Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

5 dk okuma süresi


Sırp-Amerikalı Nikola Tesla, bilim dünyasının sahip olduğu en önemli mucitler arasında bir alternatif akım dahisi olarak tanınmaktadır. 1856 yılının 10 Temmuz gününde dünyaya gelen Tesla, tüm zamanların en üretken mucitlerinden birisidir. Bu bilim insanının çarpıcı hayatıyla alakalı daha fazla bilgi edinebilmeniz için sizlere; hayatını, başarılarını, yeteneklerini ve daha pek çok şeyi inceledik. Değerli hayatınıza ilham olması dileğiyle keyifli okumalar!

1. İlham Kaynağı

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Ünlü bilim insanının annesi Djuka Mandic, tıpkı ülkemizde olduğu gibi klasik bir ev hanımıydı. Bilim insanı Tesla, pek çok özel yeteneğini annesine borçluydu. Çünkü Madic, iplikten dokuduğu kumaşlarla, gece gündüz demeden yaptığı her işte inanılmaz bir fotoğrafik hafıza kullanıyordu. Bu yeteneği oğlu Tesla’ya aktarılmış olmalı ki, Nikola da tıpkı annesi gibi yetenekliydi ve üst düzey bir fotoğrafik hafızaya sahipti. Hem genler hem de annesinin hayatına ilham kaynağı olması bu duruma oldukça yardımcı olan iki faktör oldu. Djuka Mandic 1892 yılında vefat edince, Tesla olayın travmatik etkisiyle sonra hastalandı ve doğduğu yer olan günümüz Hırvatistan sınırındaki Tomingaj köyünde yaşamaya devam etti.

2. Askeri Hayatı

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Bilim dünyasının etkileyici tarihinde en önemli kişiliklerden olan Nikola Tesla, dahisi olduğu bu mecraya girmeden önce aslında bir asker kaçağıydı. 1874 yılında orduya üç yıl hizmetle görevlendirilmişti ancak bu hizmeti yerine getirmekten kaçınan Tesla, askere alınmamak ve dönemde yaygın bir hastalık olan koleradan kurtulmak için; Gracac yakınında yaşayan anneannesinin yanına gitmeyi tercih etti. Daha sonra otobiyografisinde bu zamanlara atıfta bulunmak amacıyla şu cümlelere yer verdi; “Bu dönem boyunca dağlarda bir avcı kıyafeti ve bir deste kitapla dolaştım. Doğayla olan bu temas beni hem bedenen hem de ruhen daha da güçlü kıldı.” İşte bu noktadan sonra doğaya olan sevgisi güçlenmişti.

3. Görselleştirme Yeteneği

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Nikola Tesla’nın annesinden devraldığı inanılmaz bir fotoğrafik hafızası olduğunu önceki maddelerde söylemiştik. Bu noktada annesinden farklı olarak, Tesla yaptığı tüm icatlarda dahil olmak üzere nesneleri en ince ayrıntısına kadar kafasında görselleştirebilir hatta nesneleri canlandırabilirdi. Sahip olduğu bu çalışma yöntemi diğer mucitlere kıyasla oldukça farklıydı. Tesla’nın eskiz defteri veya çalışma kağıtları yoktu. Tüm bunları kafasının içinde ve hayal dünyasında zaten rahatlıkla saklayabiliyordu. Erken çocukluk döneminden itibaren “ışık parlamaları” olarak adlandırılan vizyonlar yaşayan Nikola, bu anlarda sorunlara çözüm veya yeni bir şeyler üretmek için edinmesi gereken ilhama sahip oluyordu.

4. Fiziksel Çekiciliği

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Elimizdeki tüm kanıtlara göre Tesla’nın çekici ve yakışıklı bir bilim insanı olduğunu söylemek oldukça yerindedir. Bir seksen boyunda, ince yapılı, koyu ve derin gözlere sahipti. Her ne kadar dâhilerin kendileriyle ilgilenmedikleri gibi bir kanı olsa da Nikola oldukça iyi giyinişli, modaya uygun kıyafetler tercih eden ve yoğun bir şekilde iş ile meşgulken de kendisine alan yaratıp sosyalleşen iyi bir arkadaştı. Yaşadığı dönemde Mark Twain gibi isimlerin yanı sıra, kendisine deliler gibi âşık olduğunu söyleyen pek çok kadının da dikkatini fazlasıyla çekmişti. Her ne kadar oldukça yüksek bir fiziksel çekiciliğe sahip olduğunu bilsek de Tesla, kişisel yaşantısını sır gibi saklamayı tercih etti ve hayatı boyunca hiç evlenmedi.

5. Takıntılara Sahip Olması

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Bilim dünyasının en önemli dahilerinde olduğu gibi Nikola Tesla’da da sıra dışı alışkanlıklar mevcuttu ve bu alışkanlıklar esiri olduğu bazı takıntılar geliştirmesine sebep olmuştu. Örneğin; Tesla hayatı boyunca oldukça zor bir çalışma etiğine sahipti. Katı ve düzenli bir program yapıyordu ve bu programı esnetmek neredeyse imkansızdı. Öte yandan geceleri sadece iki saat uyuyor, akşam yemeklerini belirlediği iki mekânda ve hep aynı masada yiyordu. Mikrop korkusundan dolayı yemeklerde bir yığın peçeteye ihtiyaç duyuyordu. Genç yaşlarda incileri gördüğü zaman kriz geçirir, insan saçına dokunmaya kıyamazdı. Yani dahiliğinin belki de bir belirtisi sayabileceğimiz bazı tuhaflıkları olduğunu söyleyebiliriz.

6. Modern Buluşları Başlatması

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Nikola Tesla ismini ilk duyduğumuzda pek çoğumuzun aklına ilk olarak Tasla ve Edison arasında klasikleşmiş olan elektrik formu üzerinden yürütülen “Akımların Savaşı” gelir. Özetle; elektriği kimin bulduğuna referans eden tartışma da denebilir. Ancak Nikola Tesla’nın, ismini duyduğumuz bu olay dışında, günümüz dünyasındaki modern buluşların pek çoğunun önünü açtığını söylememiz gereklidir. Tesla; elektrik ışığı, elektrik motorları, uzaktan kumanda, radyo, x-ray, radar, kablosuz iletişim ve robotik alanlarda da pek çok çalışma yürütmüştür. Nikola Tesla, pek çok buluşta aslında arka plan oyuncusudur. Diğer mucitler gibi büyük bir şöhret sahibi olamasa da hayatı boyunca yaklaşık üç yüz patent almıştır.

7. Dünyayı Aydınlatmak İstemesi

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Nikola Tesla’nın çoğu çalışması aydınlatma kavramı üzerine kuruludur. Nikola Tesla’nın çalışmalarının merkezinde Dünya’nın atmosferini tamamen aydınlatma, insan hayatından karanlığı yok etme ve yepyeni bir ışık çağı başlatma amaçları bulunuyordu. Dünya’nın üst atmosferinde bulunan gazların özellikle yüksek frekanslı elektrik akımlarını taşıyabildiğini ve bu tarz akımların güvenli bir şekilde iletilmesinin sonucu olarak; havaalanlarını daha güvenli hale getirecek ve tüm şehirleri aydınlatacak bir “karasal gece ışığı” yaratabileceği teorisine inanıyordu. Ne yazık ki Tesla’nın hayallerini süsleyen pek çok uçuk amacı gibi, bu hedefini de hiçbir zaman gerçekleştiremedi. Hatta olasılığını bile kanıtlayamadı.

8. Kablosuz Güç Savaşı

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Yirminci yüzyıla gelindiğinde Nikola Tesla’nın hedefinde, Atlantik Okyanusu boyunca mesaj ileten ilk kişi olmak vardı. Bu hedefe sahip bir diğer isim olan Guglielmo Marconi ile bir rekabet içerisine girdi. Tesla’nın yüz seksen altı metrelik uzunluğa sahip olan bir kulede bir kablosuz iletim istasyonu inşa etmek için finansman bulmasıyla “Wardenclyffe” adındaki istasyon için hazırlıklara başlandı. Ancak Marconi ve Tesla rekabetinde, öne geçen isim olan Marconi’nin ezici prestijinden dolayı; Tesla’nın finansman kaynağı, artık proje ile ilgilenmediğini ve tüm desteğini geri çektiğini belirtti. Dolayısıyla bu proje gerçekleştirilemedi ama Wardenclyffe, günümüzde kâr amacı gütmeyen bir müzeye çevrilerek yaşatıldı.

9. Yıldırımlarla Olan İlişkisi

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Nikola Tesla, küresel bilim dünyasının en önemli ve en başarılı dahisi olarak, kendine has pek çok hikâyeyi hayatında ve anılarında barındırır. Örneğin; Tesla’nın o meşhur laboratuvarındaki bir sandalyeye oturduğu ve etrafında korkunç ama muazzam şimşekler çakarken sakince çalışmaya devam ettiği ve notlarını incelediği ünlü bir fotoğraf vardır. Bu fotoğraf yüksek ihtimalle çift pozlama sonucu ortaya çıkmıştır. Genel yargı Nikola Tesla’nın yıldırımlar düşerken bile sakince işine konsantre olduğu yönünde olsa da gerçek bundan oldukça farklıdır. Bu görüntü, yeni projeler için sermaye oluşturmak için bir tanıtım aracı olarak kullanılmış, Nikola Tesla halka bir çeşit sihirbaz gibi gösterilerek hayran kitlesi toplanmıştır.

10. Yoksulluk İçinde Ölümü

Bilim Dünyasının En Önemli Dahisi: Nikola Tesla

Yaşı ilerleyen ve hem fiziksel hem mental hem de finansal açıdan düşüşler yaşamaya başlayan Nikola Tesla, uzun yıllar boyunca yaşadığı ve oldukça pahalı olan Waldorf Astoria’dan ayrılmaya mecbur kaldıktan sonra, 1922 yılında daha münzevi bir yer olan St. Regis Otel’e taşındı. Zamanla aldığı patent gelirlerinin çoğu tükendi ve 1920’li yıllarda Nikola Tesla, fiilen iflas etmiş oldu. İtibarı sayesinde karşı karşıya kaldığı tatsız durumlardan kurtuldu. 1943 yılında ise Manhattan’da bulunan New Yorker Oteli’nin otuz üçüncü katında yaşadığı odasında 7 Ocak gecesi ölü bulundu. O ihtişamlı buluşları ve günümüze ışık tutan zekasıyla halen ismine ve şöhretine hâkim olsak da ne yazık ki bu dahinin hayatı yoksulluk içinde sona erdi.


Bu içeriğe ifadenle renk ver!

Beğen Beğen
13
Beğen
Mutlu Mutlu
2
Mutlu
Eğlenceli Eğlenceli
2
Eğlenceli
Üzgün Üzgün
2
Üzgün
Olamaz Olamaz
1
Olamaz
Kızgın Kızgın
0
Kızgın
Komik Komik
0
Komik
İlginç İlginç
5
İlginç

Yorum bırak