Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Bazen çalışır, gayret eder, uğraşır didiniriz. Bazense akışına bırakır, işlerin oluruna gideriz. Hayat; akışta kalmakla hedeflerimiz uğruna sınırlarımızı zorlamak arasındaki çizgide akıp gider. Bu gidiş, bir yandan bizi mutluluğa ulaştırırken diğer yandan kimseye yansıtamadığımız, içten içe kendimizi güçsüz hissettiğimiz bir girdabın içine savurur. Çocukluktan yetişkinliğe kadar hissettiğimiz tüm iniş çıkışlar, bizi güçlendiren tecrübeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşadığımız her olayın bizim için en iyi tecrübe olması, her başarının bizim için en mükemmel başarı olması amacıyla her yolu deneriz. İşte bu en mükemmeli yapma noktasında Aşil Sendromu devreye girer. Uğruna gizli gizli rekabet ettiğimiz başarının karşısındaki Aşil Sendromu sebebiyle bazen yenilgiye düşer, bazense zirvede olmak uğruna en mükemmelini yapmayı seçeriz. Bu sendromu tanımlamak ve anlamak içimizi rahatlatabileceği gibi çözüm yollarını bulmamızı da sağlayacaktır. Gelin birlikte öğrenelim!

1. Aşil Sendromu’nun Tanımı

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Aşil Sendromu, kişinin çevresinde bulunan insanlar tarafından başarılı görülmesine ve takdir edilmesine rağmen kendisinin bu başarıya layık olmadığını düşünmesidir. İçten içe başarısız olacağına dair yoğun endişe yaşayanlar, işlerinde başarıya ulaşsalar dahi yeterli tatmini alamazlar. Diğer bir adıyla gizli başarısızlık korkusu olarak bilinen Aşil Sendromu, kişinin istediği sonucu elde edemediğini hissetmesinden dolayı başarının karşısındaki rekabet gizli bir şekilde artacaktır. Bu durum yetersizlik hissini ortaya çıkarır. Çünkü her durumda daha iyisinin yapılabileceğinin düşünülmesidir Aşil Sendromu. Bireylerin kendisinden beklenen görevleri ve sorumlulukları yerine getirirken, yeteneklerinin ve başarılarının bilincinde olamamalarıdır. Başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışırken yaşanan içsel çatışmalardır. Mükemmeliyetçi tutumlar sergileyerek daima başarılı olmaya odaklanmaktır. Bir süre sonra yoğun bir hayal kırıklığı, doyumsuzluk ve başkalarının güvenini kaybetme korkusu bize Aşil Sendromunu tanımlar.

2. Aşil İsminin Geldiği Yer

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Yunan mitolojisinin en önemli kahramanlarından olan Aşil (Achilles), Homeros’un yazdığı on altı bin dizelik İlyada Destanı’nın başkarakterlerinden biridir. Efsaneye göre Aşil, annesi tarafından ölümsüzlük kazanması için dünyanın altında yer alan ve ölümsüzlük verebilen dokuz nehir arasından Styx isimli nehirde yıkanır. Annesi Aşil’i nehirde yıkarken topuklarından tuttuğu için topuğu dışında kendisine zarar verilemez olarak bilinir. Yaralanmalara karşı bağışıklık kazanan Aşil’in, sadece topuğundan vurulursa öleceğine inanılır. Özgür ruhlu ve savaşçı bir kahraman olan Aşil’in tüm vücudu zırhla kaplanmış gibidir, incitilemez ve zarar verilemezdir. Ancak Aşil’in topuğu, onun ölümcül noktası olmuştur. Topuklarımızda bulunan Aşil Tendonları, ismini buradan alır. Aşil topuğu, her insanda küçük ve önemli bir kusurun var olduğunu gösterir. Bu kusur çok da ortaya çıkmak istemeyecektir. Kişilik hassastır ve incinebilen bir özelliğe sahiptir. Aşil’in topuğundaki bu hassas noktası sebebiyle, sendrom da bu ismi alır.

3. Psikoloji Literatüründeki Yeri

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Aşil Sendromunun adlandırmasını, ilk kez Psikolog Petruska Clarkson yapmıştır. “The Achilles Syndrome” isimli kitabı ile bu kavramı psikoloji literatürüne kazandırmıştır. Clarkson Aşil Sendromunu, kişilerin yeterli başarıya sahip olmasına rağmen kendi içinde bu başarıyı ve tatmini hissedememesi şeklinde açıklar. Böylece psikolojik bir sendrom olarak tanımlar. Diğer bir adıyla “Gizli Başarısızlık Korkusu” olan Aşil Sendromu, başarının karşısındaki rekabet ve gizli çatışma olarak ortaya çıkar. Psikolojide bu sendrom “Sözde Yetkinlik Sendromu” şeklinde de tanımlanır. Sözde yetkinlik, bireyin belli bir alanda kendini olduğu düzeyden daha yetersiz görmesiyle çevresindeki kişilerin onun hakkında başarılı ve yetkinlik sahibi olduğu fikirleri arasındaki büyük farklılıktır. Bu tür çelişkiler bireye rahatsızlık verir. Dış dünya ile iç yaşantı arasında var olan bu zıtlık bir yük olmakta, kişiye ağır gelmektedir. Kişilerin derinlerde hissettikleri kusurlu olma hali, yetersizlik hissi ve başarısız olma korkuları, onların Aşil topuklarıdır. Bu Aşil topuğunu gizlemek adına kişiler kendilerine psikolojik bir zırh oluştururlar.

4. Aşil Sendromu’nun Belirtileri

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Çalışanlardan üretkenlik, tecrübe ve becerilerini kullanarak görevlerini yeterli bir şekilde yerine getirmeleri istenir. Buna karşın Aşil Sendromlu bireyler kendilerini sürekli stres altında, yorgun ve endişeli hissederler. İşlerini tamamlayıp başardıklarını gördüklerinde kısa süreli bir ferahlama gelir; fakat bu o anda işini bitirmenin verdiği bir ferahlıktır. Bu kısa huzurun ardından, sonraki görev için yeniden endişe ve stres duyguları hakim olmaya başlar. Kendilerini tükenmiş ve bitik bir ruh hali içinde bulabilirler. Bu durum aniden yaşanan bir durum değil; yavaşça gelişen ve birçok alanda yaşamı etkileyen bir durumdur. Geleceğe dair ümitsiz bakış açıları vardır. Başarıyı gayretlerinin bir sonucu olarak değil, rastgele gerçekleştiğini düşünürler. Zihinlerinde sürekli başarısızlık senaryoları kurulduğu için yapacakları işlere olduğundan fazla hazırlanırlar. Kişiler zayıf yönlerini fark etmez ve bu zayıflıkları gizleme eğilimindedirler. Bu durumlar kişide motivasyon kaybına sebebiyet verir. Çevresindekiler tarafından başarılı görülmesine rağmen kendi içlerinde daima endişe ve kaygı hissetmeleri belirtiler arasındadır.

5. Aşil Sendromu’nun Sebepleri

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Aşil Sendromunun temelinde mükemmeliyetçi kişilik yapısı yer alır. Mükemmeliyetçi tutumlar sergileyen bireyler, eksik yanlarını gösterme konusunda isteksizdirler. Kendilerine ve başkalarına yüksek standartlar koyarak stres ve tatminsizlik hissi yaşarlar. Başkaları tarafından yetersiz görülmemek adına sosyalleşmekten uzak kalırlar. Bu sebeple her yaptıkları iş, tutum ve davranışta tam ve kusursuz olmaya odaklanırlar. Erken çocukluk döneminde yeteri kadar takdir edilme ve onaylanma davranışlarını göremeyen bireyler; bu sendromu diğerlerine göre daha çok yaşayabilir. Öte yandan geçmişte yaşanan olumsuz deneyimler ve sürekli eleştirilme hali, zayıf yönlerini açığa çıkaracağını düşündürerek bireyi endişelendirir. Başarıyı kaybetme korkusu, sürekli kendini kanıtlama ihtiyacı hissettirir. Toplumun belirlediği yüksek standartlar, düşük özsaygı ve yüksek hassasiyet gibi durumlar, kişide Aşil Sendromu’nun oluşmasına zemin hazırlar. Sosyal baskılar, bireylerin kendilerini sınırlandırarak duygusal sıkıntı yaşamalarına yol açar. Sosyal medyanın oluşturduğu mükemmel kişilik, kusursuz bir yaşam ve her an mutlu olma algısı, bu sendromu tetikleyebilecek nedenler arasındadır.

6. İş Yaşamına Etkisi

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Çalışan bireylerin yaptıkları işlerden aldıkları doyum, hem sosyal hem de iş yaşamlarında mutlu olmalarını sağlar. İşlerini bir yandan severek yaparlarken diğer yandan başarının karşısındaki rekabet ve stres yükü, gizli bir şekilde çalışanların verimini düşürdüğünde Aşil Sendromu ortaya çıkar. Bu sendrom çalışanların iş tatminlerinin yetersiz olmasına neden olur. Bir yandan yüksek başarı duygusuyla gereğinden fazla çalışırlarken, diğer yandan işe gelmekte isteksiz olabilirler. İki uç nokta arasındaki bu gelgitler, kişinin duygusal dengesinde karışıklıklara yol açar. Bir alanda uzmanlık yaparken eksik olduklarını hissettikleri başka alanların olduğu düşüncesi onları rahatsız eder. Bu durum bulundukları konumdan memnuniyet duymamalarına ve sürekli farklı alanlara yönelmelerine sebebiyet verir. İşlerini tamamladıklarında hissettikleri rahatlık, sadece o andaki iş yükünden kurtulmanın verdiği rahatlıktır. Hemen ardından bir sonraki yapacakları işleri düşünerek onu nasıl yapacaklarının stresini yaşarlar. Saygınlıklarını kaybetme endişesi, iç dünyalarında endişe dolu bir karmaşıklığa yol açar.

7. Aile Bireylerine Etkisi

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Aile bireylerinden biri Aşil Sendromu’nu yaşadığında, iç dünyasında yaşadığı yetersizlik ve başarısızlık hislerini ailenin diğer üyelerine yansıtabilir. Kişinin mükemmel olma çabası, eşinden ve çocuğundan mükemmel ve kusursuz davranışlar beklemesine sebep olur. Tam ve kusursuz planlar yapmak isteyen kişi, aile bireylerinin fikirlerini tam olarak dinlemeyebilir. Bu durum kişileri yalnız hissettirir. Aşil Sendromu, aile içinde yetersizlik kaygısı oluşturabileceğinden dolayı, birlik ve destek olma duygularını zayıflatır. Anlaşma ve uyum noktasında mükemmel bir iletişim sağlanması adına partnerinden her istediğini yerine getirmesini bekleyebilir. Kişinin söyledikleri yapılana kadar konuları tekrarlaması, çözüm bulmak yerine aralarındaki iletişimin kalitesini düşürür. Anlaşmada kusursuz olmak adına hemen her konuda uyarılarda bulunmak, partnerini bir zaman sonra kendisinden uzaklaştırarak fikir çatışmalarına zemin hazırlar. Bu durumda kişilerin birbirini dinlemeleri, ortak karar alabilmeleri ve sağlıklı iletişim kurabilmeleri oldukça önemlidir.

8. Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Ebeveynlerin çocukları üzerindeki mükemmeliyetçi tutumları, çocukların baskı altında hissetmesine sebep olur. Gerek oyunlarında gerek davranışları konusunda diğer çocuklarla karşılaştırarak, en güzelini kendi çocukları üzerinde görme isteği olabilir. Tabii ki her ebeveyn çocuğu için en güzelini isteyecektir. Fakat Aşil Sendromu’nda olan bir birey için doz aşımı, olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bunlara örnek olarak çocukların yetenekli ve başarılı olabilecekleri alanların zamanla körelmesi; olumlu tutum ve davranışları kendi istekleri ile yapmaları yerine isteksiz davranmaları gibi durumlar olabilir. Aşil Sendromu yaşayan ebeveynler kendilerindeki yetersizlik hissiyle, çocuklarına karşı fazla eleştirel davranışlarda bulunabilirler. “Eleştirdikçe daha iyi olacak!” düşüncesi çocuğun benliğine zarar verir. Mükemmel ebeveyn olmak adına “Çocuğuma her türlü imkanı ben sunmalıyım!” “En koruyucu ve en kollayıcı ebeveyn ben olmalıyım!” gibi düşünceler, çocuklarla iletişim ve etkileşim kurarken kendilerini dinlememelerine sebep olur. Hatta çocuklar da ebeveyni rol model alarak zamanla mükemmeliyetçi tutumlar göstermeye başlayabilir.

9. Ergenlik Dönemine Etkisi

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Başarının karşısındaki durdurulamaz rekabet zamanla ortaya çıkarken, çevresine gizli rakip olan gençlerin Aşil Sendromu yaşamaları muhtemeldir. Kendilerini gerçekleştirmekte zorlanan gençler, bir de mükemmel olma duygusuyla mücadele etmek zorunda hissederler. Kimlik arayışında olan birey, kendisi için en doğru ve kusursuz olan kimliğe bürünmek isteyecektir. Gerek ilgi, gerek yetenek, gerekse mesleki alanlarını buluncaya kadar sürekli fikir değişikliğine giderler. Bu durum Aşil Sendromu yaşayan bireylerin her fikir değişikliğinde kendilerini suçlu, başarısız ve yetersiz görmelerine sebep olur. Ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar kendilerini daima bu başarı karşısında yarım kalmış hissederler. Seçtikleri bir alan, ailesi tarafından kabul edilmediğinde iki durum söz konusudur: Bazıları çatışma çıkararak en doğru ve en mükemmel düşüncenin kendi düşüncesi olduğunu ailesine ispat etmek için uğraşacaktır. Bazıları ise ailesi için mükemmel ve kusursuz çocuk olma adına, söylenenlere itiraz etmeyecektir. Her iki durumda da gençler, kendi içlerinde ve çevrelerine karşı adeta bir kusursuzluk mücadelesi vermiş olacaktır.

10. Sonucu ve Çözüm Önerileri

Başarının Karşısındaki Gizli Rekabet: Aşil Sendromu

Aşil Sendromu’nun temel sebeplerinden biri olan mükemmeliyetçilik algısını ortalama düzeyde tutmak bireyi rahatlatacak, yapılan işlerde tatmin duygusu hissettirecektir. Bunun için kişinin kendisini ve çevresini yargıladığı durumları belirlemesi ve farkına varması oldukça önemlidir. Kişinin kendi başına farkına varamadığı ve üstesinden gelemediği durumlar bir uzmanla görüşülebilir. Başarılı olunan işler ve yetenekler ortaya çıkarılarak kişinin kendisini ödüllendirmesi, içsel motivasyonunu artıracaktır. Kazanılan başarıları ve ulaşılan hedefleri yazarak ortaya çıkarabilirsiniz. Çevresindeki kişilerin kendisini başarılı gördüğü konuları yazmak, başkalarının fark etmediği yetenekleri de ortaya çıkaracak, yetersizlik hissini en aza indirecektir. Ortaya çıkan kaygıları nefes egzersizleri ile kontrol altına almaya çalışabilirsiniz. Başarılarının şans eseri olduğunu düşünmeleri halinde kendi emekleriyle başardıklarını kanıtlayacak somut örnekler sunulabilir. Böylece bu tür düşüncelerin aslında gerçek olmadığını yansıtarak bireyin rahatlamasına yardımcı olabilirsiniz.

Mobil sürümden çık