Eros’un okçuluğuyla dalga geçer. İntikam almak isteyen Cupid (Eros) altın oku Apollon’a, kurşun oku ise su perisi Daphne’ye atar. Böylece imkânsız bir aşka neden olur. Helenistik dönemde, yaramaz bir çocuk olarak tasvir edilen Cupid, aşkla olan ilgisi nedeniyle 19.yüzyılda onu meleksi versiyonu ile tasvir eden Sevgililer Günü kartları nedeniyle günümüze kadar aşkın ve sevginin bir sembolü olmuştur.

9. Sevginin Sembolü: Kırmızı Güller

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Kırmızı güller, birisine “Seni seviyorum” demenin en basit yoludur. Güller, Sevgililer Günü’nün kökeni içerisinde yer alır ve her yıl heyecanla karşılanan bu kendine has günde, Sevgililer günü hediyesi olarak çok fazla tercih edilir. Roma’dan başlayıp tüm dünyaya yayılan 14 Şubat furyası pek çok ülkeyi etki altına alır. Bir örnek olarak Fransa verilebilir. Kırmızı güllerin, Sevgililer Günü’ne ait bir gelenek haline gelmesinde başı çeken Fransız kralı XIV. Louis’tir. Eşi Marie Antoinette’ye, hediye olarak bugün de kırmızı güller göndermesi ile bu hediye adet haline gelir. Şu an bile sevgililer arasında en çok tercih edilen armağan olan güller, popülerliğinden hiçbir şey kaybetmeden hayatına devam ediyor.

10. Öpücüğün Kısaltması: “XO”

Her Yıl Heyecanla Karşılanan Sevgililer Günü’nün Kökeni

Sevgililer Günü’nü modern dünyada bile kalıcı hale getiren en önemli etken notlardır. Bu özel günde notların altına bırakılan “XOXO” ifadesine pek çoğumuz denk gelmiştir. İşte bu “XO”nun kullanımının da uzun bir geçmişi var. Orta Çağ Hıristiyanlık anlayışında “X” haçı temsil ediyordu. Aynı zamanda resmî belgelerde imza için kullanılan bu harf, bir semboldü. Metnin doğruluğunun kanıtı olarak yazar, sembolü kullandıktan sonra yeminlerinin işareti olması için “X” işaretini öperdi. Halk ve krallar arasında bu davranış yaygınlaştıkça, Sevgililer Günü kartlarında “öpücükle mühürlenmiş” anlamını taşıması için kullanılmaya başlandı. Günümüzde de rastlayabileceğimiz bu gelenek, varlığını farklı ülkelerde hala sürdürüyor.


Bu içeriğe ifadenle renk ver!

Beğen Beğen
25
Beğen
Mutlu Mutlu
16
Mutlu
Eğlenceli Eğlenceli
7
Eğlenceli
Üzgün Üzgün
0
Üzgün
Olamaz Olamaz
1
Olamaz
Kızgın Kızgın
0
Kızgın
Komik Komik
0
Komik
İlginç İlginç
16
İlginç

Yorum bırak