Bir kimya veya fizik meraklısıysanız, muhtemelen Michael Faraday’ın (1791-1867) adını daha önce duymuşsunuzdur. İlk elektrikli motoru ve jeneratörü icat etmesiyle tanınan Faraday, elektromanyetizma alanına büyük katkıda bulundu. İşte diplomasız bir deha olan Michael Faraday’ın elektrikli hayatı hakkında 10 büyüleyici gerçek. Keyifli okumalar!
1. Kendi Kendini Eğitti
Faraday’ın babası James, Londra’nın daha yoksul kenar mahallelerinden birinde karısı ve dört çocuğunu geçindirmek için mücadele eden hasta bir demirciydi. 13 yaşında genç Faraday’ı, kitapçı George Ribeau onu 1804’te ayak işleri yapan bir çocuk olarak yanına aldı. Faraday’ın 14. doğum gününden kısa bir süre sonra, Ribeau ona ücretsiz bir çıraklık teklif etti. Sonraki yedi yıl boyunca cilt ticaretinde ustalaştı. Yıllar içinde, Faraday Ribeau’nun dükkânında ciltlediği kitapların çoğunu okudu. Çoğu alt sınıf erkek çocuğu gibi, Faraday’ın resmi eğitimi sınırlıydı. Ancak, bu kitap rafları arasında kendine çok şey öğretti. Özellikle kimya, fizik ve “elektrik” adı verilen gizemli bir kuvvet hakkında.
2. Bilimsel Kariyerini Kendi Başlattı
Sir Humphry Davy bilimde büyük bir iz bıraktı. Sadece 1808 yılında, kalsiyum ve bor dâhil olmak üzere en az beş element keşfetti. Mükemmel bir kamu konuşmacısı olan Davy’nin Kraliyet Enstitüsü’ndeki dersleri sürekli olarak büyük kalabalıklar çekti. Yirmi yaşındaki Faraday, 1812’de bir müşterisinden bilet alarak bu sunumlardan dördüne katıldı. Davy konuşurken, Faraday ayrıntılı notlar aldı ve bunları derleyip küçük bir kitap haline getirdi. Faraday 300 sayfalık transkriptini Davy’e gönderdi. Davy oldukça etkilendi ve Faraday’ı onu asistanı olarak işe aldı. Ancak Faraday’ın başarıları kendisini gölgede bırakmaya başladığında, Davy genç adamı başka bir bilim insanının çalışmasını intihal etmekle suçladı ve Kraliyet Cemiyeti’ne kabul edilmesini engellemeye çalıştı.
3. İlk Elektrik Motorunu Yaptı
3 Eylül 1821’de Faraday, teknolojiyi modern çağa taşıyan bir cihaz yaptı. Bir yıl önce, Danimarkalı fizikçi Hans Christian Ørsted, bir telden elektrik akımı geçtiğinde, çevresinde bir manyetik alan oluştuğunu göstermişti. Faraday bu bilgiden yararlandı. Royal Society bodrumunda, cıva dolu bir cam kabın dibine bir mıknatıs yerleştirerek tartışmasız en çığır açan deneyine başladı. Faraday’ın bir pile bağladığı bir tel yukarıdan sarkıyordu. Telden bir elektrik akımı geçtiğinde, tel mıknatısın etrafında dönmeye başlıyordu. Faraday, dünyanın ilk elektrik motorunu yapmıştı. İlk deneyi, içinden bir mıknatıs geçirdiği basit bir tel ve pamuk halkasından oluşuyordu. Bunu yaparak, bir akımın üretildiğini buldu. Bugüne kadar, çoğu elektrikli cihaz aynı prensipler kullanılarak yapılmıştır.
4. Kauçuk Balonları Keşfetti
Diplomasız bir deha olan Michael Faraday’ın elektrikli hayatı hakkında oluşturduğumuz listede sırada Faraday’ın kauçuk balonları yer almaktadır. 1824’te yaratılan Faraday’ın balonları, bugün gördüğümüz balonların çok daha basit bir versiyonuydu. Bilim adamı, deneyleri sırasında iki lastik yaprağı birbirine bastırdı ve içlerine hidrojen koydu. Nesnenin “artan güçleri” olduğunu fark etti. Günümüzdeki balonların babası olan kauçuk balonları keşfetmiş oldu. Bugünün standartlarına göre, ilk modelleri perişan görünüyordu. Önceleri çok ilgi uyandırmasa da, oyuncak üreticileri ertesi yıl bunları dağıtmaya başladı. Çocukların ilgisi ile bir anda popülaritesi arttı.
5. Buzdolabı Yapımına Katkı Yaptı
Faraday, bir tüp içinde klorür hidrat ile deney yaparken, ir ucunu ısıtıp diğerini aynı anda soğuttu. Bu sırada tüp içinde bir sıvının oluşmaya başladığını fark etti. Tüpü kırdı, bu da küçük bir patlamaya neden oldu. Ne olduğunu anlaması çok uzun sürmedi. Tüpün içinde, gazı sıvılaştıran basınç oluşuyordu. Camı deldikten sonra bu basıncı serbest bırakmış ve daha sonra sıvı gaz haline geri dönmüştü. Bu ani buharlaşmanın ilginç bir yan etkisi oldu. Çevredeki havayı soğuttu. Faraday, istemeden de olsa, ilk buz yapma makineleri ve soğutma üniteleri için zemin hazırladı. Bununla birlikte Faraday, bugün bildiğimiz buzdolaplarının yaratılmasına katkıda bulundu diyebiliriz!
6. Kirliliğe Karşı Hareket Çağrısı Yaptı
Britanya’nın sanayileşmesi kötü kokulu bir bedelle geldi. 1800’lerin ortalarında Londra daha kalabalık hale geldikçe, çöp ve dışkı maddesi artan bir düzenlilik ile Thames Nehri’ne döküldü. Doğal olarak, alan gül gibi kokmuyordu. 1855’te Faraday, sorun hakkında sık sık tekrarlanan bir açık mektup yazarak yetkilileri harekete geçmeye çağırdı. Yaz günlerinde kavurucu sıcak ile kokunun daha fazla rahatsız edeceğini öngördü. Faraday’ın tahmin ettiği gibi, kavurucu bir yaz, her türden Londra’da yaşayan kişiyi burunlarını tutmaya zorladı. “Büyük Kokuşmuş” olarak adlandırılan 1858’in daha sıcak ayları, Thames’in kokusunu şehrin her yerine yaydı. Parlamento aceleyle kapsamlı bir kanalizasyon reformu tasarısı ile koku yavaş yavaş dağılmaya başladı.
7. Kraliyet Topluluğu Geleneğini Başlattı
Diplomasız bir deha olan Michael Faraday’ın elektrikli hayatı hakkında oluşturduğumuz listede sırada başlattığı bir gelenek var. Faraday, bilimi halka açık hale getirmenin önemini anladı. 1825’te Kraliyet Cemiyeti tarafından istihdam edilirken, bugün hala güçlü olan bir diziye öncülüğü var. O yıl, mühendis John Millington, “doğal felsefe” üzerine bir konferans verdi. Bundan sonra her yıl (İkinci Dünya Savaşı nedeniyle 1939–1942 hariç), önde gelen bir bilim adamı onun izinden gitmeye davet edildi. Tanınmış Noel öğretim görevlileri arasında David Attenborough (1973), Carl Sagan (1977) ve Richard Dawkins (1991) bulunmaktadır. Bu organizasyonlarda Faraday’ın kendisi en az 19 kez sunuculuk yaptı.
8. Matematikle Mücadele Etti
Hayatının sonlarına doğru, Faraday’ın örgün eğitim eksikliği sonunda onu yakaladı. İmkânsızlıklar içinde geçirdiği çocukluk dönemi, onu matematiksel olarak okuma yazma bilmez hale getirmişti. Bu da profesyonel bir bilim insanı için ciddi bir engel oluşturuyordu. 1846’da ışığın kendisinin elektromanyetik bir görüngü olduğunu öne sürdü. Ancak Faraday bu kavramı matematiksel denklemlerle destekleyemediği için ciddiye alınmadı. Onun için kurtuluş, James Clerk Maxwell adında genç bir fizikçi şeklinde geldi. Aile zenginliği, Maxwell’in matematiğin peşinden gitmesini sağladı. 1864’te James Clerk Maxwell, Faraday’ın önsezisini kanıtlamaya yardımcı olan denklemleri yayınladı.
9. Hafıza Kaybıyla Mücadele Etti
Faraday’ın bir zamanlar keskin olan hafızası 48 yaşındayken bocalamaya başladı. Onu üç yıl çalışamaz hale getiren bir hastalığa yakalanmış, baş dönmesi, dengesizlik ve diğer semptomlarla boğuşmuştu. Bu hastalığın ardından, 70’lerin başına kadar deneyler yaptığı Kraliyet Cemiyeti’ne geri döndü. Bununla birlikte, Faraday hala açıklanamayan ani baş dönmesi, depresyon ve aşırı unutkanlık ataklarına eğilimliydi. Hafızasından her zaman kötü olarak bahsediyordu. Yeni bilgileri daha çabuk unuttuğunu ve bazen de eski bilgilerini yeniymiş gibi hatırladığını belirtiyordu. Bazıları cıvaya aşırı maruz kalmakla suçlasa da, bu hastalığa neyin neden olduğunu kimse bilmiyordu.
10. Kendine İlginç Bir Yaşam Yarattı
Diplomasız bir deha olan Michael Faraday’ın elektrikli hayatı hakkında oluşturduğumuz listede sırada şaşırtıcı hayatına dair ilginç bilgiler yer alıyor. İlk olarak başka bir deha olan Einstein uygun, modern fiziğin babası Faraday’ı kişisel bir kahraman olarak görmesidir. Berlin’deki evinde Faraday’ın portresi bile yer alıyordu. Ayrıca Faraday’ın bilime katkısını takdir etmek için, Kraliçe Victoria’nın kocası Prens Albert, bilim adamına 1848’de Hampton Court’ta bir mülk vermesidir. Diğer ilginç bilgi ise, Faraday’ın, keşiflerinden bazılarını kolay tanımlamak için iyon, katot ve anot gibi isimler vermesidir. Faraday’ın 1850’lerden kalma laboratuvarı, Kraliyet Enstitüsü’nün Faraday Müzesi’nde çoğaltılır ve ziyaretçilere açıktır.